Küresel Endişelere Rağmen Çin’den Güçlü İhracat Sinyali: Temmuz Verileri Beklentileri Aştı

Çin’in İhracatı Beklentileri Aştı: Temmuz 2025 Verileri

Çin’in ihracat performansı, Temmuz 2025‘te beklentilerin üzerine çıkarak küresel ekonomideki endişelere rağmen dış talepteki gücünü bir kez daha gösterdi. Bu durum, devam eden tarife belirsizliklerine rağmen ülkenin üretim ve sevkiyat kapasitesinin direncini ortaya koydu.

Dış Ticaret Verileri Detaylı Analizi

Çin Genel Gümrük İdaresi tarafından açıklanan resmi verilere göre, dış sevkiyatlarda önemli bir artış yaşandı. İşte Temmuz ayının öne çıkan rakamları:

  • İhracat: Yıllık bazda yüzde 7,2 artış gösterdi. Bu oran, Haziran ayındaki yüzde 5,8’lik artışı geride bırakırken, ekonomistlerin yüzde 6,0’lık beklentisini de aştı.
  • İthalat: İthalat cephesinde de yukarı yönlü bir sürpriz yaşandı. Temmuz ayında ithalat, yıllık bazda yüzde 4,1 artarak Haziran ayındaki yüzde 1,1’lik artışın oldukça üzerine çıktı. Bu veri, Çin’in iç talebinde bir canlanma olduğuna işaret ediyor.
  • Ticaret Fazlası: Ülkenin ticaret fazlası ise 98,24 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam, Haziran ayındaki 114,78 milyar dolarlık rekor fazlanın ve ekonomistlerin 106,3 milyar dolarlık tahminlerinin altında kaldı.

Ekonomik Belirsizlikler ve Geleceğe Yönelik Beklentiler

Uzmanlar, açıklanan verilerin Çin’in küresel talebe etkin bir şekilde yanıt verdiğini gösterdiğini, ancak ticaret anlaşmazlıkları ve ekonomik baskıların önemli bir risk unsuru olmaya devam ettiğini vurguluyor. Özellikle Pekin ve Washington arasında Ağustos ayında sona ermesi beklenen tarife ateşkesinin geleceği, iş dünyası tarafından yakından takip ediliyor.

Hükümet Danışmanlarından Önemli Uyarılar

Çinli hükümet danışmanları, ülkede artan deflasyon riski ve istihdam piyasası üzerindeki baskılara dikkat çekiyor. Bu doğrultuda, Pekin’in yeni beş yıllık politika planında hanehalkı harcamalarının büyümeye olan katkısının artırılmasını öncelik olarak belirlemesi yönünde çağrılar yapılıyor.

Ekonomistler, bu yeni odak noktasının, önceki arz yönlü reformlara göre sosyal dengeler açısından çok daha karmaşık ve hassas bir süreç olacağını belirtiyor.

Çinli liderlerin istihdamı “toplumsal istikrarın temel direği” olarak görmeye devam etmesi, gelecekteki ekonomik politika adımlarının da bu eksende şekilleneceğini gösteriyor.