Mehmet Özger’in Eseri ‘Kuş Gölgesi Avlamak’ Üzerine Derinlemesine Bir Analiz
Geçtiğimiz hafta başladığımız, Edebiyat Profesörü, şair ve yazar Mehmet Özger’in son kitabı “Kuş Gölgesi Avlamak” hakkındaki değerlendirmemize bu hafta devam ediyoruz. Bu değerli eser, insanın ve inancın sınırlarını çizerken, aynı zamanda omurgalı bir duruşun önemine dikkat çekiyor.
Kavramlar ve Düşünce Dünyası
Sayın Özger, eserinde okuyucuya ulaşmak için farklı yollar deniyor. Kimi zaman kavramlar, bir film, bir kitap, bir yazar veya bir ayet tahlili üzerinden yola çıkarak konuları kendi zihin ve kalp süzgecinden geçiriyor. Yazar, sadece sorunları tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu sorunlara yönelik derinlemesine çözüm önerileri de sunuyor.
Modern Çağın Çıkmazı ve Diriliş Düşüncesi
Kitapta, büyük düşünür merhum Sezai Karakoç’un diriliş düşüncesinin etkileri açıkça görülmektedir. Teknolojideki baş döndürücü ilerlemeye rağmen, bu ilerlemenin yol açtığı doğal, psikolojik ve sosyolojik enkazın altında insanlığımızın kaldığı vurgulanıyor. Bu durum, ahlaki çöküntü ile birlikte bireysel ve toplumsal bir çürümeyi de beraberinde getirmiştir.
O kadar hızlı koştuk ki, ruhumuz arkada kaldı.
Bu noktada Sayın Özger, umut verici bir tespitte bulunuyor: “Büyük felaketler, tozun dumanın içinde gelecek zamanın dirilik tohumlarını getirir.” ve ekliyor: “Bu diriliş tohumlarına sahip çıkabilirsek, sadece binaları değil çarpık zihinsel yapıları da inşa edebiliriz.”
Sloganların Ötesinde Hakikati Aramak
Günümüzde sembollerin hayatı şekillendirdiği ve sloganlarla öfkelerin yatıştırılmaya çalışıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Kavramların içinin boşaltılmasıyla, sloganlar söylemden öteye geçemiyor. Bu nedenle bize gösterilenin hakikatini anlamak yerine kişilere odaklanıyoruz. Mehmet Özger bu durumu, “Bize parmağıyla güneşi gösteren kişinin parmağına bakmakla meşgulüz” diyerek özetliyor.
Sorun Tespiti ve Çözüm Arayışı
Yazar, her yazısında yozlaşmanın toplumsal ve bireysel nedenlerine değinerek sorunu tespit ediyor ancak okuyucuyu sorunla baş başa bırakmıyor. Çözümün mümkün olduğunu ve bunun için öncelikle sorunun kabul edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bağlanmak mümkün müdür? Kopma mümkünse, bağlanma da mümkündür. Bir bağlanmadan söz ediliyorsa kesinlikle temelli bir kopuş yaşanmıştır.
Özger’e göre değerlerinden kopan insan, hakikate bağlanan ipini kaybetmiştir. Bu kopuşun sağlam bir bağlanmayla telafi edilebileceğini, bunun için de Üstad Sezai Karakoç’un diriliş doktrininin hakkıyla idrak edilmesi gerektiğini belirtiyor. Dirilişin ise nihayetinde Hakk’ın huzurunda durmakla anlam kazanacağını ifade ediyor.
Değerli Bir Yazarın Tespiti
Dostum Halit Kolan’ın kitapla ilgili şu tespitini de paylaşmak isterim:
Benim küçük küçük haplarım var. Küçücük… Ama bir tane aldığımda beş, altı gün rahatlatıyor çoğu zaman… Kuş Gölgesi Avlamak, hacmi küçük ama seçilmiş her bir başlığı ve başlığı dolduran her bir yazısıyla adeta her konuda uzunca bir kitabın süzüle süzüle en faydalı yerlerinden yeter hale getirilmiş özel bir kitap gibi duruyor. Doğrusu konularının hakkını vermiş bir çalışma.
Sonuç olarak, Mehmet Özger bize imkânsızı anlatmak yerine, kuşu tanıtıp onu nasıl eğitebileceğimizi gösteriyor. Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu gibi değerli olan bu eseri okumanızı tavsiye ederim. Kıymetli Dostum Mehmet Özger’in kalemi daim, yüreği var olsun.