AKP iktidarı süresince Türkiye’deki eğitim sistemi radikal dönüşümlere sahne oldu. Son olarak, MÜSİAD Başkanı’nın “12 yıllık kesintisiz eğitim sistemi çok yanlış bir uygulama. Ülkeye herhangi bir faydası yok. Gençlerimiz işgücüne daha erken katılmalı” sözleri ve Eğitim-Bir-Sen’in gerçekleştirdiği, ‘4+4+4 sisteminin son dört yılında değişim yapılmasının ön plana çıktığı’ araştırması, Türkiye’de zorunlu eğitimin süresini yeniden bir tartışma konusu haline getirdi. Ülkede 8 yıllık kesintisiz eğitim modeli uygulanırken, 2012 senesinde 4+4+4 sistemine geçiş yapılarak zorunlu eğitim süresi 12 yıla çıkarılmıştı.
Bu yeni sistemle birlikte okula başlama yaşının düşürülmesi, dini eğitimin ortaokul seviyesine çekilmesini sağlayan imam hatip ortaokullarının ülke genelinde yaygınlaştırılması ve meslek liseleri ile imam hatip liselerine geçişin teşvik edilmesi gibi adımlar atıldı. Zorunlu din kültürü dersine ilaveten seçmeli din derslerinin de müfredata dahil edilmesi, toplumun geniş bir bölümünden tepki topladı.
YAP-BOZ SİSTEMİ
AKP hükümetleri döneminde eğitimde adeta bir yap-boz sistemi uygulamaya konuldu. Liselere ve üniversitelere girişte kullanılan sınavlarda defalarca değişikliğe gidildi. AKP döneminde lise eğitimi için OKS, SBS, TEOG ve LGS gibi merkezi sınavlar peş peşe düzenlendi. Üniversiteye yerleşmek için ise ÖSS, YGS/LYS ve nihayetinde YKS merkezi sınavları uygulandı. Müfredat içeriğinde yapılan oynamalarla dini ve milliyetçi unsurların yoğunluğunun artırılması, evrim teorisinin programdan tamamen çıkarılması ve Atatürk ile Cumhuriyet ile ilgili konuların azaltılması ciddi tartışmaları beraberinde getirdi.
BİRİNİN DEDİĞİ ÖTEKİNE UYMADI
AKP’nin 23 senelik iktidarında Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna tam 9 farklı bakanın gelmesi, politikalardaki istikrarsızlığın en somut kanıtı oldu. Her bakanın kendi döneminde farklı uygulamalar ve tartışmalar yaşandı. Bir önceki bakanın “İyi yaptık, çok güzel yaptık” gibi övgülerle getirdiği bir sınav sistemi, kendisinden sonra gelen bakan tarafından “Çocuklarımız yarış atına dönüyor, büyüdüğünün farkına varmıyor” ifadeleriyle iptal edildi. Benzer şekilde, bir bakan ‘Mülakatı kaldıracağız’ sözünü verirken, halefi ‘Mülakat gibi mülakat yapacağız’ diyerek tam tersi bir tutum sergiledi.
AKP, 23 senelik iktidarında eğitim için ‘Eğitim seviyesi yükseldikçe hitap ettikleri kitlenin daraldığı’ gibi bir sonuca vardı. ‘Dindar bir nesil yetiştirme’ gayesinin bir unsuru olarak eğitimde dinselleştirme politikalarını benimsedi. Çocuklar, ‘Ara teknik eleman ülkesiyiz’ gibi söylemlerle sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacına yönlendirildi ve AKP’nin ‘Kalem yerine torna tut, mezuniyet kepi yerine kufi tak’ denkleminin arasında sıkışıp kaldı.