Kaynak: Reuters
10 Temmuz 2025, 05:12 +03
Güncelleme 7 dakika önce
Türkiye’nin 1980’li yılların başından beri en mühim meselelerinden biri olan PKK’nın kendini lağvetmesi ve silah bırakmasını kapsayan süreç, sadece Türkiye’de değil, başta Irak olmak üzere örgütün faaliyet gösterdiği bölge ülkelerinde de dikkatle takip ediliyor. Irak, bilhassa 1990’ların başından bu yana PKK’nın merkezi üssü ve eğitim kamplarının yer aldığı ülke konumunda. Bu süreçte Bağdat yönetimi, Ankara ile sıkı bir ortaklık yürüterek önemli bir işlev üstleniyor.
Söz konusu süreç Irak topraklarında ilerleyecek ve silahlarını teslim eden PKK mensupları bir müddet daha bu ülkede kalmaya devam edecek. Bu sebeple Irak yönetimi, sürecin bütün aşamalarında aktif olarak yer alacak. Nitekim Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, silahsızlanma yönündeki ilk adımın atılmasından yalnızca birkaç gün önce Bağdat ve Erbil’e bir ziyaret gerçekleştirerek merkezi hükümet ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) yetkilileriyle bir araya gelmişti.
**Ankara-Bağdat-Erbil Arasında Sıkı Koordinasyon**
Ankara’daki güvenlik kaynaklarının Türk medyasına yaptıkları açıklamalarda en fazla vurguladıkları hususlardan biri, PKK’nın silah bırakma girişiminin Ankara-Bağdat-Erbil eşgüdümünde yürütüldüğü bilgisidir.
Federal bir yapıya sahip olan Irak’ta merkezi idare başkent Bağdat’tan, KBY ise Erbil’den idare edilmektedir. Ankara, Bağdat ve Erbil arasındaki bu hassas dengeyi gözeterek bir taraftan merkezi yönetimle devletlerarası münasebetleri sürdürürken, diğer taraftan da KBY ile pek çok alanda işbirliği imkanlarını geliştirmeyi sürdürüyor.
Türkiye’nin Irak ile PKK meselesinde yürüttüğü işbirliğinin temelde iki kritik aşamayı içerdiği belirtiliyor: Silahların teslim alınması ve silah bırakan PKK üyelerinin Irak’ta kalmaya devam etmesi.
MİT Başkanı Kalın’ın Erbil ve Bağdat’taki görüşmelerinde, bu konuya ilişkin taraflar arasında daha önce varılan mutabakatların yeniden ele alındığı ve oluşturulan mekanizmalar üzerine değerlendirmeler yapıldığı ifade ediliyor. Güvenlik kaynaklarının Kalın’ın ziyaretleri hakkında yaptığı açıklamalarda, Bağdat ve Erbil yönetimlerinin Türkiye tarafından yürütülen bu sürece “tam destek” verdiği bilgisi paylaşıldı.
Kaynak: AFP
**Silah Bırakma Sürecinin 11 Temmuz’da Başlaması Öngörülüyor**
DEM Parti yetkilileri ve diğer kaynaklardan gelen açıklamalar, bir grup PKK mensubunun 11 Temmuz tarihinde Süleymaniye yakınlarında gerçekleştirilecek bir merasimle silahlarını teslim edeceğine ve sonbahara kadar tamamlanması planlanan silahsızlanma sürecini bu şekilde başlatacağına işaret ediyor.
Güvenlik kaynaklarının aktardığı bilgilere göre, silah bırakma süreci Türkiye ve Irak makamlarının eşgüdümü ve denetimi altında hayata geçirilecek. Teslim edilecek silahların envanteri çıkarıldıktan sonra yakılarak veya toprağa gömülerek imha edileceği kaydediliyor. Fakat bu imha işleminin Irak’ta mı yoksa Türkiye’de mi yapılacağı henüz netlik kazanmadı.
Türkiye ve Irak’ın işbirliği yürüteceği daha uzun vadeli konu ise silahlarını bırakmış ancak Türkiye’ye hemen dönme imkanı bulunmayan PKK mensuplarının bir süre daha Irak topraklarında barınması olacak. Türk basınına yansıyan haberlere göre, Irak’ta şu anda yaklaşık 2 bin 200 PKK mensubu bulunuyor. PKK’nın mevcut üst düzey yöneticilerinin Türkiye’ye dönme ihtimalinin olmadığı değerlendiriliyor. Türkiye’de yapılacak yasal düzenlemelere bağlı olarak bir kısım PKK’lının gelecekte Türkiye’ye dönebileceği de yapılan analizler arasında yer alıyor.
Bu süreçler netleşene kadar PKK üyelerinin Irak’ta kalacakları dönemde faaliyetlerinin denetlenmesi, Ankara ile Bağdat arasındaki istihbarat alanındaki ortaklığın devam edeceğini ortaya koyuyor. Güvenlik kaynaklarının bilgilendirmelerinde, silah bırakan PKK’lıların örgütsel faaliyetlere katılmamaları ve herhangi bir açıklamada bulunmamaları yönünde bir fikir birliği olduğu da kamuoyu ile paylaşıldı.
Kaynak: Getty Images
**Güvenlik Alanındaki İşbirliği Son İki Yılda Yoğunlaştı**
Türkiye ve Irak arasında son iki senede artan güvenlik ortaklığının, PKK’nın silah bırakma sürecinde mühim bir payı olduğu Ankara’da yapılan değerlendirmeler arasında bulunuyor. Özellikle Ankara’nın 2019’da başlattığı Pençe-Kilit Operasyonları ile askeri sahada elde ettiği neticelere ek olarak Irak ve KBY’nin PKK’ya uygulamaya koyduğu siyasi baskının da bu kararda doğrudan bir tesiri olduğu düşünülüyor.
Aralık 2023’ten bu yana Türkiye ve Irak, başta “terörle mücadele” olmak üzere güvenlik alanında önemli anlaşmalar ve protokollere imza attı. Irak, Mart 2024’te PKK’yı ilk kez “yasaklı örgüt” olarak tanımladı. Türkiye ve Irak, Ağustos 2024’te imzaladıkları “Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı” ile bu işbirliğini daha ileri bir seviyeye taşıdı. Bu mutabakat çerçevesinde iki ülke, Bağdat’ta ortak bir güvenlik koordinasyon merkezi kurma ve Başika’da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullandığı askeri üssü Irak komutası altında ortak bir eğitim merkezine dönüştürme kararı aldı.
**Kalkınma Yolu Projesi de Bir Diğer Etken**
İki ülke arasındaki ilişkiler, özellikle Muhammed Şiya es-Sudani’nin 2022’de Irak’ta başbakanlık görevine gelmesinin ardından ivme kazandı. Ekonomiyi iyileştirme ve Irak halkının yaşam şartlarını geliştirme vaatleriyle yönetime gelen es-Sudani, başta Kalkınma Yolu Projesi olmak üzere çok sayıda alanda Türkiye ile sıkı ilişkiler kurma politikasını benimsedi. Güvenlik sahasında sağlanacak istikrarın bu projeler için hayati rol oynayacağı düşüncesi, Bağdat’ın yaklaşımında belirleyici oldu.
Bağlantısallık ve tedarik zincirlerinin giderek daha fazla önem kazandığı bir dönemde, Irak’ı Türkiye ve Körfez aracılığıyla Batı ve Doğu pazarlarına entegre edecek olan Kalkınma Yolu Projesi, Bağdat tarafından geleceğe dönük en stratejik yatırım olarak görülüyor. Türkiye ve Irak’ın yanı sıra Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de yatırımcı olduğu yaklaşık 1200 kilometrelik bu proje, Basra Körfezi’ndeki Büyük Fav Limanı ile Türkiye’nin güney sınırı arasında bir demir yolu hattının kurulmasını kapsıyor. Bu hattın ilerleyen zamanlarda farklı bağlantılarla zenginleştirilmesi de hedefleniyor.