By Euronews
Yayınlanma Tarihi
09/07/2025 – 17:56 GMT+2
REKLAM
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri arasında bir ticaret anlaşmasının yakın zamanda gerçekleşebileceğine yönelik “ihtiyatlı bir iyimserlik” taşıdığını ifade etti. Merz, anlaşmanın önümüzdeki birkaç gün içerisinde veya en geç bu ayın sonuna kadar tamamlanabileceğini öngördüğünü söyledi.
Çarşamba günü Alman parlamentosu Bundestag’da bir konuşma yapan Merz, “Amerikan hükümeti, başkan ve Avrupa Komisyonu ile yakın temas içerisindeyim” şeklinde konuştu. Şansölye, temel amacın “ABD ve AB arasındaki karşılıklı ticareti olabildiğince düşük gümrük vergileriyle güvence altına alan bir anlaşmayı vakit kaybetmeden imzalamak” olduğunu vurguladı.
Bu gelişmeler, Başkan Donald Trump’ın 1 Ağustos’ta sona erecek olan “karşılıklı tarifeler”e getirdiği duraklamanın ardından yaşanıyor. Bu tarihten sonra ABD yönetimi, ticaret yaptığı ülkelere, Amerika’ya yönelik ihracatlarına uygulanacak yeni gümrük vergilerini bildiren mektuplar yollamaya başladı. Şu ana dek Washington, yalnızca İngiltere, Vietnam ve Çin ile çerçeve anlaşmalara imza atarken; aralarında Güney Afrika, Güney Kore ve Japonya’nın da bulunduğu ondan fazla ülkeye ise tarife mektupları gönderdi. Buna karşılık, Avrupa Birliği henüz ne böyle bir mektup aldı ne de ABD ile bir çerçeve anlaşması imzaladı.
Başkan Trump, Salı günü yaptığı bir açıklamada bu mektup yöntemini geleneksel müzakere süreçlerine yeğlediğini, “Daha fazla anlaşma yapabiliriz, ancak bu çok zaman alıyor ve işleri zorlaştırıyor. Bu süreci yıllara da yayabiliriz” sözleriyle savundu. Trump’ın geçmişte AB ürünlerine yönelik yüzde 50’ye varan gümrük vergisi tehdidinde bulunmuş olmasına rağmen, mevcut durumda Brüksel’in yüzde 10’luk bir tarife ile yüzleşeceği anlaşılıyor.
Bununla birlikte, “misilleme tarifeleri” olarak bilinen uygulamadan ayrı olarak, AB menşeli otomobil ve otomobil parçaları yüzde 25, çelik ve alüminyum ihracatı ise yüzde 50 oranında bir vergi riskiyle karşı karşıya. İki taraf, belirli sektörleri bu yüksek vergilerden hariç tutacak özel istisnalar (carve-out) konusunda müzakerelerini sürdürüyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin halen Almanya’nın en büyük ihracat pazarı olması sebebiyle, bu gelişmelerden en fazla etkilenecek ülkelerin başında Almanya geliyor. Alman ekonomisi, Avrupa’daki enerji maliyetlerindeki yükselişin ve COVID-19 pandemisinin etkilerinden sonra toparlanma mücadelesi veriyor. Eskiyen altyapı, hantal bürokratik yapılar ve verimlilik düşüklüğü de ülke ekonomisi üzerindeki baskıyı artıran diğer unsurlar olarak öne çıkıyor.
Trump’ın İngiltere ile yürüttüğü müzakerelerde daha yapıcı bir üslup benimsediği, ancak Avrupa Birliği’ne karşı belirgin şekilde sert bir tavır takındığı gözlemleniyor. Trump, geçmişte AB için ‘iğrenç’ ifadesini kullanmış ve birliğin “ABD’yi aldatmak amacıyla kurulduğunu” öne sürmüştü.