Küresel Nükleer Silahlanmanın Maliyeti: Dakikada 190 Bin Dolarlık Şok Edici Harcama

FINANSINGUNDEMI.COM
Küresel nüfusun yüzde 10’undan fazlası, bilhassa Afrika ve Gazze gibi bölgelerde açlık kriziyle boğuşurken, nükleer güce sahip dokuz ülkenin son beş yıl içerisinde bu silahlara ayırdığı bütçe 415,9 milyar doları buldu. Bu durum, Afrika İyileştirilmiş Gıdalar (AİF) örgütünün açlıkla mücadele için 5 milyar doların yeterli olacağı yönündeki tespitiyle tam bir tezat oluşturuyor; zira dünyada on binlerce insan her gün yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitiriyor. Nükleer silaha sahip 9 ülke, sadece 2024 yılında cephaneliklerini modernize etmek ve geliştirmek amacıyla toplamda 100 milyar dolardan fazla bir harcama gerçekleştirdi. Bu devasa rakam, nükleer silahlara her bir dakika içinde ortalama 190 bin dolar yatırım yapıldığı anlamına gelmektedir. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın (NPT) 57. yıl dönümü vesilesiyle AA muhabiri tarafından dünya çapındaki nükleer silah harcamaları ve ülkelere dair en güncel veriler bir araya getirildi.

Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından nükleer silahların sayısında gözlemlenen uzun süreli düşüş eğilimi, yerini yeniden bir silahlanma yarışına bırakmış durumdadır.

Uluslararası Nükleer Silahların Kaldırılması Kampanyası (ICAN) tarafından yayımlanan “Hidden Costs” başlıklı rapora göre, nükleer silaha sahip dokuz ülke, 2024’te kitle imha silahlarına 100 milyar doların üzerinde bir kaynak aktardı. Bu meblağ, dakikada yaklaşık 190 bin 151 dolarlık bir harcamaya karşılık geliyor. Rapor, bu harcamanın bir önceki yıla göre yüzde 11’lik (9,9 milyar dolar) bir artışı ifade ettiğini ortaya koyuyor.

Nükleer silahlanmaya en büyük yatırımı yapan ülke ABD olarak öne çıkıyor. Son beş yıllık dönemde (2020–2024), nükleer kapasiteli ülkeler bu alana toplamda 415,9 milyar dolar harcadı. 2024 yılında nükleer silahlara en fazla harcamayı 56,8 milyar dolar ile ABD yaparken, bu rakam diğer sekiz ülkenin toplam harcamasından daha fazladır. Bu sıralamada Çin 12,5 milyar dolarla ikinci, İngiltere ise 10,4 milyar dolarla üçüncü sırada yer aldı. Ülkelerin nükleer silah harcamalarında İngiltere’yi sırasıyla Rusya (8,1 milyar dolar), Fransa (6,9 milyar dolar), Hindistan (2,6 milyar dolar), İsrail (1,1 milyar dolar), Pakistan (1,1 milyar dolar) ve Kuzey Kore (630 milyon dolar) takip etmektedir.

Nükleer harcamaların kamu bütçelerini tüketmesinin yanı sıra, bu harcamalar büyük ölçüde kamu denetiminden de uzak tutulmaktadır. Özellikle başka ülkelerin nükleer silahlarını kendi topraklarında barındıran devletlerde, hem halkın hem de parlamenterlerin bu konularla ilgili bilgilere erişimi neredeyse olanaksızdır. ICAN yetkilileri, nükleer silahların kamu kaynaklarını gerçek insani ihtiyaçlardan saptırarak sadece birkaç özel şirketin çıkarlarına hizmet ettiğinin altını çizdi.

Diğer taraftan, 2021’de yürürlüğe giren Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nı (TPNW) 98 ülke imzalamış, onaylamış veya kabul etmiştir. Anlaşmaya taraf olan ülkeler, nükleer silah faaliyetlerini yasaklama ve bu silahların imhası için çalışma taahhüdünde bulunmuştur.

2024’te nükleer silah şirketleri 43,5 milyar dolarlık bir kazanç elde etti. Nükleer silahların geliştirilmesi ve bakımı alanında faaliyet gösteren en az 26 şirket, 2024 yılında bu çalışmalarından 43,5 milyar dolar gelir sağladı. Bu şirketlerin portföyünde toplam değeri 463 milyar doları aşan aktif sözleşmeler bulunurken, sadece 2024 yılı içinde yaklaşık 20 milyar dolarlık yeni anlaşmalara imza atıldı. Aralarında Boeing, Lockheed Martin ve General Dynamics gibi devlerin de bulunduğu bu firmalar, hükümet politikalarını ve kamuoyunun nükleer silahlara bakışını şekillendirmek amacıyla düşünce kuruluşlarına milyonlarca dolar fon sağlarken, yalnızca Fransa ve ABD’deki lobi faaliyetleri için 128 milyon dolardan fazla ödeme yaptı. Ek olarak, bu firmaların 2024’te üst düzey İngiltere yetkilileriyle, 18’i başbakanlık ofisiyle olmak üzere, 196 toplantı gerçekleştirdiği belirtildi.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 2025 Yıllık Raporu, dünya genelindeki nükleer cephaneliklerin modernize edildiğini, yeni savaş başlıklarının geliştirildiğini ve nükleer risklerin tırmandığını gözler önüne seriyor. 2025 yılı başı itibarıyla dünyada yaklaşık 12 bin 241 nükleer savaş başlığı olduğu tahmin ediliyor. Bu başlıkların 9 bin 614’ü potansiyel askeri kullanım için stoklarda tutulurken, yaklaşık 3 bin 912 adedi ise konuşlandırılmış vaziyettedir. Yaklaşık 2 bin 100 başlığın ise yüksek operasyonel alarm durumunda olduğu biliniyor. Bu yüksek alarm durumundaki savaş başlıklarının büyük bir kısmı ABD ve Rusya’ya ait olmakla birlikte, Çin’in de barış zamanında bazı başlıkları hazır tuttuğu düşünülüyor.

SIPRI’ye göre, ABD ve Rusya dünya nükleer silahlarının yaklaşık yüzde 90’ını elinde bulunduruyor. Kullanıma hazır nükleer savaş başlıkları sayısında ABD 1770 ile lider konumdayken, Rusya 1718 ile onu takip ediyor. Şubat 2026’da süresi dolacak olan Yeni START anlaşmasının yenilenmemesi durumunda, her iki ülkenin de konuşlandırdığı savaş başlığı sayısında bir artış yaşanması bekleniyor. Ayrıca, ABD’nin envanterine yeni stratejik olmayan nükleer silahlar eklemesi de gündemde.

Çin’in nükleer savaş başlığı sayısının 2025 itibarıyla 600’e ulaştığı öngörülürken, Kuzey Kore’nin ise yaklaşık 50 savaş başlığına ve 40’tan fazla başlık üretmeye yetecek fisil materyale sahip olduğu tahmin ediliyor. SIPRI tahminlerine göre, nükleer cephaneliğini modernize ettiği düşünülen İsrail’in envanterinde 90 adet savaş başlığı mevcut. Ülke, Dimona’daki plütonyum üretim tesisinde iyileştirmeler yapmakta ve Jericho füze ailesine yönelik testler gerçekleştirmektedir. İsrail’in nükleer başlıkları, F-15, F-16 ve F-35 tipi savaş uçaklarının yanı sıra, yaklaşık 50 adet karadan fırlatılabilen Jericho II ve III balistik füzesi ile Almanya üretimi Dolphin sınıfı denizaltılardan ateşlenebilen yaklaşık 20 adet Popeye Turbo seyir füzesi aracılığıyla hedefe ulaştırılabiliyor. Bu silah sistemlerinin menzilinin 4 bin 500 kilometreye kadar ulaşabildiği değerlendiriliyor. SIPRI verilerine göre İsrail’in, nükleer kapasitesini inşa etmek ve sürdürmek için 2022’de yaklaşık 1,2 milyar dolarlık bir harcama yaptığı tahmin ediliyor.