Merz’in Öncelikleri: Resesyonla Mücadele ve Savunma
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, görev dönemindeki en önemli hedeflerinin Almanya’yı içinde bulunduğu resesyondan çıkarmak ve Avrupa’nın savunma kapasitesini güçlendirmek olduğunu belirtti. Cuma günü düzenlenen geleneksel yaz brifinginde konuşan Alman lider, ülkesinin ve Avrupa’nın geleceğine dair önemli mesajlar verdi.
Avrupa Birliği’ne Yönelik Sert Eleştiriler
Merz, konuşmasında Avrupa Birliği‘ne (AB) yönelik eleştirilerini açıkça dile getirdi. Vatandaşların sorunlarını çözmede AB’nin yetersiz kaldığını savunan Merz, birliği şu sözlerle tanımladı:
“Çok kuralcı, çok bürokratik, çok yavaş.”
Göç Politikası ve Dış İlişkiler
Şansölye, acil çözüm bekleyen konuların başında göç sorununun geldiğini vurguladı. Bu konuda Rusya ve Belarus’u Avrupa’ya kasıtlı olarak göçmen yönlendirmekle suçlayan Merz, Almanya’nın Polonya sınırını kontrol ettiğini ve Polonya’nın da Litvanya sınırındaki savunmasını artırdığını ifade etti.
Uluslararası İttifaklar ve Gazze’deki Durum
Avrupalı liderler Emmanuel Macron, Donald Tusk ve Keir Starmer ile yakın ilişkilerine dikkat çeken Merz, ABD Başkanı Donald Trump‘ın ticaret politikaları ve İsrail-Gazze çatışması gibi konularda Amerikalı ortaklarıyla yoğun mesai harcadıklarını söyledi. Gazze’deki kötüleşen insani duruma da değinen Merz, “Yardım etmeye çalışmak istiyoruz” diyerek hükümetinin bölgeye insani yardım ulaştırma yolları aradığını belirtti. Merz ayrıca, İsrail’in Rusya ile kıyaslanamayacağını, iki ülkenin “temelde farklı” olduğunu ve İsrail’in bir demokrasi olduğunu savundu.
Afganistan Politikası ve Taliban Tutumu
Almanya’nın Cuma günü 81 Afgan vatandaşını ülkelerine geri göndermesiyle ilgili olarak Merz, sınır dışı işlemlerinde Katar‘ın kolaylaştırıcı bir rol oynadığını ekledi. Hükümetinin Taliban yönetimine karşı tutumunun net olduğunu belirten Merz, “Federal hükümet, Taliban’ın fiili hükümetini tanımıyor” dedi ve bu pozisyonun değişmeyeceğini vurguladı.
Almanya’yı Bekleyen Zorluklar
Merz’in açıklamaları, önceki hükümete göre ton değişikliğine işaret ederken, sosyalist ve muhafazakar idealler arasında bir denge kurma çabasını da ortaya koyuyor. Önümüzdeki dört yıllık süreçte Almanya, Merz’in liderliğinde daha üretken ve rekabetçi olma gibi ciddi zorluklarla karşı karşıya kalacak.