Türkiye Siyasetinde Gerilim Taktikleri: Erdoğan’ın Stratejisi Sona Mı Eriyor?

Erdoğan’ın Siyasi Gerilim Stratejisi Sona Mı Eriyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Gezi Direnişi sonrasında halkı germenin kendisine seçim kazandırdığını ifade ettiği biliniyor. Yıllar boyunca devam eden bu strateji, sürekli gerilen bir sazın telinin eninde sonunda kopacağı gerçeğini akıllara getiriyor. Bugünlerde ise vatandaşların sorunlarına çözüm arayışı, anayasa değişikliği dayatmasıyla karşılık buluyor.

Toplumsal Tepkiler ve Gezi Ruhu

Yakın zamanda yaşanan bir Marmaray hadisesi, toplumsal ruh halini gözler önüne seriyor. İşçilerin toplusözleşme görüşmelerindeki olumsuzluğa karşı başlattığı iş yavaşlatma eylemi, yolcular tarafından öfkeyle değil, adeta bir keyifle karşılandı. Bu durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ı öfkelendiren Gezi Direnişi günlerindeki bulaşıcı dayanışma havasının bugünlere taşınıp taşınmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

Siyasi Aktörler ve Değişmeyen Duruşlar

Siyasetteki önemli figürlerden Devlet Bahçeli‘nin, geçmişte ittifaklarını bozduğu dönemlerden farklı bir nedensellik ilişkisi içinde olmadığı gözlemleniyor. Geçmişinin getirdiği bağlar, onu farklı bir duruş sergilemekten alıkoyuyor. Ancak asıl soru, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gezi yıllarından bugüne halka ödetilen ağır bedelleri görmezden gelme lüksünün olup olmadığıdır.

Müzikle içli dışlı yaşamış büyüklerimin tanığıyım. Gitarını, sazını en ustalıklı kullanabilenler için bile geçerli olmak üzere, tellerin kopmaması olanaksızdır. Ustası, kopuk tellerin yenilerinin de kolayca takılmasında ustadır.

Ancak yandaşların ve dindaşların sınırsızca kayırılmasıyla yürütülen sistemin kaynakları tükeniyor. Bu durumun ardından hayal edilen yeni yöntemler ve ittifaklarla beklenen petrol veya gaz yerine, yalnızca balonları uçurabilecek bir hava geliyor.

Uluslararası Arenada Karmaşık İlişkiler

Geçmişe bakıldığında, KGB deneyimli Putin‘in Suriye’de barınamadığı bir dönemde, Erdoğan’ın Fethullah Gülen‘in FETÖ‘ye dönüştüğü darbe girişimindeki duruşu önem taşıyor. O gece demokrasiye saygı duyan herkes, İncirlik’ten kalkan jetlerle yapılan darbe girişiminin başarısız olmasından memnuniyet duymuştu.

Türkiye, Suriye konusunda elinden gelen dayanışmayı gösterirken, geçmişteki İran-Saddam çatışması veya ABD’nin Irak’ı işgali gibi süreçleri de hatırlamakta fayda var. Bu süreçlerde Ecevit‘in yaşadığı zorlu günler ve direnme çabası da unutulmamalıdır.

Geçmişten Günümüze Değişen İttifaklar

Aynı aktörlerin sürekli değişen ve zikzaklar çizen oyunları dikkatle izlenmelidir. Örneğin, Tansu Çiller‘in dün hangi çizgide ve ittifak içinde olduğu ile bugün nerede durduğu arasındaki fark, siyasi arenadaki savrulmaları özetler niteliktedir. El ele tutuşmalarla değişen çizgiler, beyaz eldivenleri bir anda kapkara yapabiliyor.

Amerika, Rusya ve Çin eksenindeki güncel çıkar dengeleri üzerinden Ortadoğu’da oynanan çoklu oyunlar hafife alınmamalıdır. Bu bağlamda, Onur Öymen’in ABD büyükelçisinin açıklamalarıyla bağlantılı olarak yaptığı toprak bütünlüğü, üniter yapı ve Lozan değerlendirmeleri büyük önem taşımaktadır.