Türk edebiyatının duayen isimlerinden yazar, çevirmen ve akademisyen Pınar Kür, bir süredir mücadele ettiği sağlık sorunları nedeniyle 82 yaşında vefat etti. Edebiyat dünyasını yasa boğan haberin ardından Kür, Teşvikiye Camisi’nde ikindi namazını takiben kılınan cenaze namazıyla son yolculuğuna uğurlandı ve Yeni Ayazağa Mezarlığı’na defnedildi.
Cenaze törenine katılanlar arasında ünlü yönetmen Sinan Çetin ve tarihçi yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı gibi önemli isimler de yer aldı.
İlber Ortaylı: “Kusurlarımıza Ayna Tutan Cesur Bir Kalemdi”
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Pınar Kür’ün Türk edebiyatındaki önemine ve özgün kişiliğine dikkat çekerek, onun cesur duruşunu şu sözlerle anlattı:
“Pınar Kür, iki nesildir ‘edibe’ olarak anılan, anneden kıza geçen bir yazar ailesinin temsilcisiydi. Merhume İsmet Kür’ün kızıdır. Bu gelenek, Tanzimat devrinden beri edebiyatımızda Cevdet Paşa kızları, şaire Nigar Hanım gibi isimlerle başlayan ve günümüzde nadir görülen bir çığırın son halkalarındandı.”
Batı Kültürüne Hakim Bir Aydın
“Frankofon sayılabilecek bir ailede yetişmiş olmasına rağmen, Pınar Kür hem İngiliz-Amerikan edebiyatına hem de Fransız edebiyatına derinlemesine vakıf, istisnai bir yazardı. Doktorasını Fransa’da tiyatro üzerine yapmıştı. Halide Edib, Mina Urgan, Adile Ayda gibi nesillerin ardından Latin-Anglosakson kültürünü bir arada taşıyan son aydınlardandı.”
‘Toplumun Gerçekleriyle Yüzleşirdi’
“Pınar Kür demek, bir toplumun kusurlarına ve rahatsız edici gerçeklerine karşı takınılan samimi ve eleştirel bir tavır demektir. Genellikle aydınlar bu tür gerçekleri görmezden gelmeyi seçer. O ise hoşlanmadığı gerçekleri dahi örtmeden yazmakta ısrar edenlerdendi. Bir toplumun iyileşmesi ancak bu yolla mümkündür. Türkiye, geçen perşembe günü güzel edibesini henüz verimli çağında uğurladı. Geride hoş anılar bıraktı. Mizahi yönü, dramatik kurgusu kadar güçlü bir kalemdi ve bu yönüyle de çok özlenecek. Şimdiden söyleyebiliriz ki, gelecekte Türkler ve Türkçenin dostları, Pınar Kür’ü daha çok okuyacaklar.”