AB Vize Engeli Türk İhracatını Tehdit Ediyor: İş Dünyası Çözüm Bekliyor

Türkiye’nin Kanayan Yarası: Vize Sorunu

Ülkenin iş insanları Avrupa Birliği vizesi alamazken, devlet yönetiminin etkinliği sorgulanır hale geliyor. Cumhurbaşkanının, başbakanın ve diğer yetkililerin pozisyonları, eğer ülkenin ticari dinamizmini sağlayanlar sınırlar ötesine geçemiyorsa ne anlam ifade eder? Bu durumu daha net anlamak için, iş dünyasının yaşadığı sıkıntılara yakından bakmak gerekiyor.

İş Dünyası Vize Engeline Takıldı

İhracatını artırmak ve uluslararası fuarlara katılmak isteyen farklı sektörlerden iş insanları, Avrupa’nın katı vize politikaları nedeniyle ciddi mağduriyetler yaşıyor. Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Türklerin yaşadığı vize sorununun dünya ticareti açısından bir haksız rekabet yarattığını ve bu dezavantajın giderek keskinleştiğini belirtiyor.

“Sadece iş insanları değil, aslında binlerce şirket çalışanının da işi aksıyor. Yurtdışında bir fuar, organizasyon ya da servis bakım hizmeti olduğu zaman yeşil pasaportla çözmeye çalışıyoruz. Yakında yeşile de sınır koymaya başlayacaklar diye korkuyoruz.”

Züccaciyeler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Burak Önder ise özellikle Schengen ve ABD vizelerinde büyük zorluklar yaşandığına dikkat çekerek, Çin’in dünya pazarlarını domine etmesine rağmen saha ziyaretlerine ara vermediğini vurguluyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz de “Tapudan şirket faaliyet raporlarına kadar tüm belgeleri dökmemize rağmen yine de vizede sorun olabiliyor” diyerek yeşil pasaportun önemini ancak kapsamının genişletilmesinin yaratabileceği sıkıntıları dile getiriyor.

Yeşil Pasaport Bir Çare mi?

Yeşil kapaklı hususi pasaport, devlet memurlarına ve belirli koşulları sağlayan ailelerine verilen, birçok ülkeye vizesiz giriş imkânı tanıyan özel bir belgedir. Son derece itibarlı olan bu pasaport, seyahatlerde büyük kolaylıklar sağlamaktadır.

Yeşil Pasaport Kimlere Verilir?

Hususi pasaport, belirli şartlar altında aşağıdaki kişilere verilmektedir:

  • TBMM’nin eski üyeleri ve eski bakanlar
  • Birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolarda bulunan veya bu kadrolardan emekli olmuş memurlar ve kamu görevlileri
  • Görev süreleri boyunca büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları
  • Birinci dereceden emekli olan eski belediye başkanları
  • Devlet sporcuları
  • Özelleştirilen bazı banka ve Türk Telekom çalışanları (belirli şartlarla)
  • “İhracatçılara Hususi Damgalı Pasaport Verilmesine İlişkin Esaslar” yasası uyarınca belirli ihracat oranlarını aşan iş insanları
  • Yeşil pasaport hakkı bulunan kişilerin 25 yaşını aşmamış çocukları ve eşleri

Şikayet Etmek Yerine Harekete Geçme Zamanı

Yazar, yeşil pasaportun iş insanlarına bir imtiyaz olarak verilmesini eleştirerek, sorunun kökenine inilmesi gerektiğini savunuyor. Adnan Dalgakıran gibi isimlerin yeşil pasaporttan medet ummak yerine, AB’nin neden bu zorlukları çıkardığını analiz edip hükümeti bu konuda sıkıştırması gerektiğini belirtiyor. Benzer şekilde, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ‘ın “vize meselesi artık konuşmaktan sıkıldığımız bir başlık” şeklindeki şikayetinin yetersiz olduğu vurgulanıyor.

Çözüm AB Müzakerelerinde mi Gizli?

Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakereleri 3 Ekim 2005‘te başlamış, ancak 35 fasıldan sadece 16’sı açılıp biri kapatılabilmiştir. 2016’dan beri durmuş olan müzakerelerin temelinde AB’nin, Türkiye’yi insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğü alanındaki eksiklikler nedeniyle eleştirmesi yatmaktadır. 20 Şubat 2019‘da Avrupa Parlamentosu, katılım müzakerelerinin askıya alınması yönünde oy kullanmıştır. Sorunun çözümü için şikayet etmek yerine, AKP hükümetinin AB katılım sürecindeki eksiklikleri gidermesi yönünde uyarılması gerektiği ifade ediliyor. Yazarın son sözü ise oldukça manidar: “AB’nin kıyafetli balosuna cepken ve şalvarla giremezsiniz, önce baloya uygun bir kıyafet düzün! Gerisi kolay.”