Kartalkaya Yangını Davasında 5. Gün: Mağdur Aileler Sanıkların Savunmalarına İsyan Etti

Bolu Kartalkaya’da yer alan Grand Kartal Otel’de 78 kişinin ölümü ve 133 kişinin yaralanmasıyla neticelenen yangın faciasına ilişkin davanın beşinci gün duruşması yapılıyor. Toplam 32 sanığın yargılandığı ve bunlardan 19’unun tutuklu bulunduğu dava, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülüyor. Adliye binasının kapasitesinin yetersiz kalması sebebiyle duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda gerçekleştiriliyor.

Beşinci gün oturumu başlamadan evvel, mağdur aileler adına bir basın açıklaması yapılarak geride kalan dört günlük süreç değerlendirildi. Açıklama metni, yangında evladını kaybeden Zeynep Kotan tarafından “Başka Canımız Yok” platformu adına kamuoyuyla paylaşıldı.

“SANIKLARDAN DUYDUĞUMUZ TEK ŞEY: ‘BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM, GÖRMEDİM…'”

Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Artık tahammülümüz kalmadı. 170 gündür sevdiklerinden ayrı kalan aileler olarak ‘yeter’ diyoruz. Dört gün boyunca, 21 Ocak’ta bizlere yaşatılan organize felaketin şimdi de organize bir savunmasıyla karşı karşıya bırakılıyoruz. Bu dört günde sanıkların ifadelerinden duyabildiğimiz tek şey ‘Bilmiyorum, hatırlamıyorum, duymadım, görmedim, mesul değilim, sadece kağıt üstünde’ gibi sözler oldu. Ancak yaşananlar bununla da bitmiyor. Sanık avukatlarının ve yakınlarının kışkırtmalarıyla da mücadele ediyoruz. Gözlerimizin içine bakarak kendilerinin ‘karıncayı bile incitmeyen bir aile’ olduğunu söyleyebiliyorlar. Öyle ki dün mahkeme başkanı, bir sanık avukatını ‘müştekileri provoke etmeyin’ diyerek uyarmak mecburiyetinde kaldı. Bu kışkırtıcı tavırlara maruz kalanlar yalnızca biz müştekiler de değiliz.

“BİR SANIK YAKINI MÜŞTEKİLERE HAKARET ETME CÜRETİNİ GÖSTERİYOR”

Sanık avukatları, vekillerimizin sorularını sistematik olarak engelliyor. Yangında 8 canını kaybetmiş bir babanın, bir avukatın sözü ve acısı hiçe sayılarak kesiliyor. Bir sanık yakını, biz müştekilere hakaret etme cüretini gösterebiliyor. Bununla da kalmayıp, güvenliği sağlamakla görevli emniyet güçlerine fiziki müdahalede bulunmaya kalkışıyor. Bu sanık yakını, davanın ilk gününden beri bizleri kışkırtmak için her yolu denemektedir. Duruşma süresince tek isteğimizin acımıza saygı duyulması olduğunu defalarca dile getirmemize rağmen bize layık görülen muamele budur. Bizim tek beklentimiz, adil ve şeffaf bir yargı süreci sonunda tüm sorumluların hesap vermesi ve cezalandırılmasıdır. Temennimiz, buradan çıkacak kararın herkese attığı imzanın mesuliyetini öğretecek bir emsal teşkil etmesidir. Bu emsal karar, sadece biz aileler için değil, bütün Türkiye’nin güvenli yarınları için büyük önem arz etmektedir. Biz buradayız ve merhametsiz kalplere inat dimdik ayaktayız. Kaybettiğimiz canlarımızın hatırasına bu mücadelemizi sonuna dek sürdüreceğiz. Yüce mahkemenin adalet sağlayacağına inanıyoruz.”