Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Çin menşeli popüler e-ticaret platformu Temu’nun Türkiye’de bir temsilcilik kurmadan satış yapmasına ilişkin süregelen tartışmaları ele aldı. Bolat, CHP İzmir Milletvekili Seda Kâya Ösen tarafından sunulan yazılı bir soru önergesine verdiği yanıtta, söz konusu şirketin Türkiye’de henüz bir ofis açmadığını ve bu durumun denetim yapılmasını imkânsız kıldığını doğruladı.
Bakan Bolat, e-ticaretin gümrük idareleri üzerindeki yükü artırdığına dikkat çekerek, “E-ticaret sahasında gözlemlenen bu yükseliş, gümrük yönetimlerine ciddi bir operasyonel yük ve maliyet getirirken, aynı zamanda ürün güvenliği ve tüketicinin haklarının korunması noktasında çeşitli kaygıları da beraberinde taşımaktadır” şeklinde bir ifade kullandı.
Bu konu, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan’ın daha önceki bir beyanatında “Her gün 200 bin kargo, kanserojen olup olmadığı araştırılmadan Çin’deki atölyelerden doğrudan evinize ulaşıyor” demesiyle kamuoyu gündemine taşınmıştı. CHP’li Ösen, bu çarpıcı sözleri Meclis’e taşıyarak meselenin takipçisi olmuştu.
Ösen, Bakan Bolat’ın son açıklamaları üzerine, “Bakan yardımcısının ardından bizzat Bakan’ın kendisi de denetimsizliği onaylamış oldu. Kamu sağlığını riske atan bu ihmalkarlık için mazeretler üretiyorlar” diyerek tepkisini dile getirdi.
Bakan Bolat, cevabında ayrıca Türkiye’nin e-ticaret mevzuatının 1 Nisan 2025 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği’nin Genel Ürün Güvenliği Tüzüğü ile uyumlu hale getirileceğini vurguladı. Bu düzenleme çerçevesinde, yurt dışı kaynaklı platformların Türkiye’de bir temsilcilik bulundurma zorunluluğu olacağını ve denetimlerin bu sayede gerçekleştirilebileceğini belirtti.
Temu özelinde ise Bolat, “Türkiye pazarında faaliyet gösteren yabancı menşeli çevrimiçi platformlarla bakanlığımız nezdinde defalarca görüşülerek Türkiye’nin beklentileri iletilmiştir” dedi. Ek olarak, “soru önergesinde adı geçen platformun, kendi bünyesindeki satıcılara Türkiye’de temsilcilik açacakları yönünde bir bildirimde bulunduğu” bilgisini de aktardı.
CHP İzmir Milletvekili Ösen ise bakanlığın denetim yapmak yerine şirketlere sadece uyarıda bulunmasının yetersiz kaldığını savundu. Ösen, “Diğer tüm şirketler kurallara uyum sağlarken, bir şirketin bu sorumluluğu ısrarla yerine getirmemesine rağmen neden herhangi bir yaptırım uygulanmadığını” sorguladı ve eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:
“Sayın Bakan Bolat’ın tarafımıza ilettiği yanıttan, her gün yüz binlerce ürünün kanserojen riski taşıyıp taşımadığı kontrol edilmeden Türkiye’ye giriş yapmaya devam ettiğini anlıyoruz. Sayın Bakan, firmaların ‘pek çok kez uyarıldığını’ ifade ediyor. Oysa bakanlığın asli görevi firmaları uyarmak değil, denetlemek değil midir? Ticaret Bakanlığı, halkın sağlığını açıkça tehdit eden bu denetim boşluğu karşısında cezai adımları atmak için daha neyi beklemektedir?”