Ege’de Deniz Parkı Gerilimi: Türkiye ve Yunanistan Karşı Karşıya
Yunanistan’ın biri İyon Denizi, diğeri ise Ege Denizi’nde olmak üzere iki yeni deniz parkı kuracağını duyurması, Türkiye ile arasında yeni bir diplomatik gerilime neden oldu. Ankara, Atina’nın bu tek taraflı adımına karşılık olarak kendi deniz parklarını ilan etmeye hazırlandığını açıkladı. Bu gelişmeler, iki ülke arasındaki hassas dengeleri yeniden gündeme taşıdı.
Yunan Basınında Geniş Yankı Buldu
Yunanistan’ın önde gelen gazetelerinden Kathimerini, konuyu manşetine taşıyarak, “Ege deniz parkı haritasına, geçmişte Türkiye savaş uçaklarının alçak geçişlerinin hedefinde olan Kinaros-Levitha adacıklar topluluğu dahil edildi” ifadelerine yer verdi. Haberde, Türkiye’nin bu adımı, “egemenliği tanımlanmamış” adalar üzerinden fiili durum yaratma çabası olarak gördüğü vurgulandı.
Kathimerini’ye göre, haritada “1 No’lu Güney Ege Ulusal Deniz Parkı, Güney Kikladlar” başlığı kullanılması, gelecekte yeni parkların da ilan edilebileceğine işaret ediyor. Özellikle Kinaros ve Levitha adalarının yanı sıra Plaka, Glaros, Mavra ve Liadia gibi adacıkların bu plana dahil edilmesi dikkat çekiyor. Ankara, bu adaların statüsünün tartışmalı olduğunu ve 2018-2020 yıllarında Türk hava kuvvetlerinin bu bölgede uçuşlar gerçekleştirdiğini hatırlatıyor.
Dışişleri Bakanlığı’ndan İş Birliği Vurgusu
Türk Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada uluslararası deniz hukukuna atıfta bulunarak Yunanistan ile iş birliğine hazır olunduğunu belirtti. Ancak, “çevre koruma gibi küresel değerleri istismar çabalarının sonuç vermeyeceği” konusunda net bir uyarıda bulundu. Bu durum, Türkiye’nin Ege’deki dengeyi koruma ve tek taraflı eylemlere izin vermeme konusundaki kararlılığını gösteriyor.
‘Yarı Kapalı Deniz’ Tartışması Alevlendi
Türkiye, Ege Denizi’ni hukuki olarak ‘yarı kapalı deniz’ statüsünde tanımlıyor. Bu tanıma göre, kıyıdaş ülkelerin tek taraflı adımlar atmak yerine iş birliği yapması gerekiyor. Yunanistan ise Ege’deki egemenlik ve deniz yetki alanlarının uluslararası antlaşmalarla sabitlendiğini savunarak, atacağı adımların meşru egemenlik hakkı olduğunu iddia ediyor.
Yunan haber sitesi Newsbomb.gr‘de yer alan bir analizde, Türkiye’nin ‘yarı kapalı deniz’ tanımını Yunan girişimlerini sınırlamak için kullandığı ve Atina’nın bu terminolojiyi kabul etmemesi gerektiği savunuldu.
Deniz Parkları Neden Siyasi Bir Mesele?
Deniz parkları, temel olarak doğal deniz alanlarını korumak amacıyla ilan edilen ve insan faaliyetlerini (balıkçılık, sanayi, turizm) sınırlayan bölgelerdir. Ancak Türkiye ve Yunanistan arasındaki bağlamda bu konu, çevresel bir adımdan çok daha fazlasını ifade ediyor.
Egemenlik ve Ekonomik Kaygılar
Türkiye, Yunanistan’ın “deniz parkı” ilan ettiği alanlarda bulunan ve egemenliği antlaşmalarla devredilmemiş ada, adacık ve kayalıkların statüsünün belirsiz olduğunu savunuyor. Atina’nın bu hamlesi, Türkiye tarafından bu bölgelerde egemenlik iddiası yaratma ve bunu Avrupa Birliği aracılığıyla resmileştirme girişimi olarak görülüyor.
Ayrıca, bu parkların kurulmasıyla birlikte bölgedeki Türk balıkçı teknelerinin faaliyetlerinin engellenebileceği, seyir güvenliğinin olumsuz etkilenebileceği ve ekonomik çıkarların zarar görebileceği endişeleri de dile getiriliyor.