Japonya Siyasetinde Sağ Popülist Dalga: Sanseito Partisi Yükselişte
Japonya’da Pazar günü yapılan üst meclis seçimleri, ülkede dikkat çekici bir sağ popülist hareketin yükselişine tanıklık etti. Beş yıl önce YouTube platformunda temelleri atılan ve siyasete atılan aşırı sağcı Sanseito Partisi, sahip olduğu iki sandalyeyi bu seçimlerde 15’e yükselterek önemli bir başarıya imza attı.
Uluslararası haber ajansı AFP, bu çıkışı ABD’de Donald Trump‘ın başlattığı MAGA (Make America Great Again) hareketi, Almanya’daki AfD ve Britanya’daki Nigel Farage‘ın Reform Partisi gibi küresel popülist akımlarla karşılaştırdı. Sanseito Partisi’nin temel sloganı ise oldukça net: “Önce Japonya”.
‘Sessiz İşgal’ Söylemi ve Göçmen Karşıtlığı
Partinin lideri Sohei Kamiya, seçim kampanyasını büyük ölçüde göçmen karşıtı söylemler üzerine kurdu. Kamiya, Japonya’ya yönelik artan turist ve göçmen akınını, halkın yaşadığı ekonomik sıkıntıların temel nedeni olarak gösterdi. Kamiya, “Turist olarak gelmeleri sorun değil. Ama ucuz iş gücü diye sürekli yabancı alırsak, Japonların maaşları artmaz,” ifadelerini kullanarak ülkede aşırı sağcı eğilimleri körükledi. Bununla birlikte, “yabancıları kovmak istemediklerini, dışlayıcı olmadıklarını” da ekledi.
Parti, seçim sürecinde göçmenlerin suç oranlarını artırdığı, emlak fiyatlarını yükselttiği ve kamu hizmetlerine aşırı yük bindirdiği gibi doğruluğu kanıtlanmamış iddiaları sıkça dile getirdi.
Komplo Teorilerinden Meclis’e: YouTube’un Gücü
Sanseito Partisi, özellikle COVID-19 pandemisi döneminde aşı karşıtı, küresel elitler ve küreselleşme karşıtı komplo teorileri içeren yayınlarla YouTube’da büyük bir kitleye ulaştı. Dijital alandaki bu popülerliğini siyasi bir güce dönüştürmeyi başaran parti, kamuoyuna “küreselleşmeye karşı Japon halkının yaşamını yeniden inşa etme” vaadinde bulundu. Sosyal yardım harcamalarının artırılması ve vergi indirimleri gibi vaatler de partinin destekçi tabanını genişletti.
Artan Yabancı Düşmanlığı Endişeleri
Sanseito’nun yükselişi, iktidardaki Liberal Demokrat Parti’yi (LDP) de harekete geçirdi. Hükümet, “sıfır yasadışı yabancı” hedefini açıklayarak göçmenlik politikalarını sıkılaştıracağının sinyalini verdi. Ancak bu tür adımlar, ülkede yabancı düşmanlığının tırmandığına yönelik endişeleri de artırdı. Geçtiğimiz hafta sekiz sivil toplum kuruluşu ortak bir bildiri yayımlayarak, “Yabancıların öncelendiği” şeklindeki iddiaların temelsiz birer demagoji olduğunu belirtti ve “yaygınlaşan yabancı düşmanlığı” tehlikesine karşı uyarıda bulundu.
Başarı Kalıcı mı, Sadece Bir Öfke Patlaması mı?
Konuyu değerlendiren Tsukuba Üniversitesi’nden siyaset bilimci Hidehiro Yamamoto, Japonya’da yeni kurulan partilerin genellikle kısa ömürlü olduğuna dikkat çekiyor.
“Geçici halk desteğiyle siyasi başarı elde edebilirsiniz ama bunu sürdürülebilir kılmak zordur.”
Japonya İçin Yeni Bir Dönem mi?
Yaklaşık 3.8 milyon yabancıya ev sahipliği yapan Japonya, halen gelişmiş ülkeler arasında en düşük göçmen oranına sahip ülkelerden biri konumunda (toplam nüfusun yaklaşık %3’ü). Yine de Sanseito’nun seçim başarısı, Japon toplumunda var olan derin ekonomik kaygıların ve sosyal huzursuzlukların göçmen karşıtlığı üzerinden nasıl siyasete dönüştürülebildiğini açıkça gösteriyor. Sanseito’nun bir sonraki hedefi alt meclisteki varlığını artırmakken, Japon siyasetinde göç ve ‘önce yerel halk’ tartışmalarının önümüzdeki dönemde daha da alevlenmesi bekleniyor.
