Süveyda’da Ateşkesin Gölgesinde Savaş Yankıları: BBC’nin Çatışma Hattı İzlenimleri

Suriye’nin Süveyda Kentinde Kırılgan Ateşkes

BBC ekibi, Suriye’de Dürzi savaşçılar ile Bedevi milisler arasında yaşanan ve yüzlerce insanın hayatını kaybettiği şiddetli çatışmaların merkez üssü Süveyda‘ya giden yolda bölgedeki son durumu gözlemledi. Bölgede ilan edilen ateşkes devam etse de, taraflar arasındaki gerilim had safhada.

21 Temmuz Pazartesi günü, güvenlik nedeniyle ilerlenebilecek son nokta olan Süveyda’ya yaklaşık 10 kilometre mesafede durmak zorunda kaldık. Suriye ordusundan bir komutan, “İlerideki yolda Dürzi keskin nişancılar var. En büyük tehlike bu” sözleriyle bizleri uyardı.

Savaşın İzlerini Taşıyan Yollar

Süveyda’ya doğru ilerlerken, artık tamamen Suriye hükümetinin kontrolünde olan terk edilmiş Dürzi köylerinden geçtik. Geçtiğimiz hafta boyunca bu otoyol, adeta bir savaş alanına dönmüştü. Dükkânlar ve işyerleri tamamen yakılıp yıkılmış, kaldırımlar ise mermi kovanlarıyla kaplanmıştı. Her 800 metrede bir, dinlenen Suriye ordusu askerlerine rastladık. Siyah üniformalı bu genç askerler, silahları yanı başlarında sıcak çaylarını yudumluyorlardı.

Ateşkesin Gölgesinde Bekleyiş

Suriye hükümetinin, azınlıktaki Dürzi topluluğu ile Bedevi aşiretleri arasında bir haftadır süren ve 1000’den fazla kişinin ölümüne neden olan mezhep çatışmalarını sonlandırmak amacıyla bölgeye birliklerini konuşlandırmasının üzerinden dört gün geçti. Ateşkes şimdilik sürüyor gibi görünse de, son derece kırılgan bir yapıda.

Güneye doğru ilerlerken yol kenarında bekleyen yüzlerce silahlı Bedevi ile karşılaştık. Başlarındaki kırmızı ve beyaz kefiyeleriyle, Suriye hükümetine bağlı askerlerin endişeli bakışları altında havaya ateş açarak meydan okuyorlardı. Hepsi, ateşkesin bozulması durumunda yeniden silaha sarılmaya hazır olduklarını belirtti.

Süveyda'ya giden yol üzerinde onlarca ağır silahlı hükümet gücü vardı

Bedevi savaşçılar, şehirde rehine olarak tutulduğunu iddia ettikleri yaralı arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep ediyor. Bir Bedevi liderin sözleri durumun ciddiyetini ortaya koyuyordu:

“Dürziler anlaşmaya uymazsa Süveyda’ya yeniden gireriz. Mezarımız olsa bile.”

Dürzi gruplar ise Suriye hükümet güçlerini, Bedevilerin yanında yer almakla ve yargısız infaz gibi ciddi insan hakları ihlallerinde bulunmakla suçluyor.

Bir adam AK47-tipi tüfekle bekliyor.

İnsani Kriz ve Yaralıların Durumu

Bu kaosun ortasında Suriye Kızılayı, yaralılardan bir kısmını Süveyda’dan tahliye etmeyi başardı. Yaralıların bir bölümünün, Suriye’nin güneyindeki Dera kentinin en büyük hastanesine getirildiğine tanıklık ettik.

Askeri üniforma giyen bir adam yorgun gözlerle kameraya bakıyor

27 yaşındaki Ahmed, koltuk değnekleriyle yürüyordu. Üzerinde hâlâ Suriye ordusu üniforması vardı ve sol ayağı sargılıydı. Yüzünü buruşturarak, “Roket güdümlü bir el bombası patladı ve bana şarapnel isabet etti” dedi. Genç asker, gördüklerini şu sözlerle anlattı: “Bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum, Süveyda’ya girdiğimizde evler yakılmıştı, çocukların cesetleri yakılmıştı, kafaları kesilmiş çocuklar vardı. Hayal bile edemezsiniz.” BBC, bu iddiaları bağımsız kaynaklardan doğrulayamadı.

Hastanenin dışında konuştuğumuz Suriye Kızılayı koordinatörü Riham Bermawi, durumu “felaket” olarak nitelendirdi. Bermawi, ilaç ve ilk yardım malzemesi sıkıntısı yaşandığını belirterek, “Çok sayıda ameliyatın yapılması gerekiyor” diye ekledi. Keskin nişancıların ambulanslara ateş açması nedeniyle yeni bir tahliye operasyonunun çok tehlikeli olacağını söyledi.

Genç bir adam kucağında silahıyla yere oturmuş bir şekilde dinleniyor

Suriye’yi Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?

Geçen hafta yaşananlar, İslamcı isyancı lider Ahmed Şara‘nın iktidara gelmesinden bu yana Suriye’deki en ciddi mezhepsel şiddet olayı olarak kayıtlara geçti. Afet Yönetimi ve Acil Müdahale Bakanı Raed el Salih, Süveyda’daki bir sığınma merkezinde umutlu konuştu: “Hepimizin Suriye için daha fazla çalışması ve birlik olması gerekiyor. Çok fazla zorlukla karşı karşıyayız ama aynı zamanda umudumuz da büyük. Topluluklarımızda akil adamlar var, bu nedenle bu zor aşamanın üstesinden gelebileceğimize, barış ve adalete ulaşabileceğimize inanıyorum.”

Ancak, Süveyda’ya giden yolda tanık olunanlar, bu barış umudunun ne kadar uzak olduğunu gözler önüne seriyordu.