Mourinho’dan Canal 11’e Özel Açıklamalar
Fenerbahçe’nin Portekizli teknik direktörü José Mourinho, Portekiz’de Canal 11 kanalına verdiği röportajda önemli konulara değindi. Deneyimli çalıştırıcı, Fenerbahçe’deki ilk sezonundan transfer dedikodularına, modern futbolun dinamiklerinden kariyer hedeflerine kadar birçok konuda samimi itiraflarda bulundu.
“20 Yıl Önceki Mourinho ile Hiçbir Fark Yok”
Futbola olan tutkusunun ve enerjisinin ilk günkü gibi devam ettiğini belirten Mourinho, motivasyonunu şu sözlerle anlattı:
“Bugünkü Mourinho ile 20 yıl önceki Mourinho arasında hiçbir fark yok. Bir sonraki maçı kazanmak istiyorum. İşimi çok seviyorum ve beni durduracak hiçbir sebep göremiyorum. Ailem de en büyük motivasyon kaynaklarımdan biri. Onlarla her zaman birlikte olamasam da bu fedakarlık bana canlı ve motive hissettiriyor.”
“Artık En İyi Olan, En Çok Algı Yaratan Kişi”
Mourinho, modern futbolun geçmişe kıyasla çok daha farklı bir yapıya büründüğünü ve teknik direktörlüğün tanımının değiştiğini vurguladı:
“Bugün en önemli şey, üst düzey bir PR uzmanına sahip olmak. Çünkü dünya artık algılarla yönetiliyor. Eskiden en çok kazanan en iyi sayılırdı. Şimdi öyle değil. Artık en iyi olan, en çok algı yaratan kişi. Ben 2004’te Premier Lig’e geldim, o sezon Avrupa şampiyonuydum. Bugün Premier Lig’e teknik direktör olarak kimlerin geldiğini bile bilmiyorum. Bu bir gerçek. Artık teknik direktörler galibiyet sayısına göre değil, istatistiklere, verilere göre seçiliyor.”
Kariyerindeki İlkler ve Fenerbahçe Değerlendirmesi
Kariyerinde kupa kazanamadığı nadir kulüplerden birinin Tottenham olduğunu hatırlatan Mourinho, Fenerbahçe’deki durumu hakkında şunları söyledi:
“Burada kazanma baskısı mı var? Bu benim suçum. Çünkü geçmişte çok kez kazandım. Tottenham’da fazla süre kalmadım ama bir final oynayacaktım, finalden iki gün önce gönderildim. Roma’da kazandım ve ikinci bir Avrupa finaline çıktım. Fenerbahçe, tam bir sezon geçirdiğim ve ne bir final oynayamadığım ne de kupa kazanamadığım ilk kulüp oldu.”
“Fenerbahçe’de İlk Yıl, Keşif Yılıydı”
Sarı-lacivertli takımdaki ilk sezonunu bir adaptasyon süreci olarak tanımlayan deneyimli hoca, “Fenerbahçe’de ilk yıl bir keşif yılıydı. Yeni bir dünyayı keşfetmek gibi. Anlamak için orada olmanız gerekiyor. Bu yıl neler olacağını göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Gyökeres Transfer İddialarına Net Yanıt
Transfer piyasasında sıkça konuşulan Viktor Gyökeres söylentilerine son noktayı koyan Portekizli teknik adam, konuya netlik getirdi:
“Ne yazık ki Gyökeres’in geleceği yalan. İnanılmaz bir oyuncu ama Fenerbahçe’ye gelmiyor. Transfer piyasası hakkında söylenen 3.400 yalandan biri, Viktor Gyökeres’in Fenerbahçe’ye geleceğiydi.”
Gelecek Planları: “Bir Gün Portekiz Milli Takımını Çalıştıracağım”
Kariyerinin ilerleyen dönemlerine dair hedeflerini de paylaşan Mourinho, ülkesine dönme arzusunu dile getirdi:
“Bir gün kendimi tekrar Portekiz’de antrenörlük yaparken göreceğim. Ve bir gün Portekiz milli takımını çalıştıracağım. Portekiz’le ya da değil, bir Dünya Kupası’nda olmak istiyorum. Ama bu Portekiz milli takımıyla olmalı.”
Taktik ve Oyun Felsefesi
Mourinho, antrenman metotlarının kolayca kopyalanabildiğini ve eldeki oyuncu malzemesine göre sistem kurmanın önemini vurguladı.
“Futbolda Artık Telif Hakkı Yok”
Teknik sırların korunmasının zorluğuna dikkat çeken Mourinho, “Bazen Fenerbahçe TV’den antrenmandaki bazı şeyleri çekmemesini istiyorum çünkü o antrenmanı hazırlamak çok zamanımı alıyor ve eğer bir video internete düşerse birileri onu kopyalayabilir. Artık en gelişmiş taktik ekipmanlar bile sadece dev kulüplerin tekelinde değil.” dedi.
“Ederson Gibi Bir Kalecin Yoksa Olmaz”
Herkesin aynı oyun sistemini uygulayamayacağını belirten tecrübeli çalıştırıcı, Pep Guardiola örneği üzerinden konuştu:
“Herkes Guardiola gibi oynamaya çalışıyor ama Ederson gibi bir kalecin yoksa olmaz. Elindekine göre uyum sağlamak zorundasın. Aksi takdirde ‘fikrimle öldüm’ diyen teknik direktörler olur ki bu aptallıktır.”
Portekizli Teknik Direktörlere Övgü
Premier Lig’de görev yapan Portekizli meslektaşlarından övgüyle bahseden Mourinho, özellikle Ruben Amorim’e değindi:
“Rúben’in yaşadığı o zor başlangıca rağmen kendisine duyulan güven, onun ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Büyük bir kişilik ve potansiyel taşıyor. Premier Lig’de dört Portekizli olması ise muazzam bir şey. Dünyanın en büyük liginde dört temsilcimiz var.”