Yaz mevsimi artık yalnızca deniz kıyısına bir havlu sermekten çok daha fazlasını ifade ediyor; kaliteli bir masada yer ayırtmak, ardında bir öykü barındıran tabakları keşfetmek ve bir şefin vizyonunu tek bir öğünde tecrübe etmek anlamına geliyor. Sezonun açılmasıyla birlikte faaliyete geçen yeni şef restoranları, Güney’in gastronomi atlasını sade fakat iddialı dokunuşlarla yeniden şekillendiriyor. Bu işletmeler, bilinen yaz mutfağı konseptinin dışına çıkarak malzeme odaklı oluşturulmuş menüler, yerel üreticilerle geliştirilen güçlü ilişkiler ve tabaklarda kendini gösteren incelikli tekniklerle öne çıkıyor. Güneşin altındaki kalabalık sofralar, artık sadece keyifli sohbetlere değil, aynı zamanda nitelikli yemeklere de ev sahipliği yapıyor. Bu yaz rotanıza eklemeniz gereken şef restoranlarını sizin için deneyimledik. Şimdiden afiyet olsun.nnATTIKO / BODRUMnBu sezonun en çok konuşulan şef restoranlarından biri olan Attiko, Pan Asya mutfağını gün batımından geceye uzanan o büyüleyici zaman dilimine büyük bir ustalıkla entegre ediyor. Şef Kyung Moon’un liderliğindeki mutfaktan çıkan tabaklar, Uzak Doğu’nun zarif lezzetlerini çağdaş sunumlarla birleştiriyor. Menü, paylaşım odaklı konseptiyle sosyal yemek kültürünü teşvik ederken; suşi barı, wok spesiyalleri ve özel soslarla hazırlanan tatlar, Asya mutfağını sevenler için zengin bir keşif dünyası vadediyor.nAncak Attiko’nun vaatleri yalnızca iyi yemekle sınırlı kalmıyor. Panoramik manzarası, enerjik lounge atmosferi ve her akşam ritmi yükselten müziğiyle bu mekan, bir restorandan çok daha fazlasına dönüşüyor. Özellikle perşembe günleri düzenlenen “Fire & Sushi Night” etkinliği, haftanın en çarpıcı organizasyonları arasında yer alıyor. Ateş şovları ve özel suşi sunumlarıyla zenginleşen bu geceler, klasik bir akşam yemeği deneyimini aşarak gastronomiyi sahne sanatlarıyla buluşturan modern bir gösteri halini alıyor.nAttiko, yazın enerjisini sadece tabaklarda değil, deneyimin tamamında hissettiren mekanlardan biri. Ne yediğiniz kadar nasıl bir atmosferde olduğunuzun da önemsendiği bu sofistike durak, şef restoranlarına ilgi duyanların güneyde mutlaka uğraması gereken bir adres.nnISOLA MANZARA RISTORANTE / BODRUMnAkdeniz gecelerine İtalyan şıklığını getiren seçkin mekanlardan bir diğeri de Isola Manzara Ristorante. Michelin Rehberi’nin tavsiye ettiği restoranlar listesinde bulunan bu işletme, klasik İtalyan lezzetlerini gün batımından gece yarısına dek süren bir akış içinde zarafet ve konforla sunuyor. Aperitivo saatleriyle başlayan bu keyifli atmosfer, geç saatlere kadar devam eden akşam yemekleriyle sürüyor. Menüde el yapımı makarnalar, taş fırından çıkan çıtır pizzalar, günlük deniz ürünleri ve titizlikle hazırlanmış bir şarap listesi göze çarpıyor. Her tabakta İtalya’nın köklü mutfak kültürüne bir saygı duruşu hissedilirken, sunumlarda modern bir estetik anlayışı benimseniyor. Servis ise samimi ve profesyonel bir dengeye sahip.nBurada manzara, deneyimin ayrılmaz bir parçası. Ege’nin derin maviliği ve Bodrum’un silueti, yemeğinize eşsiz bir arka plan oluşturuyor. Özellikle gün batımı saatlerinde mekanın atmosferi adeta sihirli bir boyuta taşınıyor. Bölgenin yerel müdavimlerinin de favorisi olan Isola, rahat ancak rafine dokusuyla bu yazın en iddialı gastronomi duraklarından biri olmaya aday. İtalyan mutfağının sade ve güçlü karakterini, bulunduğu coğrafyanın doğallığı ve taze malzemeleriyle ustaca harmanlayan bu restoran, unutulmaz yaz sofraları için misafirlerini bekliyor.nnMÜPTELAL / BODRUMnSanat ve yemeğin kesiştiği ender deneyimlerden biri, bu yaz Gümüşlük’te Müptelal adıyla hayat buluyor. Şef Hilal Tayfun’un yaratıcılığının bir ürünü olan bu şef restoranı; bir brasserie, bir artizan fırın ve bir Fransız pastanesi olarak çok katmanlı bir yapıda tasarlanmış. Fakat hepsinden önemlisi, tüm duyulara hitap eden bütünsel bir deneyim merkezi sunuyor. Le Cordon Bleu Büyük Diploması sahibi olan Tayfun’un özgün menüsünde, Fransız mutfak teknikleri ve yerel lezzetlerin zenginliği bir araya geliyor. Közlenmiş beğendi eşliğinde sunulan dana dil, zencefil soslu bonfile, erişte yatağında ızgara ahtapot ve kırmızı karides carpaccio gibi imza lezzetler, detaylara gösterilen hassasiyeti ortaya koyuyor. Tatlı menüsünde ise şefin alametifarikası haline gelen coco dream, çifte kavrulmuş beyaz çikolatalı crème brûlée ve taze mevsim meyveleriyle hazırlanan tartlar öne çıkıyor.nFırından çıkan tüm ürünler, atalık tohumlar ve geleneksel mayalama yöntemleri kullanılarak hazırlanıyor. Bu felsefe, mutfağın yalnızca estetiğe değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir kültürel mirasa da ne kadar bağlı olduğunu kanıtlıyor.nMüptelal’in ruhunu özgün kılan bir diğer unsur ise sanatla kurduğu derin ilişki. Mekan, yaz sezonu boyunca sanat etkinlikleriyle canlı kalıyor. Ali Atmaca’nın 60. sanat yılına özel sergisi, Hilal Tayfun’un ilk kişisel sergisi ve sezon içinde düzenlenecek söyleşilerle sürpriz sanatçı buluşmaları, gastronomik tecrübeyi farklı bir seviyeye taşıyor. Müptelal, misafirlerine sadece lezzetli bir yemek değil, aynı zamanda ilham dolu bir yaz akşamı vadediyor.nnCUCINA DEL CUGINI / FETHİYEnİtalya’nın klasik mutfağına özlem duyanlar için bu sezon Fethiye’de açılan Cucina del Cugini, bu hasreti giderecek adreslerin başında geliyor. Şef Fabio Foltran yönetimindeki mutfakta, geleneksel reçetelere olan bağlılık kadar malzeme kalitesine gösterilen titizlik ve teknik ustalık da kendini belli ediyor. El yapımı makarnalar, odun ateşinde pişen pizzalar ve lezzet derinliği olan soslarla şekillenen bu mutfak, “az ve öz” felsefesini savunanları daha ilk lokmada cezbediyor. Bu yalın ancak etkili menüden oldukça etkilendiğimi söylemeliyim. Aklımda en çok yer edenler ise vitello tonnato, sübye mürekkebiyle hazırlanan tortellini ve yabani dağ mantarlı pizza oldu.nMekanın atmosferi gösterişten uzak, samimi fakat bir o kadar da rafine. Her detay, yemeğin başrolde olduğu bir deneyim sunmak üzere kurgulanmış. Şarap eşleşmeleriyle zenginleşen akşamlar, güneşin tadını çıkararak yavaşlayan öğle yemekleri ya da sadece kaliteli bir espresso için verilen kısa molalar… Cucina del Cugini, yaz boyunca sunduğu gerçek “İtalya’dan bir kesit” hissiyle klasiklerin eskimeyen gücünü hatırlatacak gibi görünüyor.nnTHE DUCHESS / FETHİYEnİlhamını efsanevi Duchess Budapeşte’den alan bu özel mekan, nitelikli yemeği canlı sahne performanslarıyla birleştirerek tüm duyulara hitap eden bütüncül bir deneyim sunuyor. Şef İlhami Emkin’in liderliğindeki mutfakta, mevsime göre yenilenen malzemelerle hazırlanan modern Avrupa tabakları ön plana çıkıyor. Sofistike sunumlarla buluşan rafine tarifler, klasik lezzetlerin özünü muhafaza ederek yeniden yorumlandığı bir lezzet yelpazesi oluşturuyor.nBenim için The Duchess’ı farklı kılan sadece lezzetleri olmadı. Mekanın tasarımı, abartıdan uzak durarak oluşturulmuş zarif bir görkem barındırıyor. Loş aydınlatmalar, ağırbaşlı bir ambiyans ve gecenin ritmine eşlik eden canlı performanslar sayesinde her akşam yemeği, adeta küçük bir sahne gösterisine evriliyor. Bu atmosfer, The Duchess’ı yalnızca bir restorandan çıkarıp gecenin tamamını kapsayan bir etkinliğe dönüştürüyor. Mekandan ayrılmadan önce tatmanız gereken lezzetler arasında patates röşti, kuşkonmaz graten, dil balığı menüer ve tuzda levrek kesinlikle bulunmalı. Afiyetle…