LGS Sınavındaki Şaibe İddiaları ve Eğitimdeki Kriz
Bu yıl Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavında 500 tam puan alan 719 öğrenciyle bir rekor kırıldı. Geçen sene bu rakam sadece 352 idi. Sınavın zorluğuna rağmen bu denli yüksek başarı, beraberinde ciddi şüpheleri ve iddiaları getirdi. Sınav esnasında WhatsApp gruplarında dolaşıma girdiği öne sürülen sorular ve cevap anahtarları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Bu iddiaların ardından gelen görevden almalar ve idari soruşturmalar, krizin boyutunu gözler önüne serdi. Hatta görevden alınan MEB Bilgi İşlem Genel Müdürü’nün çocuğunun da iki yıl önce tüm soruları doğru yanıtladığı iddiası, durumu daha da karmaşık hale getirdi.
Hükümetin Tepkisi ve Klasik Savunma Mekanizması
Savunma mekanizması ise beklendiği gibi hızla devreye girdi. Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin sınav güvenliği konusunda “parmakla gösterilen bir ülke” olduğunu belirtirken, iddiaları gündeme getirenleri İmam Hatip düşmanlığıyla suçladı. Bu durum, yirmi yılı aşkın süredir aşina olduğumuz bir senaryoyu tekrar sahneye koydu:
Önce inkâr, sonra yön saptırma, ardından mağduriyet ilanı… Sonuç olarak, meselenin aslı günün dumanlı havasına karışır ve gerçek sorular unutulur. Bu ülkede meseleler çözülmez, sadece bastırılır; tartışılmaz, sadece kutuplaştırılır.
Siyasi Ahlak ve Yönetim Anlayışı
Yaşananlar sadece bir sınav skandalı değil, aynı zamanda bir sistemin reflekslerini ve bir zihniyetin savunma mekanizmalarını ortaya koyuyor. Hakikatin kendisi yerine, ona yöneltilen ithamların gölgesinde yaşamaya alıştırıldık. Mesele, gerçeğin kimin tekelinde olduğudur.
Netanyahu Örneği ve Gündem Değiştirme Sanatı
İsrail’de Başbakan Netanyahu, mahkemede yargılanırken Suriye’ye yönelik askeri operasyonlar düzenliyor. Bu operasyonlar, dikkatleri yargı sürecinden uzaklaştırmak için bir araç haline geliyor. Savaş, bir liderin hukuktan kaçış rotasına dönüşüyor. Türkiye’de ise füzeler yerine sınav soruları, savaş yerine suçlamalar, bomba yerine mağduriyet siyaseti kullanılıyor. Şaibenin konuşulması gereken yerde, hassas toplumsal başlıklar devreye sokularak tartışmanın yönü değiştiriliyor.
Devlet: Emanet mi, Ganimet mi?
Bu topraklarda göreve gelen birçok kişi, kendini halkın temsilcisi yerine devletin sahibi olarak görüyor. Devlet, bir emanet değil, adeta bir ganimet gibi algılanıyor. Beytülmal kavramı, bir iş modeline dönüşmüş durumda. Bu zihniyet yüzünden, çocukların emekleri sınavlarda heba ediliyor. Dün soruları FETÖ çalarken, bugün onun farklı türevleri aynı yöntemleri sürdürüyor. Sonuç değişmiyor: seçilmiş bir azınlık için hazırlanan senaryolar ve geri kalanlar için büyük bir hayal kırıklığı.
Hiçbir şirket sahibi, kendi işletmesini bu kadar hoyratça kullanmaz. Ancak ülkeyi yönetenler, sahibi olmadıkları bir yapıyı kendi özel mülkleri gibi sorumsuzca tüketiyor. Arkalarında bıraktıkları yıkımı dert etmiyor, hesap vermekten kaçınıyorlar. Çünkü bu düzende güç, sorumlulukla değil, dokunulmazlıkla ölçülüyor.
Bahçeli’nin Temsil Önerisi: Birleştirici mi, Ayrıştırıcı mı?
Devlet Bahçeli’nin Alevi ve Kürt Cumhurbaşkanı yardımcılığı önerisi, zamanlaması ve bağlamıyla dikkat çekiyor. Ortadoğu’da mezhep ve kimlik üzerinden bölünmüş ülkelerin acı tecrübeleri ortadayken, bu tür bir öneri Türkiye’nin de Lübnanlaştırılması mı isteniyor sorusunu akıllara getiriyor. Bahçeli’nin bu çıkışı, MHP’nin geçmiş sicilini telafi etme çabası mı, yoksa daha farklı bir stratejinin parçası mı?
Bu tür öneriler, iyi niyetli kabul edilse bile, Alevi ve Kürt vatandaşları eşitlemek yerine onları daha da “ötekileştirme” riski taşıyor. Oysa Cumhuriyet, bu topraklardaki herkese kimliğine bakılmaksızın eşit yurttaşlık sunar. Ülkenin bir arada kalma harcı, etnik veya mezhebi temsil değil, ortak haklar ve sorumluluklardır. Güçlü Türkiye, kimliklere vurgu yaparak değil, adaleti ve liyakati esas alarak, 85 milyonu bir bütün olarak kabul ederek inşa edilir.
Veda ve Anma
Adil Kılıçdaroğlu Hayatını Kaybetti
CHP 7. Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşi Adil Kılıçdaroğlu’nun vefatını üzüntüyle öğrendik. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Altan Öymen’e Veda
Cumhuriyet değerlerine adanmış bir ömür, usta gazeteci, siyasetçi ve CHP Eski Genel Başkanı Altan Öymen aramızdan ayrıldı. Sadece yazdıklarıyla değil, nezaketi ve bilge kişiliğiyle de derin izler bırakan Öymen’in mirası, basın ve düşünce dünyasında yaşamaya devam edecektir. Işıklar içinde uyusun.