Tarkan’dan Zeytinlik Alanlarını Madenciliğe Açan Yasaya Sert Tepki: ‘Ah Bahtsız Zeytinim’

Tarkan’dan Zeytinlik Yasası’na Şiirli Tepki

Kamuoyunda “Zeytinlik Yasası” olarak bilinen ve zeytinlik sahaların madencilik faaliyetlerine açılmasını sağlayan tartışmalı torba kanun teklifi, 19 Temmuz 2025’te TBMM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada 199 ret oyuna karşı 255 kabul oyuyla yasalaştı. Karara yönelik tepkiler artarken, en dikkat çekici tepkilerden biri Megastar Tarkan‘dan geldi.

Ünlü sanatçı, zeytinlik bir alanda çekilmiş fotoğraflarını, yazdığı dokunaklı bir şiirle birlikte sosyal medya hesabından paylaştı:

Ah bahtsız zeytinim…
Üç kuruş pula yine feda edildin
Oysa her şeyden daha zengindi
Senin bereketi nimetlerinin

Sosyal Medyadan Tarkan’a Destek Yağdı

Sözcü’nün haberine göre, Tarkan’ın bu duyarlı paylaşımı sosyal medyada büyük yankı uyandırdı ve kısa sürede binlerce beğeni aldı. Takipçileri, sanatçıya desteklerini şu gibi yorumlarla gösterdi:

  • “Sen başkasın Tarkan”
  • “Hep umutsun”
  • “Keşke herkes senin gibi vicdanlı olsa”
  • “Bizim yani halkın sanatçısı Tarkan”

Tartışmaların Odağındaki ‘Zeytinlik Yasası’ Nedir?

TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, özellikle zeytinlik alanlarda elektrik üretimi amacıyla madencilik yapılmasına yasal zemin hazırlıyor. Teklifin en çok eleştirilen 11. maddesi, zeytinliklerin “doğayla uyumlu” bir şekilde madencilik faaliyetlerine açılabileceğini belirtiyor. Ancak bu ifade, çevreciler ve muhalefet partileri tarafından bir “doğa katliamı” olarak değerlendiriliyor.

Uzmanlar ve Çevre Örgütleri Endişeli

Yasa, madencilik faaliyeti yürütülecek alandaki zeytin ağaçlarının taşınması veya eşdeğer sayıda ağaçtan oluşan yeni zeytinlik alanlar oluşturulması şartını koşuyor. Fakat uzmanlar, bu sürecin mevcut ekosistemi geri dönülmez şekilde tahrip edeceğini ve taşınan ağaçların büyük bir kısmının verimliliğini yitireceğini ifade ediyor. TEMA Vakfı, Doğa Derneği ve diğer sivil toplum kuruluşları, yasanın sadece zeytinlikleri değil; ormanları, meraları, sulak alanları ve diğer korunan doğal alanları da ciddi bir risk altına soktuğunu vurguluyor. Maden düzenlemelerini içeren kanun teklifinin meclisten geçmesi, doğa koruma tartışmalarını yeniden alevlendirdi.