Yenilenebilir Enerji Yatırımlarında Devrim: İzin Süreleri 1,5 Yıla İniyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilerek Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yasal düzenleme, yenilenebilir enerji yatırımlarının önündeki bürokratik engelleri kaldırıyor. Kamuoyunda “Süper İzin Kanunu” olarak adlandırılan bu düzenleme ile yatırım süreçlerinin ciddi oranda kısalması hedefleniyor.
Yeni Düzenlemenin Getirdiği Başlıca Kolaylıklar
Yeni yasa, Türkiye’nin 2035 yenilenebilir enerji hedefleri ve 2053 net sıfır emisyon vizyonu doğrultusunda önemli adımlar içeriyor. Yapılan iyileştirmelerle yatırım süreçlerinde şu değişiklikler öngörülüyor:
- Rüzgar enerjisi projeleri: Ruhsat ve imar gibi izin süreçlerinin 4 yıldan 18 aya indirilmesi hedefleniyor.
- Güneş enerjisi projeleri: Proje ölçeğine bağlı olarak ortalama 2 yıl süren izin süreçlerinin 1,5 yıla düşmesi bekleniyor.
- Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED): ÇED başvuru ve işlemleri kolaylaştırılarak, imar izni için bir ön koşul olmaktan çıkarılıyor. Artık diğer izin süreçleriyle paralel olarak yürütülebilecek.
Sektör Temsilcileri Düzenlemeden Memnun
Enerji sektörü temsilcileri, yeni düzenlemenin yatırımları hızlandıracağı ve Türkiye’yi yabancı yatırımcılar için daha cazip hale getireceği görüşünde birleşiyor.
GENSED: “Bürokrasi Azalacak, Yatırımlar Hızlanacak”
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, düzenlemenin etkilerini değerlendirdi. Erkan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na ruhsat ve imar süreçlerinde daha geniş yetkiler tanındığını belirtti.
“Bu düzenlemeler süreçleri hızlandıracak, yatırımları kolaylaştıracak. ÇED süreci ön koşul olmaktan çıkartıldı, diğer izinlerle birlikte paralel yürütülebilecek. Ayrıca orman vasfını yitirmiş araziler yenilenebilir kaynaklı hibrit projeler için kullanılabilecek. Yeni düzenlemelerle bürokratik süreçler azalacak bu da izin süreçlerini hızlandıracak.”
ENSİA: “Yabancı Yatırımcı İçin Çekici Bir Ortam Oluşturulabilir”
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ise rüzgar projelerindeki en büyük engelin ÇED süreci olduğunu vurguladı.
“İzin süreçlerinin kısalmasıyla özellikle yabancı yatırımcı için de çekici bir yatırım ortamı oluşturabiliriz. Kısalan izin süreçleri yanında elektrik satış fiyatlarında da düzenlemenin olması gerekiyor. Ana kuş göç yolları dışında kalan projelerde ise ornitolojik gözlem zorunluluğu kaldırılarak, taahhütle süreç yürütülebiliyor. Böylelikle kuş göç yolları korunuyor. Bu düzenlemelerin tümü 2035 hedeflerimize ulaşmamıza önemli derecede yardımcı olacaktır.”
Kalaycı, bekleyen yatırımların sahaya inmesinin hızlanacağını ve Türkiye’nin rüzgar projelerini hayata geçirme konusunda birçok Avrupa ülkesinden daha hızlı olabileceğini ekledi.