Suriye Ekonomisi Yaptırımlar Sonrası Nasıl Şekilleniyor? Yeni Dönemin Fırsatları ve Zorlukları

Suriye’de Yaptırımların Kaldırılmasıyla Başlayan Yeni Dönem

Al Sharq Strategic Research Araştırmacısı Mehmet Emin Cengiz, Suriye üzerindeki ekonomik yaptırımların kaldırılmasının yansımalarını AA Analiz için değerlendirdi.

Mayıs 2025’te Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, Riyad ziyaretinde sürpriz bir kararla Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağını açıkladı. Bu karar, Suriye’nin ekonomik geleceği için bir can suyu niteliği taşıyordu. Trump, bu kararı Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telkinleriyle aldığını belirtti. Kararın ardından Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Riyad’da bir araya gelerek Şara’nın uluslararası meşruiyetini güçlendiren adımlar attı.

Haziran sonunda Trump, yaptırımları sonlandıran başkanlık kararnamesini imzaladı ve paralel olarak Avrupa Birliği (AB) de Suriye’ye yönelik tüm yaptırımları kaldırdığını duyurdu. Bu hamle, İsrail’in Suriye’deki etkisine ve ABD’deki İsrail lobisinin girişimlerine karşı atılmış önemli bir adım olarak görüldü. Karar sonrası ABD-Suriye ilişkileri hızla normalleşme sürecine girdi. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, Suriye Özel Temsilcisi olarak atandı ve Şam’daki büyükelçilik konutu yeniden faaliyete geçti.

Yaptırımların Kaldırılmasının Ardındaki Nedenler

ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırmasındaki temel motivasyonlardan birinin, ülkenin yeniden inşası sürecinde oluşacak ekonomik pastadan pay almak olduğu anlaşılıyor. Yaptırımlar devam etseydi, Şam yönetiminin Çin ve Rusya gibi alternatiflere yönelmesi kaçınılmazdı. 8 Aralık Devrimi’nin ardından Suriye’nin jeopolitik kimliği değişti ve ülke, Batı kampına yaklaşarak dünyaya entegre olma mücadelesi vermeye başladı. Bu sürecin, Cumhurbaşkanı Şara’nın Birleşmiş Milletler (BM) zirvesinde yapacağı konuşmayla yeni bir seviyeye ulaşması bekleniyor.

Savaş ve Yaptırımların Suriye Ekonomisine Yıkıcı Etkisi

Suriye, 2011 öncesinde dahi mütevazı bir ekonomiye sahipti ve 1979’dan beri çeşitli yaptırımlarla karşı karşıyaydı. 2011’de başlayan iç savaş, Kovid-19 salgını ve ağırlaşan Batı yaptırımları, ülke ekonomisini felaket bir noktaya taşıdı. Özellikle ABD’nin uyguladığı Sezar yaptırımları, devrik lider Beşşar Esed döneminde ekonomiyi çökme noktasına getirdi.

Yaptırımlar nedeniyle Suriye lirası, dolar karşısında rekor seviyede değer kaybetti. Esed rejimi, bu durumu İran, Rusya ve Çin ile ilişkileri artırarak ve yasa dışı Captagon ticaretiyle aşmaya çalışsa da başarılı olamadı. Yaptırımların ikincil nitelikte olması, yani Suriyeli kurumlarla iş yapan yabancıların da cezalandırılması, ekonomik izolasyonu derinleştirdi. Suriye lirası adeta pula döndü ve ülkede insanlar para sayma makineleri kullanmak zorunda kaldı.

Yaptırımlar Sonrası Ekonomik Görünüm ve Yatırımlar

Esed rejiminin devrilmesiyle yaptırımlar siyasi anlamını yitirmişti. Yeni yönetimin Batı’yı memnun eden adımları sonrası yaptırımların kaldırılmasıyla yabancı yatırımların önü açıldı. Bu süreçte yaşanan bazı önemli gelişmeler şunlardır:

  • Katar ve Suudi Arabistan, Suriye’nin Dünya Bankası’na olan 15,5 milyon dolarlık borcunu ödedi.
  • Katar’ın desteğiyle memur maaşlarına %200 zam yapıldı ve en düşük maaş 25 dolardan 75 dolara yükseldi.
  • Ülkede SWIFT sistemi yeniden aktive edildi ve 14 yıl sonra ilk uluslararası para transferi gerçekleştirildi.
  • ABD, Katar ve Türk şirketlerinden oluşan bir konsorsiyum, 7 milyar dolarlık bir enerji yatırım anlaşması imzaladı.
  • Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Tartus Limanı için 800 milyon dolarlık bir anlaşma yaptı.

Suriye, liberal bir ekonomi modeline geçerken, Suriye lirası da dolar karşısında bir miktar değer kazandı. Ancak işsizlik, yoksulluk ve enflasyon gibi temel sorunlar varlığını sürdürüyor. Halkın yaşam kalitesindeki iyileşme için istikrar ve zamana ihtiyaç duyuluyor.

Suriyeli Mültecilerin Dönüşü ve İstikrar Arayışı

Esed rejiminin devrilmesi, mültecilerin ülkelerine dönüşü için umut verici bir ortam yarattı. BM verilerine göre, 8 Aralık 2024’ten bu yana yarım milyondan fazla insan ülkesine geri döndü. Türkiye’den dönen Suriyeli sığınmacı sayısı ise 250 bini aştı. Dönüşlerin hızlanması, ekonomik çarkların dönmesine, istihdamın artmasına ve yeniden inşa sürecinin ilerlemesine bağlı.

Ancak Suriye, devrim sonrası ciddi doğum sancıları yaşıyor. Ülkedeki dini, mezhebi ve etnik fay hatlarının onarılması, Dürzilerin, Alevilerin ve diğer grupların Şam yönetimine entegrasyonu büyük önem taşıyor. Geçiş dönemi adaleti, ordunun yeniden yapılandırılması gibi konularda atılacak adımlar, ekonomik tablonun ne kadar hızlı iyileşeceğiyle doğrudan ilintilidir.

[Mehmet Emin Cengiz, Al Sharq Strategic Research Araştırmacı olarak görev yapmaktadır.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.