Avrupa ve Türkiye’yi etkisi altına alan ekstrem sıcak hava dalgası devam ederken, uzmanlar potansiyel sağlık tehlikelerine karşı ciddi uyarılarda bulunuyor. Geçtiğimiz hafta Avrupa’yı vuran ve 12 şehirde yaklaşık 2.300 kişinin sıcaklığa bağlı sebeplerle hayatını kaybetmesine yol açan bu durum, önlemlerin önemini bir kez daha gösterdi.
Uzmanlara göre, yükselen sıcaklıkların susuzluk ve baş dönmesi gibi sorunları tetikleyebilmesi nedeniyle, bu dönemde alınması gereken sağlık tedbirlerinin en önemlisi yeterli sıvı alımıdır.
**CİNSİYETE GÖRE SU İHTİYACI FARKLILIK GÖSTERİYOR**
Londra Genel Uygulama Merkezi’nde görevli Dr. Angela Rai, pek çok kişinin yeterince su içmediğine dikkat çekiyor. Dr. Rai, “Genel tavsiye, günde yaklaşık sekiz bardağa denk gelen 1,5 ila 2 litre su tüketilmesi yönündedir” şeklinde konuştu ve şunları ekledi:
“Optimal su alımı; yaş, mevcut sağlık durumları, kullanılan ilaçlar ve fiziksel aktivite seviyesi gibi etkenlere göre kişiden kişiye farklılık gösterir. Bununla birlikte, genel bir kural olarak erkeklerin günlük 3,7 litre, kadınların ise 2,7 litre suya gereksinimi olabilir.”
Ancak, özellikle mevcut sıcak hava dalgaları gibi dönemlerde vücudun su gereksinimi belirgin şekilde artmaktadır. Birmingham Mail’e konuşan Dr. Rai, bu durumu “Terlemeyle yitirilen sıvıyı telafi etmek amacıyla günde yaklaşık üç litreye yakın su tüketimi gerekli hale geliyor” sözleriyle açıkladı. Dr. Rai ayrıca, “Bu miktarı tek seferde değil, gün boyunca yayarak tüketmek ve aşırı su içmekten kaçınmak büyük önem taşıyor” uyarısında bulundu.
**GÜNE BİR BARDAK SU İLE BAŞLAYIN**
Uzman, güne başlarken su içmenin önemini de vurguluyor: “Sabah uyanır uyanmaz bir bardak su içmek, uyku esnasında susuz kalan vücudun sıvı ihtiyacını karşılamaya destek olur. Eğer sıcak bir ortamda çalışmak durumundaysanız, her 20 dakikada bir bardak su içmeyi hedefleyin.”
Dr. Rai ayrıca dehidratasyon ve sıcak çarpması açısından risk altındaki gruplara da dikkat çekti. “Bebekler, küçük çocuklar, ileri yaştakiler ve kronik rahatsızlığı bulunan bireyler bu durumlara karşı daha savunmasızdır. Aynı zamanda diyabet hastaları, alkol alan kişiler ve uzun müddet güneşe maruz kalanlar da yüksek dehidratasyon riski taşımaktadır.”
**DEHİDRASYONUN İŞARETLERİ NELERDİR?**
İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri, hem yetişkinler hem de çocuklar için dehidratasyonun yaygın belirtilerini sıralamaktadır. Bu işaretler arasında susuzluk hissetme, idrarın koyu sarı renkte ve keskin kokulu olması, normalden daha seyrek idrara çıkma ile baş dönmesi ve sersemlik hali bulunmaktadır. Ayrıca yorgunluk, ağız, dudak ve dilde kuruluk hissi ile gözlerin çökük görünmesi de vücudun susuz kaldığının diğer önemli göstergeleridir.
Dr. Rai, dehidratasyonun fizyolojik etkilerini şöyle açıklıyor: “Vücut susuz kaldığında kan hacmi düşer. Bu durum, kalbin kaslara ve organlara oksijen ile besin maddelerini ulaştırmak için daha fazla çalışmasına neden olur, bu da yorgunluk hissini beraberinde getirir. Su, bunun yanı sıra sağlıklı hücresel işlevler ve beyin fonksiyonlarının devamlılığı için de hayati öneme sahiptir.”