Gazze Soykırımı: Bebeklerin Feryadı ve Batı’nın Tarihi Sorumluluğu

Gazze’deki Vahşet Küresel Tepkiyi Ateşledi

Gazze’de masum bebekler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar arasında ayrım yapmaksızın devam eden ve tarihin en acımasız katliamlarından biri olarak nitelendirilen İsrail saldırılarına karşı dünya çapındaki tepkiler, bir kırılma noktasına ulaşmış durumda. Korku duvarlarını aşan cesur sesler, artık sansür veya ceza tehditlerinden etkilenmiyor. Bu durum, İsrail’in destekçisi olan Batılı hükümetleri de geri adım atmaya zorluyor.

Dayandıkları Siyonazi sisteminin sarsıldığını gören Batılı liderler, küresel bir tsunamiye dönüşen öfke seli karşısında pozisyonlarını değiştirmeye başladı. Ancak bu çabalar, birçokları için geç kalınmış bir günah çıkarma olarak görülüyor. Rus lider Putin’in de belirttiği gibi, bu soykırım acı bir gerçeği gözler önüne serdi:

“Batı, dünyaya insan haklarının İsrail’in çıkarlarının sınırlarında başladığını ve bittiğini öğretti…”

Bu zihniyete göre, Gazzeli masum bebekler ve siviller ‘insan’ olarak kabul edilmiyor. Ancak bu yeni küresel farkındalık, hem soykırımcıları hem de suç ortaklarını er ya da geç hüsrana uğratacaktır.

Batı’nın Göstermelik Hamleleri ve Suç Ortaklığı

Gazze’de soykırım başladığında Tel Aviv’e giderek Binyamin Netanyahu‘ya destek veren ve İsrail’e her türlü askeri, ekonomik ve siyasi yardımı sunan Batılı liderler, şimdi durumu kurtarmak için adeta bir yarış içindeler.

  • ABD, ateşkes için çabaladığını iddia ediyor.
  • Fransa, Filistin’i tanıma ihtimalini dile getiriyor.
  • İngiltere ve Almanya, İsrail’e göstermelik çağrılarda bulunarak çocukların açlıktan öldüğü Gazze’ye yönelik ambargonun hafifletilmesini istiyor.

Bazıları bu durumu Batılı ülkelerin Siyonistlerin barbar yüzünü yeni gördüğü şeklinde yorumlasa da, gerçekte Batılı devletler bu durumu yüz yıldır biliyordu. Ancak sürekli olarak üç maymunu oynadılar. Hatta İsrail’in Filistinlilere yönelik asırlık soykırım ve etnik temizlik stratejisinin arkasındaki asıl planlayıcıların sömürgeci Batılı ülkeler olduğu iddia ediliyor. Gazze, bu ikiyüzlülüğü ve suç ortaklığını tüm çıplaklığıyla deşifre etmiştir.

Bebeklerin Kanı Yerde Kalmayacak

İnsanların dokunmaya kıyamadığı bebeklerin ve çocukların toplu olarak katledilmesi, akıl ve vicdan sınırlarını zorluyor. Hiçbir din, ideoloji veya amaç, masum bir bebeğin öldürülmesini meşrulaştıramaz. Bu, açıkça bir sapkınlıktır ve buna göz yummak kolektif bir sadizmdir.

Verilere göre, soykırımcı İsrail, yaklaşık iki yıldır aralıksız sürdürdüğü katliamlarda 19 bini bebek ve çocuk olmak üzere 60 bin masum insanı katletti. Bu, her gün ortalama 30’u bebek ve çocuk olmak üzere 100’e yakın sivilin canice öldürüldüğü anlamına geliyor. Bu vahşete hiçbir vicdanın dayanması mümkün değildir.

Suç ortakları ise hâlâ diplomatik çözümlerden bahsederek uyanan küresel vicdanı oyalamaya ve canilere daha fazla bebek katletmeleri için zaman kazandırmaya çalışıyor. Bu soykırımı ısrarla ‘savaş’ olarak nitelendiriyorlar. Fakat yarattıkları canavarı artık kontrol edemiyorlar. Hem soykırımcılar hem de suç ortakları, zamanın ve toplumsal vicdanın gazabından kurtulamayacak. O masum bebeklerin kanı ve annelerinin feryadı, er ya da geç hem İsrail’den hem de Batılı destekçilerinden sorulacaktır.