Deniz Yavuzyılmaz’ın Gündeme Getirdiği İddialar ve Gerçekler
CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz’ın, Türkiye-Irak Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması’nın “tek imzayla, bir gece yarısı iptal edildiği” yönündeki iddiaları, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yalanlandı. Yavuzyılmaz’ın açıklamalarının, devam eden hukuki ve diplomatik süreçleri olumsuz etkileyebilecek, gerçeği yansıtmayan bilgiler içerdiği belirtildi.
Anlaşmanın Geçmişi ve Fesih Süreci
Yavuzyılmaz’ın iddialarının aksine, Türkiye-Irak Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması 1973 yılında imzalanmış ve 2010 yılında yapılan güncellemeyle geçerlilik süresi uzatılmıştır. Anlaşmanın 27 Temmuz 2026 tarihinde sona ereceğine dair karar, Resmî Gazete’de yayımlanarak kamuoyuna duyurulmuş ve süreç şeffaf bir şekilde yürütülmüştür. Dolayısıyla, “gece yarısı iptali” gibi bir durum söz konusu değildir.
“Gizli Dosya” İddiası ve Kamuoyu Bilgilendirmesi
Yavuzyılmaz tarafından “gizlenen karar” olarak nitelendirilen 277 sayfalık tahkim kararı, aslında 4 Ekim 2023 tarihinde Washington Bölge Mahkemesi’nde açılan dava ile kamuya açık hale gelmiştir. Bu karar, akademik makalelere ve medya analizlerine konu olmuştur. Ayrıca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, hakem heyeti kararının hemen ardından 28 Mart 2023‘te resmi bir açıklama yaparak kamuoyunu bilgilendirmiştir. Bu açıklamaya bakanlığın resmi internet sitesinden ulaşmak mümkündür.
Tahkim Kararı ve Manipülasyon İddiaları
Yavuzyılmaz’ın “Türkiye 1,4 milyar dolar tazminata mahkûm oldu” şeklindeki iddiası, 2023 yılında kamuoyuna yansıyan ancak kesinleşmemiş bir sürece dayanmaktadır. Irak’ın başvurusu üzerine Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Hakem Heyeti bir karar vermiş, fakat bu karar nihai değildir. Türkiye, kararın aleyhine olan kısımlarına Paris’teki mahkemelerde itiraz etmiş olup hukuki süreç devam etmektedir.
ICC Hakem Heyeti’nin kararında, Irak’ın 5 talebinden 4’ü reddedilmiş ve Türkiye’nin karşı taleplerinin büyük bir bölümü kabul edilmiştir. Karşılıklı tazminata hükmedilmiş olsa da bu hüküm henüz infaz edilmemiştir.
Türkiye’nin Göz Ardı Edilen Alacakları
Yavuzyılmaz’ın, Türkiye’nin ödemesi gereken tazminat miktarını öne çıkarırken, Türkiye’nin 1990’lı yıllara dayanan ve faiziyle birlikte büyüyen alacaklarını bilinçli olarak görmezden geldiği belirtilmektedir. Türkiye’nin alacaklarının, faiz etkisiyle ICC kararında belirtilen miktarın çok daha üzerine çıkması ve Washington’da devam eden tenfiz davasında bu durumun değerlendirildiği vurgulanmaktadır.
Devam Eden Yargı Süreci ve Siyasi Sorumluluk
Mevcut durumda ortada kesinleşmiş bir tazminat kararı bulunmamaktadır. Türkiye’nin hem Paris hem de Washington’da devam eden davaları ve eski tarihli faize tabi karşı alacakları vardır. Deniz Yavuzyılmaz’ın bu karmaşık hukuki süreci siyasi bir polemik malzemesi haline getirmesi ve kamuoyuna çarpıtarak sunması, Türkiye ile Irak arasında yürütülen yeni enerji iş birliği görüşmelerine zarar verme potansiyeli taşıyan sorumsuzca bir davranış olarak nitelendirilmektedir.