Eski Bakan Mehdi Eker, Yediiklim Buluşmalarında Sanatın İyileştirici Gücünü Anlattı

Eski Bakan Mehdi Eker’den Sanat ve Edebiyat Üzerine Derinlikli Bir Söyleşi

Yediiklim Dergisi’nin düzenlediği Cumartesi Buluşmaları’nın bu haftaki konuğu, eski Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker oldu. Akademi ve edebiyat dünyasından yoğun ilgi gören programa Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Prof. Dr. Dursun Ali Tökel ve Prof. Dr. Şaban Sağlık gibi önemli isimlerin yanı sıra çok sayıda yazar, şair ve üniversite öğrencisi katıldı.

Aklın Yaraları ve Sanatın Arındırıcı Gücü

Konuşmasına “Aklın Yaraları” başlığıyla başlayan Mehdi Eker, ünlü şair Sezai Karakoç’un şiirleri ekseninde insanın doğayla olan derin bağını ve sanatın bu ilişkiyi nasıl dönüştürdüğünü ele aldı.

“Masallar, efsaneler ve tabiat… Bunların her biri insanın iç âlemine dokunan, aklın yaralarını iyileştiren kadim kaynaklardır. Karakoç’un ilk yayımladığı şiirin adı ‘Rüzgâr’dır. Ardından ‘Yağmur Duası’ gelir. Çünkü doğada rüzgâr yağmurun habercisidir. Tabiat, insanın ilk öğretmenidir; ilhamın en saf kaynağıdır.”

Tarih, tabiat ve kültürün ayrılmaz bir bütün olduğunu vurgulayan Eker, “Her nesil, kendi ruhunu etkileyen çevresel ve kültürel gelişmelerle şekillenir. Sezai Karakoç’un ifadesiyle ‘Tarihin mirası’, insanın ruhuna sinmiş olan kalıcı izlerdir. Ses, çizgi, desen, renk… Hepsi o mirasın parçasıdır. Bu mirasta Kürtler de vardır, Türkler de; toprağın, suyun, göğün sesi de…” şeklinde konuştu.

Sanatın insanı arındıran yönüne dikkat çeken Eker, sanatın yalnızca estetik bir üretim olmadığını, aynı zamanda bir iç boşalım ve ruhsal onarım süreci olduğunu belirtti: “İnsan, doğadan esinlenerek, sanatla kendi içindeki yaraları onarır. Bir şey sizi etkiliyorsa, duygularınıza dokunuyorsa, bu bir anlam yaratır. İşte sanat o anlamın ifadesidir. Bu bir teslimiyettir; ruhun boşalmasıdır.”

Masallar, Efsaneler ve “Şehrazat” Üzerine Değerlendirmeler

Mehdi Eker, Sezai Karakoç şiiriyle kurduğu bağın ardından, masal ve efsanelerin evrensel önemine değindi. “Rüzgâr, yağmur duası, kar gibi imgeler, tabiatın diliyle insan ruhuna hitap eder. Hemen ardından masallar gelir. Masallar ve efsaneler, toplumların kolektif hafızasında yol gösterici bir işleve sahiptir” dedi.

Bu bağlamda Karakoç’un “Şehrazat” şiirine atıfta bulunan Eker, şairin geleneksel Doğu anlatılarından nasıl beslendiğini şu sözlerle ifade etti: “Şehrazat şiiri, Karakoç’un Doğu anlatı geleneğinden nasıl beslendiğinin güçlü bir göstergesidir. Binbir Gece Masalları gibi klasik metinler, yalnızca Doğu’nun değil, Batı’nın da estetik ve düşünsel dünyasını derinden etkilemiştir.”

Müstakim Haksal: “Yediiklim’in Gölgesinde Öğrenciye Dokunuyoruz”

Yediiklim Derneği Başkan Yardımcısı Müstakim Haksal ise söyleşi öncesinde yaptığı konuşmada derneğin misyonunu ve faaliyetlerini özetledi. “Cumartesi söyleşilerimizin yüzde doksanı edebiyat temalıdır. Amacımız, özellikle İstanbul’daki üniversite öğrencilerinin kalbine dokunmak. Bugüne kadar birçok öğrenciyi kitapla, edebiyatla bu mekânda buluşturduk” dedi.

Meva Kitap Kafe’nin manevi atmosferine vurgu yapan Haksal, şunları ekledi:

“Burası manevi iklimi olan bir mekân; bir emanet. Bu emaneti en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Özellikle öğrencilere yönelik yaptığımız her faaliyette büyük bir hassasiyet gösteriyoruz.”

Haksal, derneğin sosyal sorumluluk projelerine de değinerek, pandemi ve deprem dönemlerinde yapılan çalışmaları hatırlattı: “Deprem sonrası, Üsküdar’daki depremzedeleri tek tek arayarak iftara davet ettik. Hatay, Maraş, Malatya’dan gelen yaklaşık 1800 depremzedeye burada iftar verdik. O insanların travmasına küçük de olsa bir nefes olduk.”

Meva Kitap Kafe’nin öğrencilere sunduğu imkanların altını çizen Haksal, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Sabah gelip akşama kadar ders çalışan öğrencilerimiz var. Uygun fiyatlarla hizmet veriyoruz, hatta parası olmayan öğrenciye bir çay da biz ısmarlıyoruz. Her ay düzenlediğimiz bu tür söyleşilerde öğrencilere kitap ya da Yediiklim dergisi hediye etmeye devam ediyoruz.”

Program, katılımcıların sorularının yanıtlandığı bölümün ardından çekilen toplu hatıra fotoğrafıyla sona erdi.