ABD’nin Pasifik Stratejisi: Ticaret Anlaşmalarıyla Çin Nasıl Kuşatılıyor?

ABD’nin Pasifik Hamlesi: Çin’i Kuşatma Stratejisi

Amerika Birleşik Devletleri, Pasifik ülkeleriyle imzaladığı yeni ticaret anlaşmalarıyla bölgedeki etkinliğini artırırken, Çin’i ekonomik olarak yalnızlaştırma politikası güdüyor. ABD’nin uyguladığı sert gümrük tarifelerinin ardından gelen bu anlaşmalar, modern kapitülasyonlar olarak yorumlanıyor. Bu strateji, Çin’i bölgede izole bir konuma itmeyi amaçlıyor.

Uzman Görüşleri: Yumruk mu, Uzatılan El mi?

Konuyla ilgili Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan Emekli Pekin Büyükelçisi Rafet Akgünay, ABD’nin yaklaşımını sert bir dille eleştiriyor.

“ABD bu anlaşmalarla Pasifik ülkelerine el uzatmaktan ziyade yumruk uzatmakta. Bu, Çin’in şu ana kadar izlediği politikadan çok farklı değil. Ülkeler birisinden kurtulurken bir diğerine yakalanıyor.”

İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası Politik Ekonomi Uzmanı Dr. Elif Kaya ise Washington-Pekin arasındaki iktisadi gerilimin küresel sonuçlarına dikkat çekiyor.

“Serbest ticaretin, tarifelerle kısıtlanması tüm dünya ticaret hacminde ve ekonomik göstergelerde gerilemelere neden olur, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde.”

Asya Pasifik’teki Anlaşmaların İç Yüzü

ABD, Asya Pasifik’teki etkinliğini artırmak için bölge ülkeleriyle serbest ticareti kısıtlayan anlaşmalar imzalıyor. Tarifelerin kaldırılması karşılığında bu ülkelerin ABD için birer açık pazar haline gelmesi hedefleniyor. Hindistan ve Malezya ekonomik bağımsızlıklarını korumak için müzakereleri sürdürürken, diğer ülkelerle yapılan anlaşmalar ciddi riskler barındırıyor.

  • Japonya: Yapılan son anlaşma ile Japonya, ABD’ye 550 milyar dolar yatırım yapmayı ve pazarını Amerikan ürünlerine açmayı kabul etti. Buna karşılık, otomotiv yedek parçası gibi ürünlerdeki %25’lik ABD tarifesi %15’e düşürülecek.
  • Endonezya: Anlaşma, ABD’nin sanayi, gıda ve tarım ürünlerine yönelik engellerin %99’unun kaldırılmasını öngörüyor. Ancak Endonezya ürünlerine ABD’de %19’luk vergi uygulaması devam edecek.
  • Filipinler: Filipinler’e uygulanan sıfır tarife karşılığında, ABD kendi ürünlerine %20 gümrük vergisi koyma hakkını saklı tutuyor.
  • Vietnam: Benzer şekilde, ABD’ye gümrük tarifesi uygulanmazken, Vietnam’dan gelen mallara %20, üçüncü ülkelerden aktarılan mallara ise %40’a varan vergi uygulanacak.

Bu hamlelere karşı Çin, Birleşik Ulusal Pazar uygulamasıyla iç piyasasını güçlendirmeye çalışıyor ve ulusal çıkarlarına aykırı her türlü anlaşmanın karşısında duracağını belirtiyor.

Stratejik Değerlendirmeler ve Olası Riskler

Emekli Büyükelçi Akgünay: ‘Amerika Hesap Hatası Yapıyor’

Emekli Büyükelçi Akgünay, ABD’nin dayatmacı politikalarının Pasifik ülkelerini Çin’den ne kadar uzaklaştıracağının belirsiz olduğunu vurguluyor.

“Çin’in de kırmızı çizgileri var ve bu kırmızı çizgilerinde çok hassas. Bir çatışma olmaz diyemeyiz, risk var. Ancak böyle bir çatışma olursa bunun sonuçları Orta Doğu savaşları gibi olmaz. Çok daha geniş çaplı bir şey olur, Çin buna çok iyi bir cevap verir.”

Akgünay, Çin’in bölgede hegemonik bir güç olma yolunda ilerlediğini ve ABD’nin varlığının Çin’i daha dikkatli politikalar izlemeye zorlayan bir unsur olduğunu, ancak ABD’nin bu politikayı akıllıca yönetip yönetemeyeceğinin kritik olduğunu ekliyor.

Dr. Kaya: Küresel Ticaret Hacmi Tehlikede

Dr. Elif Kaya, ABD’nin Çin’i ciddi bir ekonomik tehdit olarak gördüğünü ve dünya ekonomisine sahip olanın küresel hegemonik güce de sahip olacağını bildiğini belirtiyor.

“Çin şu anda nominal GSYH hesaplamalarında ikinci ve satın alma gücü parametresine yönelik yapılan hesaplamalardaysa birinci sırada yer alıyor. Bu da ABD’nin hegemonik gücünü yavaş yavaş kaybedeceği anlamına geliyor.”

Kaya, Çin’in 124 ülkenin en yakın ticaret partneri olduğunu, bu rakamın ABD için ise 56 olduğunu hatırlatarak, ABD’nin bu durumu tersine çevirmek için Çin ve çevresindeki ülkelere tarifeler uyguladığını ifade ediyor. Bu durumun Türkiye’ye olası etkilerine de değinen Kaya, Türkiye’nin en düşük tarifelerin uygulandığı ülkelerden biri olması ve Çin’in üretimini lojistik olarak Türkiye’ye kaydırmasının zorluğu nedeniyle büyük bir zarar görmeyeceğini öngörüyor.

Trump Politikaları ve Ekonomik Milliyetçilik

Dr. Kaya, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın seçmen kitlesinin küreselleşme karşıtı olduğunu ve atılan adımların yerli ekonomiyi canlandırmayı hedeflediğini belirtiyor.

“Trump’ın attığı adımlar hem kendi seçmen kitlesini mutlu edecek hem de ABD’ye üretimi tekrar getirecek hamleler. Fakat bu o kadar kolay olmayacak, çünkü on yıllardır ABD birçok konuda kendi üretim yapmıyor onun yerine dışarıdan alıma gidiyordu. Bu sayede ABD, Çin gibi yoğun üretim yapan ülkelerin kendisinden ihracat yolu ile ciddi bir gelir kazanmasına sebep olmuştu. Zaten Batı bloğundaki asıl rahatsızlık da bundan kaynaklı olarak elden kayıp giden hegemonik güç.”