Toplu Sözleşme Öncesi Hükümete Sert Mesaj: “Krizin Faturasını Emekçi Ödemeyecek”
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, memurların 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kritik bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Konfederasyon Genel Başkanı Orhan Yıldırım, ekonomik krizin sorumlusunun 23 yıllık AKP iktidarı olduğunu belirterek, faturanın kamu emekçilerine kesilmesine izin vermeyeceklerini vurguladı.
Yıldırım, “Emeğin yok sayıldığı, sermayenin öne çıkarıldığı bir dönemde yeni bir toplu sözleşme sürecine giriyoruz. Kamuda çalışan 4 milyona yakın memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin maaş zamlarının ve özlük haklarının belirleneceği yeni bir süreç başlıyor” diyerek görüşmelerin önemine dikkat çekti.
“Yanlış Politikalar Toplumu Yoksullaştırdı”
Yıldırım, uzun süredir devam eden yanlış ekonomi politikalarının sonuçlarına değinerek, “Çalışanın geçinemediği, çalışmak isteyenin iş bulamadığı, gelecek umudu kalmayan gençlerimizin yurt dışına gittiği, gıda fiyatlarının günlük olarak arttığı bir ortam yaratılmıştır. Biz kamu emekçileri, asgari ücretli ve emekliler, kirasını ödeyemeyecek ve zorunlu gıda ihtiyacını dahi karşılayamayacak bir duruma geldik” ifadelerini kullandı.
Birleşik Kamu-İş İlk Kez Masada: “Oyunu Bozacağız”
Konfederasyonun sekizinci dönem toplu sözleşme görüşmelerine ilk kez katılacağını belirten Yıldırım, geçmiş yedi dönemin memur ve emeklilere yoksulluk getirdiğini savundu. Yıldırım, şunları kaydetti:
“23 yıldır tek başına ülkeyi yöneten bir iktidarın ülkeyi getirdiği son nokta; açlık, sefalet ve yoksulluk olmuştur. Sermayeyi koruyan, emekçiyi ezen politikalara artık dur deme zamanı gelmiştir. Uzun yıllardır masada enflasyon altında zamma tepki vermeyen konfederasyonların, 8. Dönemde emekçinin hakkını masada bırakmasına izin vermeyeceğiz.”
“Hukuksuzluk Ekonomik Dengeleri Altüst Etti”
Yıldırım, son dönemdeki antidemokratik uygulamaların sadece hak ve özgürlükleri değil, ekonomik dengeleri de bozduğunu öne sürdü. “Demokrasinin, adaletin ve hukuk sistemine güvensizliğin ayaklar altına alınması, ekonomide yaşanan krizin asıl sebebidir” dedi.
TÜİK Verileri Değil, Halkın Sofrası Konuşulacak
Çalışma Bakanlığı’na seslenen Yıldırım, TÜİK’in gerçeklikten uzak enflasyon rakamları üzerinden yapılacak bir zam teklifini asla kabul etmeyeceklerini belirtti. Konfederasyonun araştırmasına göre Temmuz 2025 itibarıyla açlık sınırının 27.670 TL, yoksulluk sınırının ise 85.000 TL‘yi aştığını ifade etti.
“7 dönemdir sürdürülen toplu sözleşme masasında işveren kazanmış, emekçiler kaybetmiştir. Birleşik Kamu-İş olarak bu oyunu bozmakta kararlıyız. Masada; TÜİK’in rakamları değil, halkın sofrası konuşulacak. Sadaka gibi verilen zamlar değil, insanca yaşam talepleri duyulacak.”
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Talepleri
Konfederasyon, adil bir gelir dağılımı talep ettiklerini vurgulayarak öncelikli isteklerini şu şekilde sıraladı:
- Grevli toplu sözleşmeli Sendika Yasası.
- Enflasyon farklarının aylık olarak ödenmesi.
- Maaşların yoksulluk sınırı üzerine çıkarılması.
- Ek ödemelerin ve seyyanen zamların taban aylığa ve emekliliğe yansıtılması.
- Gelir vergisi oranının %15’te sabitlenmesi.
- Mülakatın kaldırılarak liyakatle atama yapılması.
- Tüm personelin kadrolu ve güvenceli istihdam edilmesi.
- Eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanması.
- Kamu çalışanlarına ücretsiz kreş hakkı ve kira desteği sağlanması.
- Birinci dereceye gelen tüm memurlara 3600 ek gösterge verilmesi.
- Eş ve çocuk yardımının artırılması.
Yıldırım, “Bu ekonomik krizi kim çıkardıysa bunun faturasını da onlar ödemelidir. Krizi çıkaran biz değilsek, faturayı da biz ödemeyeceğiz. Adalet, eşitlik ve onurlu yaşam mücadelemiz sürecek” diyerek sözlerini noktaladı.