Ekonomi analisti Abdulkadir Develi, piyasalardaki son durumu değerlendirerek yeni haftanın başlangıcına ışık tuttu. Küresel ve yerel gelişmelerin etkisiyle piyasalarda pozitif bir hava hakim.
Küresel Ticaret Anlaşmaları Piyasaları Canlandırdı
Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasında varılan ticaret anlaşmasının yarattığı olumlu atmosfer, küresel piyasaları hareketlendirdi. Hem ABD hem de Avrupa borsalarında yükselişler gözlemleniyor. Neredeyse 1 trilyon dolarlık bir hacme sahip olan bu anlaşmanın, hisse senetleri üzerindeki pozitif etkisinin bu hafta daha da belirginleşmesi bekleniyor.
Anlaşma kapsamında, Avrupa Birliği’nin ABD’ye yaklaşık 600 milyar dolarlık yatırım yapması ve ABD’den 750 milyar dolarlık enerji alımı gerçekleştirmesi öngörülüyor. Tarafların %15’lik vergi tarifesi üzerinde uzlaşması da bu olumlu havayı destekleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Daha önce Japonya ile yapılan anlaşmanın ardından, gözler belirsizliğini koruyan Çin ile yapılacak olası anlaşmaya çevrildi.
Türkiye Piyasaları Haftayı Pozitif Karşıladı
Yurt içinde ise geçtiğimiz hafta yaşanan iki önemli gelişme piyasalara yön veriyor. Merkez Bankası’nın başlattığı faiz indirimi süreci ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu artırması, piyasalar için güçlü pozitif sinyaller olarak kabul ediliyor. Faizlerin düşmesi, borçlanma maliyetlerini azaltarak yatırım ortamını canlandırıyor ve bu durumun hisse senetlerini desteklemesi bekleniyor.
CDS primi ve kredi notu gibi göstergeler, yabancı sermayenin TL varlıklarına olan ilgisini doğrudan etkiliyor. Moody’s’in not artışı, özellikle yabancı yatırımcılar için güven tazeleyen bir gelişme oldu. Bu veriler ışığında yabancı sermayenin hem hisse senetlerine hem de TL varlıklarına olan talebinin artması bekleniyor.
Altın Fiyatlarında Neden Bir Duraklama Var?
Faiz indirimine rağmen dolar ve euro kurlarında gözlemlenen negatif seyir, Türk Lirası’nın gücünü koruduğunu gösteriyor. Merkez Bankası rezervlerinin 170 milyar doların üzerine çıkması ve CDS priminin 280 seviyelerine gerilemesi, piyasalara adeta doping etkisi yaptı. Sayın Bakan’ın da ifade ettiği gibi, şok öncesi döneme geri dönülmüş durumda.
Altın tarafında ise bir süredir devam eden olağanüstü talepte bir yavaşlama söz konusu. Küresel ölçekte esen ticaret barışı rüzgarları, güvenli liman olarak görülen altına olan talebi azaltıyor. Özellikle Çin ile de bir ticaret anlaşmasına varılması durumunda, altındaki bu soluklanma ve duraklama sürecinin bir miktar daha uzayabileceği tahmin ediliyor.