Stockholm’de Kritik Müzakere: ABD ve Çin Ticaret Anlaşması Arıyor
Üst düzey Amerikan ve Çinli yetkililer, bu yıl üçüncü kez bir araya gelerek karmaşık ticaret ilişkilerini masaya yatırmak üzere Pazartesi günü Stockholm’de buluştu. Analistler, iki küresel gücün, liderler düzeyinde planlanan bir zirve öncesinde daha istikrarlı bir ticaret zemini oluşturmayı hedeflediğini belirtiyor. Tarafların anlaşamaması durumunda, mevcut gümrük vergilerinin devam etmesi bekleniyor.
Müzakerelerin Arka Planı ve Mevcut ‘Statüko’
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng arasındaki bu görüşme, eski Başkan Donald Trump’ın Çin menşeli ürünlere %145’e varan gümrük vergileri getirmesinden yaklaşık dört ay sonra gerçekleşiyor. Trump, Cuma günü yaptığı bir açıklamada “Çin ile bir anlaşma çerçevesine sahibiz,” demişti. Ancak Bessent, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Cenevre ve Londra’daki önceki görüşmelerin ardından bir “statüko” durumuna ulaşıldığını ifade etti.
Bu mevcut duruma göre, ABD’nin Çin mallarına uyguladığı %30’luk vergiye karşılık Çin, %10’luk bir gümrük vergisi ile yanıt veriyor. Bessent, “Artık ekonomik ilişkilerin dengeye kavuşturulması açısından diğer konuları görüşmeye geçebiliriz,” diyerek müzakerelerde yeni bir aşamaya geçme sinyali verdi.
Tarafların Hedefleri ve Liderler Zirvesi Beklentisi
Washington, ABD’nin geçen yıl 295,5 milyar dolara (11,9 trilyon TL) ulaşan ticaret açığını azaltmayı hedefliyor. Bu doğrultuda, Çin’e daha fazla ihracat yapmayı ve Çin ekonomisini iç tüketime yönlendirmeyi amaçlayan bir anlaşma peşinde. Washington’daki Çin Büyükelçiliği ise Pekin’in görüşmelerden “daha fazla uzlaşı ve iş birliği, daha az yanlış algılama” beklediğini açıkladı.
Stockholm’deki bu toplantı, Trump ve Çin lideri Şi Jinping arasında gerçekleşmesi muhtemel bir liderler zirvesi için zemin hazırlama potansiyeli taşıyor.
Asya Toplumu Politika Enstitüsü’nden Wendy Cutler, “Toplantı, Trump ve Şi arasında sonbaharda yapılacak bir görüşmeye zemin hazırlaması açısından önemli olacak. Pekin liderler görüşmesini kabul etmeden önce muhtemelen detaylı hazırlıklar konusunda ısrarcı olacaktır,” şeklinde konuştu.
ABD-Çin İş Konseyi Başkanı Sean Stein ise bu görüşmenin, Amerikan şirketleri için Çin’deki pazar erişimi gibi yapısal reformların ele alınması için ilk gerçek fırsat olabileceğini belirtti. Stein’e göre iş dünyası için en önemli gösterge, tarafların görüşmeleri nasıl tanımlayacağı, yani “ortamın havası” olacak.
Gündemin Sıcak Maddesi: Fentanil ve Gümrük Vergileri
Washington merkezli Stimson Center’dan Sun Yun‘a göre, Pekin’in Stockholm’de masaya getireceği en önemli taleplerden biri, Trump tarafından bu yıl başında getirilen %20’lik fentanil bağlantılı tarifenin kaldırılması olabilir. Trump yönetimi, Çin’in fentanil üretiminde kullanılan kimyasalların ihracatını yeterince kontrol edemediği gerekçesiyle bu vergileri uygulamaya koymuştu. Pekin ise bu iddialara karşı çıkarak, sorunun kaynağının ABD’nin kendi içindeki uyuşturucu talebi olduğunu savunuyor.
Çin, iyi niyet göstergesi olarak Temmuz ayında iki fentanil bileşenini sıkı denetim altına almıştı. Danışmanlık firması Teneo’dan Gabriel Wildau, Stockholm’de tam bir tarife kaldırılması beklemediğini ancak tarifelerin hafifletilmesinin nihai bir anlaşmanın parçası olabileceğini belirtti.
Kapasite Fazlası ve Jeopolitik Dengeler
Çin’in sanayi üretimindeki kapasite fazlası ve elektrikli araçlar gibi yeni nesil teknolojilerdeki yükselişi, hem ABD hem de Avrupa için önemli bir endişe kaynağı. Çin Başbakanı Li Qiang da bu sorunu kabul ederek, “Bazı insanlar bunun, dünya üretiminde arz ve talep dengesine yeni sorunlar getireceğini düşünüyor. Biz de bu sorunu görüyoruz,” dedi.
Görüşmelerde ayrıca Çin’in Rusya ve İran’dan yaptığı petrol alımlarının da gündeme gelebileceği belirtiliyor. Ancak analistler, Pekin’in bu tür konularda taviz vermesi karşılığında ABD’nin Tayvan politikası veya Doğu Asya’daki askeri varlığı gibi alanlarda güvenlik tavizleri talep edebileceğini öngörüyor. Wildau, büyük bir anlaşma yerine, “fentanil merkezli daha sınırlı bir anlaşma” çıkmasının daha olası olduğunu ve bunun Washington’daki sertlik yanlılarının tercihi olabileceğini ekliyor.