Tarihi Yapıların Restorasyonunda Çimento Skandalı: Ayasofya ve Saraylar Risk Altında mı?

Tarihi Eser Restorasyonlarında Çimento Kullanımı Endişe Yaratıyor

Türkiye’de tarihi yapıların restorasyon süreçleri, sık sık kamuoyu gündeminde tartışmalara yol açmaktadır. Son dönemde yürütülen çalışmalarda ortaya çıkan bir detay ise endişeleri artırdı. Ayasofya gibi mimari ve kültürel değeri yüksek yapıların onarımında çimento içerikli malzemelerin kullanıldığı tespit edildi.

Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Mimar Serhat Şahin, konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

“Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı, Yıldız, Dolmabahçe Sarayı ve birçok yapımızın restorasyonunda enjeksiyon, tamir ve güçlendirme harcı olarak kullanılan hidrolik kireç esaslı ürünlerin içeriğinde larnitin tespit edilmesi bizleri bu durumu kamuoyuna açıklamaya zorunlu hale getirdi.”

‘Düşündürücü ve Üzücü Bir Durum’

Şahin, uluslararası bilimsel raporların larniti bir çimento minerali olarak tanımladığını belirtti. “Türkiye ve dünyada kabul edilmiş bilimsel tespitlerde hidrolik kireçte larnit bulunamayacağı bilgisi ışığında, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’ne bağlı KURAM Laboratuvarı’nda larnitin tespit edilmesi ve buna rağmen olumlu rapor verilmesi düşündürücüdür” dedi. Bu raporlara dayanarak kullanılan malzemelerin uygulandığı yerler arasında şunlar bulunmaktadır:

  • Ayasofya
  • Sultanahmet Camisi
  • Topkapı Sarayı
  • Yıldız Sarayı
  • Dolmabahçe Sarayı
  • Malatya Yeşilyurt’taki Camii Kebir
  • Kahramanmaraş Kapalıçarşı

Şahin, bu yapılarda geçmişte kullanılan çimento bazlı malzemeler nedeniyle yeni bir restorasyon ihtiyacı doğmuşken, günümüzde tekrar çimento içerikli ürünlerin seçilmesinin ayrı bir etik tartışma konusu olduğunu vurguladı.

Yıkım ve Felaket Uyarısı

Uzman isim, yanlış malzemenin yol açtığı tehlikelere dikkat çekti: “Fotoğraflarda da görüldüğü gibi karbon file kaplamasız olduğu için çimento içerisindeki sülfat malzemeyi eritmiş, çimento esaslı malzeme depremden üç sene sonra topraklaşmış bir şekilde dökülerek elle koparılabilir bir duruma gelmiş. Restorasyon uygulamaları yapılan tüm tarihi yapılarımızın depremdeki yıkımları da bu içeriğe sahip malzemenin ve kötü işçilik uygulamalarının bir sonucudur.”

“Bu bilgiler ışığında milyarlarca lira malzeme alımı yapılarak deprem felaketi sonrası yapılan restorasyon uygulamalarının TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, TOKİ ve Milli Saraylar’ın değerli yöneticilerinin sorumluluğunda tekrar değerlendirilmesi, kullanılan bu malzemelerin laboratuvar analizlerinin bilirkişiler tarafından yeniden yapılması ve sonuçların kamuoyuna şeffaf bir şekilde duyurulması tarihi bir zorunluluktur.”

‘Tüm Uygulamalar Acilen Durdurulmalı’

Şahin, mevcut durumun ciddiyeti nedeniyle İstanbul, Gaziantep, Malatya, Kahramanmaraş ve Hatay başta olmak üzere tüm illerdeki restorasyon uygulamalarının soruşturma kapsamında yeniden gözden geçirilmesi ve devam eden çalışmaların acilen durdurulması gerektiğini belirtti.

Önlem alınmadığı takdirde deprem bölgesindeki ve İstanbul’daki anıtsal yapılarda yıkım ve felaketlerin kaçınılmaz olacağını vurgulayan Şahin, “Tarihi uyarıları yapmak bizim görevimiz, gerekli hassasiyet ve önlemleri alma sorumluluğu da dikkat çektiğim kamu kurumlarımızındır” diyerek sözlerini tamamladı.