Trump’ın Gazze ve Hamas Üzerine Şaşırtan Açıklamaları
Eski ABD Başkanı Donald Trump‘ın Gazze ve Hamas hakkındaki son açıklamaları, pek çok kişiyi düşündürüyor. “Gazze’ye 60 milyon dolar gıda yardımında bulundum, kimse teşekkür etmedi” şeklindeki sözleri ve “Benim barış için çabalarım buraya kadar, bundan sonrasının bedelini Hamas öder” ifadeleri, uluslararası politikada yankı buluyor.
Trump’ın barış için çabaladığı iddiası, özellikle belirli yorumcu çevreleri dışında pek inandırıcı bulunmuyor. Ancak bu sözlerin ardında yatan daha derin anlamları ve stratejileri göz ardı etmemek gerekiyor.
Perde Arkasındaki “Büyük İsrail” Gerçeği
Trump’ın açıklamaları, aslında dikkatleri “Büyük İsrail” (ABD) gerçeğinden uzaklaştırma amacı taşıyor olabilir. Bu söylemler, ABD Başkanı gibi önemli bir figürün nasıl bir “vitrin figürü” olarak kullanılabileceğini ve küresel hegemonik düzenin esaslarını gizlemek için nasıl manevralar yapıldığını gözler önüne seriyor.
Peki, Trump neden dünyayı oyalama yoluna gidiyor? Çocuklar açlıktan ölürken, “Biz olmasak, insanlar açlıktan ölürdü” gibi ifadeler kullanmasının sebebi, dikkatleri İsrail‘in eylemlerinden çekmek ve Ortadoğu’daki kontrolün aslında İsrail’e bırakıldığı gerçeğini gizlemektir.
Sonuç olarak, hegemon güçlerin gelecek planları Gazze direnişi karşısında kilitleniyor, tıkanıyor ve deşifre oluyor. Yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı bu trajedinin, küresel düzenin üzerindeki tüm cilayı söktüğü ve gerçekleri ortaya çıkardığı söylenebilir.
Maliye Bakanı Şimşek’in Gündem Yaratan Vergi Açıklamaları
Ekonomi gündemine dair bir diğer önemli başlık ise Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in vergi kaçıran sektörler hakkındaki açıklamaları oldu. Bakan Şimşek, bu konuda şaşıracağımızı belirtse de, açıklanan gerçekler aslında kamuoyunun uzun süredir bildiği konuları teyit etti.
Herkesin Bildiği Sırlar: Vergi Kaçakçılığı
Örneğin, bir berberin aylık gelirini 4 bin TL yerine en azından 14 bin TL olarak beyan etmesi beklenirken, gerçekler farklı. Mahalle arasındaki bir berber dükkanında bile saç ve sakal tıraşı için ciddi meblağlar ödenirken, esnaf yüksek kira, elektrik ve doğalgaz maliyetlerini gerekçe gösteriyor.
Benzer bir durum kuyumcular için de geçerli. Bazı kuyumcuların asgari ücretten bile düşük gelir beyan ettiği ortaya çıktı. Bakan’ın bu duruma şaşırması bir yana, asıl sorgulanması gereken, devletin bu tür usulsüzlüklerin önünü nasıl bu kadar açtığıdır.
Vatandaşın tek beklentisi, aldığı altının veya gümüşün sahte olmamasıyken, vergi denetimindeki zafiyetler endişe yaratıyor. Ücretli çalışanlar ise her kuruşun vergisini ödeyen “hazır asker” konumunda kalmaya devam ediyor.
Ekonominin sadece faiz artırıp indirmekle düzelmeyeceği gerçeği ortadayken, bakanlığın bu konudaki ısrarlı politikaları ise ayrı bir şaşkınlık konusu olarak gündemdeki yerini koruyor.