Yapay zeka teknolojisi, hem ekonomik alanda hem de teknolojik yenilikler açısından bizleri şaşırtarak hızla ilerlemesini sürdürüyor. Bu durum, milyarlarca dolarlık dev şirketlerin bu alana neden devasa fonlar aktardığını açıklıyor. Alanında yetkin uzmanlar, dünyanın ilk trilyonerinin yapay zeka sayesinde ortaya çıkabileceğini ve bu kişinin servetini sıfırdan, belki de bir evin garajında inşa eden biri olabileceğini öngörüyor.
Bu teknolojiye olan inancını sıkça dile getiren isimlerden biri de ünlü yatırımcı Mark Cuban. Hatta Cuban, yapay zeka ile trilyoner olacak kişinin mevcut zenginlerden biri olmayabileceğini iddia ediyor. Cuban, bu muazzam servetin “bodrum katında tek başına çalışan, her şeye sıfırdan başlayan bir girişimci” tarafından kazanılabileceğine inanıyor.
Yaklaşık 5.7 milyar dolarlık kişisel servetiyle bilinen tanınmış yatırımcı, yakın zamanda katıldığı bir mülakatta yapay zekanın barındırdığı potansiyeli överek bu dikkat çekici öngörüsünü kamuoyuyla paylaştı. Cuban’a göre, üretken yapay zeka henüz gelişiminin çok başlarında ve kapasitesinin tam olarak ne olduğunu henüz anlamış değiliz. “En iyi ve en çılgın gelişmeler henüz yaşanmadı,” şeklinde ifade ediyor.
Cuban’ın bu konudaki duruşu, yapay zeka devrimini internetin veya bulut bilişimin başlangıç dönemlerine benzeten çok sayıda CEO’nun görüşleriyle paralellik gösteriyor. Kişisel bilgisayarların, akıllı telefonların ve ağ teknolojilerinin ilk zamanlarında daima bir sonraki büyük hamleyi gerçekleştiren bir girişimcinin çıktığını anımsatan Cuban, yapay zekanın bütün bu önceki dönemleri geride bırakacak bir potansiyele sahip olduğunu savunuyor.
Yatırımcıya göre, eğer birisi ortaya çıkıp yapay zekayı herkes için vazgeçilmez kılacak bir uygulama veya çözüm geliştirirse, “inanılmaz boyutlarda bir para kazanacaktır”. Cuban, tıpkı bilgisayarların, internetin ve akıllı telefonların piyasaya ilk çıktığında karşılaştığı tepkiler gibi, yapay zekanın da günümüzde benzer bir dirençle yüzleştiğini ifade ediyor. “İnsanlar genellikle bir yenilikle ilk tanıştıklarında onu reddetme eğilimindedir. Fakat çevrelerindeki kişilerin onu kullanmaya başladığını ve gerçekten faydalı olduğunu gördüklerinde fikirleri değişir.”
Peki ya yapay zekadan endişe duyanlar veya ona karşı çıkanlar ne olacak? Cuban’ın bu konudaki tavrı oldukça net: “Bu konuda bir söz hakkınız yok,” diyor. Bununla birlikte, yapay zekanın ürettiği sonuçların her zaman doğru olmayabileceğini de kabul ederek, kullanıcıların ortaya çıkan içerikleri kesinlikle doğrulaması gerektiğinin altını çiziyor.
Elbette, milyarderlerin yapay zekaya bu denli büyük umutlar beslemesi pek de şaşırtıcı bir durum değil. Çünkü bu teknolojinin yol açabileceği potansiyel iş kayıpları, onlar için iş gücü maliyetlerini düşürerek daha fazla kâr sağlama ihtimalinin gölgesinde kalıyor. Diğer bir deyişle, pek çok yönetici için yapay zeka bir tehditten ziyade büyük bir fırsat olarak görülüyor.