Türk Edebiyatının Unutulmuş Bir Hazinesi: Mensur İskendername
Araştırmacı yazar Aleyna Malkoç, Çağatay Türkçesiyle yazılan tek düz yazı (mensur) İskendername üzerine yaptığı kapsamlı araştırmaları ve Türk edebiyatındaki bu köklü geleneğin önemini anlattı. Malkoç, bu çalışmasıyla Türk dilinin ve kültürünün derinliklerine ışık tutuyor.
Türkolojiye Adanmış Bir Akademik Yolculuk
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olan ve Kazakistan’daki Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde konuk Türkoloji öğrencisi olarak eğitim gören Malkoç, bu deneyimlerin Türk dünyasına olan ilgisini pekiştirdiğini belirtti. Halen İstanbul Üniversitesi’nde eski Türk dili alanında doktora eğitimini sürdüren yazar, “Türkçemizle, Türk dünyasıyla iç içe bir hayat, bir kariyer yolculuğu yapmaya çalışıyorum.” sözleriyle hedefini özetledi.
İskendername Geleneği ve Önemi
Malkoç, İskendername’nin Arap ve Fars edebiyatı kökenli olduğunu ve Türk edebiyatında önemli bir yer tuttuğunu ifade etti. Bu türü şöyle tanımladı:
“(İskendername) Klasik edebiyatımızda Makedonyalı Büyük İskender’in yani Alexander the Great‘in o efsanevi olağanüstü hayat hikayesini, aşk hikayelerini, fetihlerini ve kahramanlıklarını anlatan aslında günümüz dünyasının deyimiyle bir roman türüdür. Fakat bizim eski klasik Türk edebiyatı geleneğimizde nazım şeklinde yazılırdı.”
Yazar, Ahmedi‘nin ve Azerbaycan sahasında Nizami-i Gencevi‘nin İskendernamelerinin bu türün en meşhur ve güçlü örnekleri olduğunu hatırlattı.
Çağatay Türkçesindeki Eşsiz Metin
Aleyna Malkoç’un araştırmasının merkezindeki eseri özel kılan en önemli nokta, Geç Dönem Çağatay Türkçesiyle yazılmış tek düz yazı İskendername olmasıdır. Malkoç, klasik dönemde sağlık gibi konuların dahi kolay ezberlenmesi için şiirle yazıldığını, ancak incelediği 19. yüzyıla ait bu metnin, halkın daha kolay anlaması amacıyla düz yazı formunda kaleme alındığını vurguladı. Bu durumun, Anadolu’daki Hazreti Ali ve Hazreti Hamza hikayeleri gibi sözlü anlatı gelenekleriyle paralellik gösterdiğini belirtti.
İsveç’te Keşfedilen Kültürel Miras
Malkoç, bu nadide eseri İsveç’teki Lund Üniversitesi Kütüphanesi‘ndeki Gunnar Jarring Koleksiyonu’nda keşfettiğini anlattı. Eseri seçmesindeki nedenleri ise metnin askeri anlatılara olan ilgisi, Orta Asya Nestalik’i hattıyla yazılmış olması ve fiziksel olarak çok temiz durumda bulunması olarak sıraladı. Malkoç, “İstanbul’dan Kaşgar’a kadar bulunan bütün el yazmaları bizim kültür hazinelerimiz niteliğinde. El yazmalarımızı günümüz Türkçesine kazandırarak Türk milletine ve Türk diline faydalı olmayı umut ediyorum.” dedi.
Aleyna Malkoç’un bu değerli çalışmasını derlediği “Geç Dönem Çağatay Türkçesiyle Yazılmış Mensur İskendername” adlı eseri, Post Yayınevi tarafından okurlara sunuldu.