Vücudumuzun yaşam motoru olan ve oksijen ile besin açısından zengin kanı tüm organlara pompalayarak onları besleyen kalp, varlığımızın en temel unsurudur. Sağlıklı yaşam pratiklerinden uzaklaşmak, saat gibi işleyen bu hayati organın fonksiyonlarını gerektiği gibi yerine getirmesini engelleyebilir. Kalp ile ilişkili sağlık sorunlarının bazen fark ettirmeden ilerleyebildiğini ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, “Özellikle sessiz kalp krizleri, toplum genelinde yeterince bilinmeyen fakat ciddi neticelere neden olabilen bir meseledir. Bu konuda bilinçlenmek ve ayırt edici semptomları tanımak, yaşamsal fonksiyonlarda geri döndürülemez sorunların yaşanmasının önüne geçer” diye belirtti.
Kalp krizi genellikle göğüste baskı, kol ağrısı ve nefes darlığı gibi belirgin semptomlarla ilişkilendirilir. Ancak Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, her krizin bu kadar net sinyaller vermeyebileceğinin altını çizerek, “Sessiz kalp krizi adını verdiğimiz ve zannedilenden daha sık rastlanan bu komplikasyonda, birey bir atak yaşadığının bilincinde dahi olmayabilir. Bu noktada, kişilerin sağlık kontrollerini aksatmaması, dengeli bir diyet uygulaması, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan imtina etmesi, stresi yönetebilmesi ve düzenli olarak egzersiz yapması gibi faktörler hayat kurtarıcı bir rol oynamaktadır. Örneğin, her gün yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş dahi kalp sağlığı açısından büyük bir fark yaratabilir” şeklinde konuştu.
Sessiz kalp krizinde kalp damarlarından biri tıkalı olsa bile, belirtilerin şiddetli olmaması nedeniyle kişinin bu durumu sıradan bir mide rahatsızlığı veya yorgunluk şeklinde yorumlayabileceğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, şunları ekledi: “Bu tip krizler bilhassa diyabetlilerde, kadınlarda, 65 yaş ve üzeri bireylerde, ailesinde kalp hastalığı geçmişi olanlarda, yoğun stres altında çalışanlarda ve sigara içenlerde daha sık görülme eğilimindedir. Geçirilmiş olan rahatsızlık çoğunlukla EKG, kan testleri ya da geçmişe dönük yapılan muayeneler esnasında tesadüfen ortaya çıkar. Birey, geçmişte farkında bile olmadan bir kalp krizi geçirdiğini öğrendiğinde büyük bir şaşkınlık yaşar.”
Belirtilerin çok hafif olması veya grip, yorgunluk gibi başka durumlarla karıştırılabilmesi sebebiyle sessiz kalp krizinin gözden kaçabildiğini belirten Prof. Dr. Nevrez Koylan, “Özellikle kadınlar ve yaşlı bireyler, kalp krizinin tipik belirtilerini yaşamayabilirler. Bazen de günlük yaşamın koşturmacası içinde vücudun verdiği küçük sinyaller dikkate alınmaz. Bu yüzden, halsizlik, baş dönmesi, soğuk terleme ve hazımsızlık gibi ilk bakışta kalple bağlantısı kurulmayan belirtiler yaşayan ve risk grubunda bulunan kişilerin vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekir. Kardiyoloji uzmanı, gerekli görmesi halinde; kalbin elektriksel aktivitesini kaydeden EKG, kalp hasarını tespit eden troponin testi, kalbin egzersize verdiği yanıtı ölçen efor testi ve kalp kası ile kapakçıklarını detaylı inceleyen ekokardiyografi gibi testlerden faydalanabilir” dedi.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, sessiz kalp krizinin belirtilerini şöyle sıraladı:
1- Sebebi belirlenemeyen ve ısrarla devam eden sırt, çene ya da boyun bölgesindeki ağrılar.
2- Sürekli devam eden bir yorgunluk hali ve derin bir tükenmişlik hissi.
3- Herhangi bir nedene bağlanamayan mide bulantısı, şişkinlik hissi ya da sindirim güçlüğü.
4- Çoğunlukla gece saatlerinde ortaya çıkan ve belirgin bir sebebi olmayan soğuk terlemeler.
5- Bilhassa ayaktayken hissedilen baş dönmesi ve bayılacak gibi olma durumu.
6- Merdiven çıkma gibi gündelik ve basit aktiviteler sırasında normalin dışında bir zorlanma yaşanması.
7- Zaman zaman ortaya çıkan ve hafif şiddette hissedilen göğüste sıkışma hissi.