Diyanet 1 Ağustos 2025 Cuma Hutbesini Yayımladı
Her hafta Cuma namazı öncesi camilerde okunacak olan Cuma hutbesi, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından erişime açıldı. 1 Ağustos 2025 tarihli hutbe, vatandaşların manevi hazırlık yapabilmesi amacıyla Diyanet’in resmi internet sitesi olan dinhizmetleri.diyanet.gov.tr üzerinden paylaşıldı. Bu haftaki hutbenin ana konusu, toplumsal ve manevi bir değer olan hayâ olarak belirlendi.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan bu haftaki Cuma hutbesinin konusu ‘Hayâ: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği’ olarak duyuruldu. İşte hutbenin tam metni:
Hayâ: Allah’ın Emri̇, Fıtratın Gereği
Muhterem Müslümanlar!
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s) ashabına şöyle buyurdu:
“Allah’tan gerektiği gibi hayâ ediniz!”
Ashâb-ı kirâm, “Ya Resûlallah! Biz Allah’tan hayâ ediyoruz!” dediklerinde, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) onlara şu uyarıda bulundu:
“…Allah’tan hakkıyla hayâ etmek, bütün organları her türlü günah ve haramdan korumaktır. Dünyanın geçici nimetlerine aldanmamaktır. Ölümü ve hesabı asla unutmamaktır.”
Aziz Müminler!
Hayâ, yüce dinimiz İslam’ın kadın erkek her Müslüman’a emrettiği temel bir ahlak ilkesidir. Hayâ, nefsin her türlü aşırılığına karşı gösterilen onurlu bir duruştur ve insanı bütün kötülüklerden koruyan güçlü bir kalkandır. Hayâ, bir hayat tarzıdır; fıtratın gereği, bedenin süsü ve imanın hayata yansımasıdır. Hutbeme başlarken okuduğum hadis-i şerifte Allah Resûlü (s.a.s), “…Hayâ, imandan bir parçadır.” buyurarak, hayânın önemine dikkat çekmiştir.
Hayâsızlık ise, ahlaki değerleri yok eden, insanın onur ve saygınlığını ayaklar altına alan bir felakettir. Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın…”
Mahremiyet ve Giyim Kuşamda Ölçü
Maalesef, mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşıyoruz. Günümüzde giyim sektörü ve bazı medya çevreleri, “özgürlük” adı altında çıplaklığı özendirirken, örtünmeyi değersizleştirmektedir. Bu anlayış, insanı değerli bir varlık olmaktan çıkarıp tüketilen bir nesneye indirgemiştir. Resûl-i Ekrem (s.a.s), “Azîz ve Celîl olan Allah Halîm’dir, hayâ sahibidir, ayıp ve kusurları örtendir. Hayâyı ve örtünmeyi sever.” buyurmaktadır.
Dolayısıyla kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır. Uzuvları belli edecek şekilde dar elbise giyenler Allah Resûlü (s.a.s)’in ifadesiyle, “giyinik çıplaklardır.” Bu nedenle, çocuklarımıza küçük yaştan itibaren hayâ ve edebin önemini anlatmalı, inancımıza uygun bir giyim tarzını benimsetmeliyiz.
Fıtratı Bozmak ve Dijital Hayâsızlık
Tıbbi zorunluluk olmadan, sadece beğenilme uğruna estetik ameliyatlarla fıtratı bozmak, Allah’ın yarattığını beğenmemektir ve günahtır. Ayrıca dövme yaptırmak da Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle Allah’ın rahmetinden mahrum kalmaktır ve haramdır. Ekranlarda ve dijital mecralarda dinimizin tasvip etmediği kıyafetlerle paylaşımlar yapmak da her açıdan çirkin bir davranıştır ve haramdır. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Müminler arasında hayâsızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”
Kadın ve Erkeğin Ortak Sorumluluğu
Allah’ın hayâ ve iffet konusunda erkeğe ve kadına yüklediği sorumluluk aynıdır. Yüce Rabbimiz Nûr sûresinde şöyle buyurmaktadır:
“Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar…”
“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar. Kendiliğinden görünen yerler dışında ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar…”
O halde, giyim kuşam ve mahremiyet konusunda ölçümüz Allah’ın emirleri ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sünneti olmalıdır. Unutmayalım ki bedeni açıkta bırakan elbiseler tarz değil, Allah’ın emirlerini ihlal etmektir. Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda bulunmak, asgari ahlak kurallarına meydan okumaktır. Neslimizin iffetini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum:
“Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği dilerim.”