Ekonomik Programın Geleceği: Dünya Bankası ve İSO Raporlarından Kritik Sinyaller

Ekonomik Programın Mevcut Durumu ve Güven Endeksi

Türkiye’de toplumun genel moralini belirleyen en önemli faktörlerin başında ekonomi gelmektedir. Yürürlükte olan ekonomik program, göstergelerde olumlu gelişmeler sağlasa da, özellikle ekonomi yönetimine güven ve imalat sanayii alanlarında dikkatle izlenmesi gereken yönler barındırmaktadır. Geçiş ve toparlanma süreçlerinin ardından, 2026 yılından itibaren somut sonuç beklentisi giderek artmaktadır.

Ekonomik programın başarı hanesine yazılan bazı önemli başlıklar şunlardır:

  • Enflasyonda gözlemlenen düzenli düşüş eğilimi
  • Uluslararası rezervlerdeki belirgin artış
  • Cari açıktaki daralma
  • Küresel risk priminde (CDS) yaşanan iyileşme
  • Ilımlı büyüme oranlarının korunması
  • İstihdam piyasasında olumlu seyrin devam etmesi

Bu göstergeler programın işlediğine işaret etse de, sade vatandaştan büyük işletme sahiplerine kadar geniş bir kesim, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetiminin vaat ettiği refah günlerini sabırla beklemektedir. GENAR’ın Temmuz 2025 Raporu’na göre, ekonomi kurmaylarına duyulan güven siyasi eğilimlere göre farklılık göstermektedir. AK Parti seçmeninin %48.2’si yönetime güvendiğini belirtirken, CHP seçmeninin %48’i ise hiç güvenmediğini ifade etmektedir. Bu tablo, dar ve sabit gelirlileri destekleyici ince ayarların ve daha etkili iletişim stratejilerinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Dünya Bankası ve İSO Raporları Ne Diyor?

Dünya Bankası, yayımladığı çeşitli raporlarda, yükselen piyasalarda reel sektörün ayakta kalmasının hayati önem taşıdığını vurgulamaktadır.

Dünya Bankası uzmanlarına göre, ekonomik programların uygulandığı veya krizlerin yaşandığı dönemlerde imalatçı ve ihracatçı firmaların korunması öncelikli olmalıdır. Aksi halde girişimcilik kültürü, yönetim altyapısı, pazarlama ağları gibi yapıların yeniden inşası yıllar alabilir.

Bu analizler, meselenin basit bir sermaye el değiştirmesinden çok daha derin olduğunu ve reel sektördeki bir yavaşlamanın uzun vadeli büyümeyi, rekabet gücünü ve nitelikli iş gücü arzını olumsuz etkilediğini göstermektedir.

İSO PMI Verileri İmalat Sanayine Işık Tutuyor

Bu bağlamda, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye Sektörel Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) Temmuz 2025 Raporu kritik sinyaller vermektedir. Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayii performansında son durum şu şekildedir:

  • Takip edilen 10 sektörün tamamında yeni siparişler ivme kaybetti.
  • Üretim artışı sadece elektrikli ve elektronik ürünler sektöründe görüldü.
  • Girdi maliyetlerindeki artış sebebiyle tekstil hariç tüm sektörlerde satış fiyatları yükseldi.
  • Müşteri talebindeki zayıflık, yeni siparişlerin üst üste 25. ayda yavaşlamasına neden oldu.
  • Zayıf dış talep nedeniyle yeni ihracat siparişleri daralmaya devam etti.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yüksek faiz oranlarına rağmen desteklediği mevcut ekonomik programın, çok geç olmadan reel sektör ve KOBİ’lerin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden gözden geçirilmesi gerektiği açıkça görülmektedir.