Eski ABD Başkanı Donald Trump, Cuma günü sosyal medya üzerinden yaptığı bir açıklamayla, Rusya eski devlet başkanı Dmitri Medvedev ile yaşadığı sert tartışmaya karşılık olarak iki Amerikan nükleer denizaltısının stratejik bölgelere konuşlandırılması emrini verdiğini bildirdi.
Trump, Medvedev’in ifadelerinin salt bir retorik olmama ihtimaline karşı bu adımı attığını vurgulayarak, “Sözler önemlidir ve bazen beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Umarım bu onlardan biri olmaz,” şeklinde konuştu.
Bu kararı halkımızın güvenliği için verdim. Medvedev nükleerden söz ediyordu. Eğer nükleer konuşuluyorsa, hazırlıklı olmalıyız. Ve biz tamamen hazırız…
Rus Liderden TV Dizisiyle Gönderme
Bu gelişmeden bir gün önce Dmitri Medvedev, sosyal medya paylaşımında Trump’ı hedef alarak, kıyamet sonrası bir dünyayı anlatan The Walking Dead dizisine gönderme yapmıştı. Medvedev, bu paylaşımıyla Sovyetler Birliği’nin ‘son çare’ olarak sakladığı nükleer silah sistemine üstü kapalı bir atıfta bulunmuştu.
Pentagon‘un nükleer denizaltı operasyonlarını son derece gizli yürüttüğü bilindiği için, Trump’ın bu açıklamasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı veya yalnızca politik bir mesaj mı olduğu belirsizliğini koruyor. Trump, daha önce benzer bir nükleer tehdidi 2018’de Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’a yöneltmiş ve kendi ‘nükleer düğmesinin’ çok daha büyük ve güçlü olduğunu belirtmişti.
Trump’tan Rusya’ya Mesaj
Trump’ın, Ukrayna savaşı nedeniyle Moskova’ya yönelik giderek sertleşen tavrına ilk defa Amerikan nükleer cephaneliği de dahil oldu. Trump, Perşembe günü yaptığı bir diğer açıklamada, savaşı bitirme yönünde adım atmayan Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar getireceğini ilan etti.
Geçtiğimiz ay Rusya’ya barış görüşmeleri için 50 günlük bir süre tanıyan Trump, Moskova’nın bu süreçte saldırılarını artırması üzerine bu süreyi 10-12 güne indirdiğini duyurdu. Ayrıca, Rus petrolü alan Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelere ‘ikincil yaptırımlar’ uygulanacağını belirtti.
Trump’ın ‘Nükleer’ Hamlesi Ne Anlama Geliyor?
NY Times’ın haberine göre, Trump’ın açıklamasında bahsettiği denizaltıların türü belirsiz. ABD donanmasında hem nükleer tahrikli saldırı denizaltıları (SSN) hem de nükleer başlık taşıyan balistik füze denizaltıları (SSBN) yer alıyor.
SSN (Saldırı Denizaltıları)
Virginia ve kalan birkaç Los Angeles sınıfı denizaltı bu kategoriye girer. Nükleer reaktörle çalışmalarına rağmen nükleer silah taşımazlar. Görevleri arasında düşman denizaltılarını avlamak, istihbarat toplamak ve özel operasyon birimlerini taşımak bulunur. Bu denizaltıların konuşlandırılması, genellikle bir caydırıcılık gösterisi veya istihbarat toplama amacı taşır.
SSBN (Stratejik Balistik Füze Denizaltıları)
Ohio sınıfı denizaltılar bu gruptadır ve her biri 20 adede kadar Trident II D5 balistik füzesi taşıyabilir. Bu füzeler, yaklaşık 12 bin km menzile sahip nükleer savaş başlıkları içerir. ABD’nin nükleer caydırıcılığının temel taşlarından olan bu denizaltıların operasyonları aşırı gizlilikle yürütülür ve konumlarının deşifre edilmesi stratejik bir risk olarak kabul edilir. Bu nedenle, bir SSBN’nin yerinin değiştirildiğinin açıklanması oldukça sıra dışı bir durumdur.
Politik Bir Mesaj mı?
Pentagon Sözcüsü Kingsley Wilson, Trump’ın açıklaması hakkındaki soruları yanıtlamaktan kaçınarak Beyaz Saray’ı işaret etti. Bu durum, hamlenin askeri bir operasyondan çok politik bir mesaj olduğu yönündeki yorumları güçlendiriyor.
NY Times’a konuşan adının açıklanmasını istemeyen kıdemli bir Batılı askeri yetkili, denizaltıların gizli doğası gereği böyle bir konuşlandırmanın doğrulanmasının imkansız olduğunu belirtti. Yetkiliye göre Trump, bu açıklamayla hem iç kamuoyuna güçlü lider mesajı vermeyi hem de Moskova üzerinde psikolojik bir baskı kurmayı amaçlıyor olabilir. Bu tür belirsizlik stratejileri, nükleer caydırıcılık diplomasisinin önemli bir parçasıdır.