Filistin Konferansı Sonrası Dışişleri’nden Açıklama: Hamas İddialarına Net Yanıt
Dışişleri Bakanlığı kaynakları, 28-30 Temmuz tarihlerinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda düzenlenen “Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması İçin Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans” hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu. Bakanlık, konferans sonuçları ve Türkiye’nin tutumuna ilişkin ortaya atılan bazı iddiaları da net bir dille yalanladı.
İki Devletli Çözüm İçin Yol Haritası Çizildi
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan El Suud ve Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot’un eş bakanlık ettiği konferansın temel amacı, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için somut ve takvime bağlı bir yol haritası oluşturmaktı. Konferansa Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa’nın yanı sıra 122 BM üyesi ülke ve 6 uluslararası kuruluştan temsilciler katıldı. Türkiye’yi etkinlikte Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz temsil etti ve Türkiye, “İki Devletli Çözümün Korunması Çalışma Grubu”na eş başkanlık yaparak konferansın etkin aktörlerinden biri oldu.
Türkiye’nin Konferanstaki Kararlı Duruşu
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, yaptığı konuşmalarda Türkiye’nin Filistin meselesindeki ilkeli tutumunu bir kez daha vurguladı. Yılmaz’ın öne çıkan mesajları şunlardı:
- Gazze’deki soykırımın durdurulması için acil ve kalıcı ateşkes sağlanmalı.
- Bölgeye kesintisiz insani yardım akışı temin edilmeli.
- İsrail’in hukuka aykırı tüm eylemlerine karşı hesap verilebilirlik sağlanmalı.
- Gazze’nin geleceği, yalnızca Filistin halkının iradesiyle şekillenmelidir.
- Kalıcı barışın tek yolu, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin kurulmasıdır.
Yılmaz ayrıca, sorunun ana kaynağının İsrail işgali olduğunu belirterek, İsrail’in Gazze’nin tamamından çekilmesi gerektiğini güçlü bir şekilde ifade etti.
Uluslararası İşbirliği Vurgusu ve Konferans Sonuçları
Konferans marjında çeşitli toplantılara katılan Yılmaz, uluslararası işbirliğinin önemini vurguladı. Konferansın en önemli çıktılarından biri, Türkiye’nin de eş başkanlar arasında yer aldığı “New York Bildirisi” oldu. Ayrıca, ABD ve İsrail’in baskılarına rağmen, Filistin Devleti’ni tanıma yönünde uluslararası bir ivme kazanıldı. Fransa’nın Eylül ayında Filistin’i tanıyacağını açıklaması ve 15 ülkenin bu yönde ortak çağrı yapması dikkat çekti.
Gündemdeki İddialara Dışişleri’nden Yalanlama
Bakanlık kaynakları, konferans sonrası ortaya atılan ve Türkiye’nin tutumunu yanlış yansıtan iddialara da açıklık getirdi.
‘Rehinelerin Serbest Bırakılması’ Talebi İddiası
Türkiye’nin “Hamas’ın rehineleri serbest bırakmasını istediği” yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Açıklamada, ilgili maddenin rehinelerin serbest bırakılmasını bir ateşkes anlaşmasıyla birlikte ele aldığı, Mısır, Katar ve ABD’nin yürüttüğü müzakere çabalarına destek ifade edildiği vurgulandı.
‘Hamas’ın Silahsızlandırılması’ İddiası Tamamen Asılsız
En çok dikkat çeken iddia olan Türkiye’nin “Hamas’ın silahsızlandırılmasını istediği” iddiası da kesin bir dille yalanlandı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ülkemizin girişimiyle daha önce silahsızlanma (disarm) ifadesi de yer almakla birlikte, bu ifade hem bildiri metninden hem de ekten çıkartılmıştır. Hamas’ın silahları devretmesi, egemen ve bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması hedefiyle bağlantılandırılmıştır.” Türkiye’nin bu konudaki resmi görüşünün, “Filistinli silahlı grupların silahlarını teslim etmelerinin, bağımsız bir Filistin devleti kurulmasına ya da Filistinli gruplar arası bir anlaşmaya sıkı şekilde bağlı olması gerektiği” şeklinde kayda geçirildiği belirtildi.
Süreç Nasıl Devam Edecek?
Eylül 2025’te düzenlenecek 80. BM Genel Kurulu sırasında, konuyla ilgili Devlet Başkanı seviyesinde bir toplantı daha yapılması ve bu süreçte bazı ülkelerin Filistin’i resmen tanıdıklarını duyurmaları bekleniyor.
