Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescilli keçe sanatçısı Ferya Gül Alioğlu, göçebe kültürünün kadim mirası olan keçeyi, Kasımpaşa Mevlevihanesi’ndeki atölyesinde geleneksel yöntemlerle işleyerek sanata dönüştürüyor. El emeği göz nuru ürünleri, 45 farklı ülkede alıcı bularak Türk el sanatlarını dünyaya tanıtıyor.
Orta Asya’dan Günümüze Keçe Sanatı
Tarihi Orta Asya’ya dayanan keçe, dayanıklı, su geçirmez ve ısı yalıtımı sağlayan özellikleriyle göçebe toplulukların vazgeçilmezi olmuştur. Çadırlardan giysilere, yer döşemelerinden süs eşyalarına kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan bu materyal, Türk kültürünün de ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır.
Bir Ustanın Keçe ile Serüveni: Ferya Gül Alioğlu
Bu kadim sanata 18 yıldır gönül veren Ferya Gül Alioğlu, el emeğiyle takkeler, şallar, çantalar, tablolar ve çeşitli dekoratif ürünler üreterek keçeyi yaşatıyor. Konya’da üniversite öğrencisiyken harçlığını çıkarmak için bir keçe atölyesinde çalışmaya başlayan Alioğlu, usta sertifikasına sahip olmasına rağmen kendini hala bu yolun başında gördüğünü belirtiyor.
“Çünkü her defasında yeni bir şey, yeni bir ürün, yeni bir bilgi, yeni bir değer, yeni bir ruh kazanıyor yaptığım iş. Birbirini tekrarlıyor gibi ama her seferinde el ürünü olduğu için bambaşka bir şey ortaya çıkarıyor. Yünün keçeleşme serüvenini maddeden manaya dönüş gibi düşünmemiz gerekiyor. Keçeye yapan kişi ruhundan bir şeyler kattığı için aynı ürün ikinci defa çıkmıyor.”
Alioğlu, keçenin az malzemeyle yapıldığı için basit gibi göründüğünü ancak malzemeyi tanımanın, tecrübenin, sabrın ve o anki ruh halinin çok önemli olduğunu vurguluyor. Keçenin diğer tekstil ürünlerinden farkının, iplik veya dokuma işlemine gerek kalmadan tek parça olarak üretilmesi olduğunu belirtiyor.
Doğala Dönüş ve Keçeye Artan İlgi
Günümüzde insanların polyester ve seri üretim ürünlerden uzaklaşarak doğala yöneldiğini ifade eden Alioğlu, keçenin bu süreçte yeniden değer kazandığını söylüyor. “Keçeyi yalıtım malzemesi olarak düşünebiliriz. Sıcaksa serin tutar, serinse sıcak tutar,” diyen sanatçı, ürünlerini alanların manyetik yalıtım özelliği sayesinde zihinsel bir berraklık hissettiklerini veya migren ağrılarının azaldığını belirttiklerini paylaşıyor.
Türk Dizileri Keçe Başlıklara Talebi Patlattı
Tasavvuf temalı Türk dizilerinin dünyada popülerleşmesiyle birlikte, dizilerde kullanılan takke, arakıye ve sarık gibi keçe başlıklar büyük ilgi görmeye başladı. Alioğlu, bu ilginin ihracatını artırdığını belirtiyor.
“İngiltere, Fransa, Hollanda ve Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki birçok ülke ile Katar, Meksika ve Fas‘a keçeden yaptığım başlıkları satıyorum. Yunus Emre, Hacı Bayram Veli gibi dizilerin hayranları bu başlıklara ilgi gösteriyor. Hatta fesin çıkış ülkesi olan Fas’a bile fes sattım. Bugün 45 ülkeye ürünlerimi gönderiyorum.”
Türbeler İçin Özel Siparişler
Alioğlu, dizi ve filmler için üretim yapmanın yanı sıra özel siparişler de alıyor. Türbelerin sandukaları için taçlar ve sarıklar hazırladığını belirten sanatçı, “En son Eyüp Sultan Hazretleri’nin türbesindeki sarığını sarmak nasip oldu. Aslında en güzel işlerim onlar oluyor,” diyerek yaptığı işin manevi boyutuna dikkat çekiyor.