Antropolog Manvir Singh Açıkladı: Şamanizmin Yükselişi ve Günümüzün Üç Şaman Tipi

Batı Dünyasında Şamanizme Artan İlgi

Batı dünyasında şamanizm, son yıllarda dikkat çekici bir şekilde yeniden popülerlik kazanıyor. İngiltere ve Galler’de, kendisini şamanist olarak tanımlayanların sayısı son on yılda 650’den 8 bine çıkarak on katlık bir artış gösterdi. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise yüz binlerce insanın düzenli olarak şamanik uygulamalara başvurduğu tahmin ediliyor.

Kaliforniya Üniversitesi’nden antropolog Manvir Singh, bu yükselişi ve şamanizmin kökenlerini yeni kitabı “Shamanism: The Timeless Religion” adlı eserinde derinlemesine inceliyor. Singh, New Scientist’e verdiği röportajda, şamanizmin günümüzdeki popülaritesini ve tarihsel arka planını aydınlatan önemli bilgiler paylaştı.

100 Bin Yıllık Evrensel Bir Uygulama Olarak Şamanizm

Manvir Singh’e göre şamanizmin kökleri, insanlığın “davranışsal olarak modern” hale geldiği en az 100 bin yıl öncesine dayanmaktadır. Bu tezi destekleyen arkeolojik kanıtlar arasında hayvan-insan figürleri içeren mağara resimleri ve özenle hazırlanmış mezarlar yer alıyor. Ancak Singh için en güçlü kanıt, şamanizmin neredeyse her kültürde birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmasıdır.

Singh, şamanizmi bir uzmanın değişmiş bilinç hallerine girerek görünmez varlıklarla iletişim kurduğu ve bu yolla şifa veya kehanet gibi hizmetler sunduğu bir pratik olarak tanımlıyor. Şamanizmin bir din olup olmadığı sorusuna ise net bir yanıt veriyor:

“Şamanizm doğrudan doğaüstü varlıklarla ilişki kurarak kutsama elde etme çabasıdır, yani aslında dinin özüdür.”

Antropologa göre şamanizmin gücü üç temel psikolojik faktörden kaynaklanıyor:

  • Görünmeyen varlıkların olayları etkileyebileceğine dair içgüdüsel inanç.
  • Törenler ve ritüeller aracılığıyla belirsizlik üzerinde kontrol kurma arzusu.
  • ‘Farklı’ veya ‘öteki’ olarak görülen kişilerin özel güçlere sahip olduğuna inanma eğilimi.

Bu bağlamda, trans hali (kendinden geçme) şamanik pratiğin merkezinde yer alır ve Singh bunu bir “sahne performansı” olarak nitelendirir.

Tarihsel Figürler ve Şamanizm: ‘İsa Bir Şamandı’ Tezi

Singh, şamanizmin tarihsel izlerini sürerken tartışmalı bir iddiada bulunuyor ve “İsa muhtemelen bir şamandı” diyor. Bu görüşünü, İsa’nın görünmeyen varlıklarla iletişim kurma, şifa dağıtma ve geleceği öngörme gibi özelliklerine dayandırıyor. Ayrıca, Antik Akdeniz bölgesinde şamanik geleneklerin oldukça yaygın olduğunu da ekliyor.

Şamanik Uygulamaların Sağladığı Faydalar

Manvir Singh, 10 yıllık saha çalışmaları sonucunda şamanik uygulamaların bireylere üç ana alanda somut faydalar sağladığı sonucuna varmıştır:

  • Plasebo Etkisi: Ritüeller, plasebo etkisini tetikleyerek fiziksel acıyı hafifletebilir.
  • Zihinsel Dönüşüm: Bireyin kendine dair zarar verici anlatıları değiştirmesine yardımcı olur.
  • Sosyal Destek: Kişiye yalnız olmadığını hissettirerek güçlü bir sosyal destek ağı sağlar.

Singh, özellikle Mentawai Adaları’ndaki şifa ritüellerinin neredeyse bir festival havasında, neşeli ve sosyal bir ortamda gerçekleştiğini belirtiyor.

Günümüzün Modern Şamanları Kimlerdir?

Antropolog Singh, Batı’daki modern şamanları üç farklı kategoride değerlendiriyor:

  1. Neo-şamanlar: Geleneksel ritüelleri modern dünyaya uyarlayarak uygulayan kişiler.
  2. ‘Çit büyücüleri’: Teknik olarak şaman olmasalar da, belirsizliği yönetme vaadiyle hizmet sunan profesyoneller (örneğin, finans uzmanları).
  3. Teknoloji CEO’ları: Uyuşturucu kullanımı, yalnızlık ve yoksunluk gibi ritüellerle kendilerini “insanüstü” gibi konumlandıran liderler. Bu davranışlar, hem kendi güçlerine olan inançlarını pekiştirmek hem de çevrelerine “öngörülü vizyoner” imajı vermek için kullanılır.

Şamanizm Neden Şimdi Yükselişte?

Singh’e göre, dünya genelinde kurumsal dinlere olan bağlılığın azalması ancak manevi bir arayışın devam etmesi, şamanizmin cazibesini artırıyor. “Şamanizm çok doğrudan, kişisel ve faydalı bir yaklaşım sunuyor. Belirsizliğin arttığı dönemlerde insanlar, kontrol hissi sağlayacak her şeye daha fazla yöneliyor.”

Dini liderlerin şamanizmi neden bir tehdit olarak gördüğünü ise şu sözlerle açıklıyor:

“Şamanlar, ilahi olanla doğrudan bir ilişki kurar. Bu durum, merkezi dini otoritelerin tekelini sarsar. Çünkü şamanlar yeni öğretiler ve yeni yorumlar getirme potansiyeline sahiptir.”