Devleti Sarsan Sahte Diploma Ağı: Soruşturma FETÖ ve İstihbarat Örgütlerini İşaret Ediyor

Sahte Diploma Soruşturması Derinleşiyor: Hedef Sadece Para Değil

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2024 yılı Haziran ayında başlatılan sahte diploma soruşturması, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Olayın ‘sahte diplomalı 400 profesör, doçent’ başlıklarıyla yansıtılması, konunun farklı bir boyutta tartışılmasına yol açtı. Ancak soruşturma dosyası, meselenin basit bir sahtekarlıktan çok daha derin olduğunu ve ülkenin güvenlik sistemine yönelik ciddi bir saldırı niteliği taşıdığını ortaya koyuyor.

Soruşturmayı yürüten kurumun bizzat yargı organları olması, olayın ciddiyetini gözler önüne seriyor. Dosyadaki bilgilere göre, bilişim teknolojilerinden anlayan organize bir şebeke, 50 bin TL’ye ehliyet veya 100 bin TL’ye not yükseltme gibi yasa dışı işlemler gerçekleştirmiş. Bu sahtekarlıkların ötesinde, asıl endişe verici olan, ülkenin siber güvenliğinin aşılması ve bakanlıklar ile üniversiteler gibi kritik kurumların itibarının hedef alınmasıdır.

FETÖ ve Yabancı İstihbarat Şüphesi

Bu organize saldırının arkasında kimlerin olduğu sorusu, soruşturmanın en kritik noktasını oluşturuyor. İddianamede şimdilik 154 şüpheli yer alsa da, bu tür operasyonlardaki geçmişi bilinen FETÖ veya MOSSAD gibi istihbarat örgütlerinin olası rolleri de değerlendiriliyor. Bu durum, olayı basit bir dolandırıcılık şebekesinden çıkarıp, devlete yönelik büyük bir saldırı boyutuna taşıyor.

Amaç Kurumları Yıpratmak

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iki ayrı iddianame, şebekenin amacının sadece para kazanmak olmadığını açıkça gösteriyor. Şüpheliler, iki farklı elektronik imza sertifikası şirketini kullanarak, 14 üniversitenin öğretim görevlileri, Göç İdaresi Başkanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Milli Eğitim Bakanlığı ve bazı emniyet yetkililerinin adına sahte elektronik imzalar üretmiş.

Sistemin kurucularının temel hedefinin, devlet kurumlarını ve üniversiteleri bilinçli olarak yıpratarak itibarlarını sarsmak olduğu anlaşılıyor. Bu planın en kritik adımı ise kurumlardaki en yetkili kişilerin e-imzalarının kopyalanması olmuş.

Öne Çıkan İsimler ve Uluslararası Bağlantılar

İddianameye göre organizasyonun başında Ziya Kadiroğlu ve Sinan Şimşek isimli şüpheliler bulunuyor. Şebeke üyelerinin Telegram gibi şifreli mesajlaşma uygulamaları üzerinden iletişim kurduğu ve sahte kimliklerle e-imza başvuruları yaptığı tespit edildi. Şüphelilerden birinin ifadesinde, yaklaşık 40 kişinin işlemini yaparak 150 bin TL gelir elde ettiğini söylemesi, olayın görünen yüzünü yansıtsa da, şebekenin Suriye ve Tacikistan gibi farklı ülkelerdeki bağlantıları, soruşturmanın uluslararası boyutunu da ortaya koyuyor.

Bakanlık Harekete Geçti: Suç Duyurusu Yapıldı

İddianamede çetenin nasıl çökertildiğine dair detaylı bilgi yer almazken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı‘ndan yapılan açıklama, bazı kurumların durumu erken fark ettiğini gösterdi. Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Yapılan araştırma sonucunda, Genel Satış Daire Başkanı’nın adına kısa sürede düzenlenen e-imzadan haberdar olup derhal iptal ettirmesiyle herhangi bir işlem gerçekleştirilmediği tespit edilmiştir. E-imzayı üretenler ve Bakanlığımız Belgenet sistemine bağlanmaya çalışan kişiler IP adreslerinden tespit edilmiştir. Bu kişiler hakkında işlem yapılmak üzere 25 Haziran 2024 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur.”