Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2025 07:00
Washington yönetiminin son zamanlarda Afrika kıtasındaki ülkelere yönelik politikalarını güçlendirme eğiliminde olduğu gözlemlenirken, bu artan alakanın arkasındaki asıl nedenin kıtanın zengin mineral kaynakları olduğu öne sürülüyor.
Haberin Devamı
Amerika Birleşik Devletleri’nin Afrika kıtasına yönelik ilgisi ve faaliyetlerinde son dönemde dikkat çekici bir yoğunlaşma ve strateji değişikliği yaşanıyor. Geçtiğimiz ay Washington, Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DKC) ile Ruanda arasında 30 yıldır devam eden savaşı bitiren bir barış anlaşmasına arabuluculuk yapmıştı. Bu gelişmenin ardından ABD Başkanı Donald Trump, Gabon, Gine-Bissau, Liberya, Moritanya ve Senegal liderlerinden oluşan beş kişilik bir heyeti Beyaz Saray’da konuk etti. Basına açık yapılan toplantı sonrası Afrikalı liderlerle bir akşam yemeği düzenlendi. Yemekte Afrika’nın pek çok ekonomik fırsat barındırdığını dile getiren Trump’ın kıtaya olan bu ilgisinin altında iki temel motivasyon yatıyor: Mineraller ve göçmen krizi.
‘TİCARETE DAYALI İŞBİRLİĞİ’
Geçen ocak ayında göreve başlayan Trump yönetiminin attığı ilk adımlardan biri, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın dış yardım fonlarında kesintiye gitmesiydi. Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde büyük ölçüde ABD yardımlarına muhtaç olan bazı Afrika ülkelerinin liderleri, Trump ile gerçekleştirdikleri görüşmede, ABD Başkanı’nın “yardımdan ticarete” şeklinde özetlediği yeni politika ekseninde farklı bir işbirliği zemini oluşturmayı amaçladı. Nadir toprak elementleri, değerli madenler ve petrol rezervleri bakımından zengin olan Batı Afrika ülkelerinin liderleri, ABD Başkanı’nı kıtaya barış getirme yönündeki girişimlerinden dolayı takdir ederken, bu doğal kaynakların işlenmesi için Amerikan şirketlerini doğrudan yatırıma davet etti.
Haberin Devamı
ÇİN FAKTÖRÜ ÖN PLANDA
Uranyum, lityum, altın, elmas, petrol, manganez, kobalt ve zirkonyum gibi kıymetli mineral ve elementlere sahip olan bölgede Çin’in uzun süredir devam eden bir hakimiyeti bulunuyor. Nadir elementler ve minerallerin işlenmesi ve dağıtımında küresel piyasada tekel konumunda olan Çin, bu sayede yüksek teknolojili ürünlerin imalatında tedarik zinciri ve pazar üzerinde doğrudan bir denetim sağlıyor. Pekin, doğal kaynaklar merkezli kurduğu ticari ilişkilerle Afrika ülkelerine altyapı yatırımları götürüyor. Trump yönetimi ise Afrika ülkeleriyle ticari ilişkilerinin hacmini yükselterek bölgedeki Çin etkisini zayıflatmayı hedefliyor. Nitekim Washington’ın arabuluculuk yaptığı DKC-Ruanda anlaşması, ABD’nin Kongo’da önemli mineral hakları kazanmasıyla sonuçlanmıştı.
Haberin Devamı
‘GÖÇMENLERİ GERİ ALIN’ ÖNERİSİ
ABD’nin bölgeden diğer bir beklentisi ise Trump yönetiminin en hassas olduğu konulardan olan yasa dışı göçle mücadelede ortak hareket etmek. Edinilen bilgilere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı, zirveye katılan 5 lidere yasa dışı göçmenlerin iadesiyle ilgili bir teklif sundu. Belgeye göre, eğer ülkeler bu anlaşmayı imzalarsa, ABD’den gönderilen göçmenlerin sığınma başvuruları hakkında kesin bir karar verilinceye kadar onları “kendi ülkelerine veya daha önce sürekli ikamet ettikleri ülkeye” geri göndermemeyi taahhüt etmek durumunda kalacaklar. Ancak Afrikalı liderlerin bu teklife ne yanıt vereceği belirsizliğini koruyor.
TRUMP’TAN MİSAFİRİNE: “İNGİLİZCENİZ ÇOK GÜZEL”
ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrikalı liderlerle yaptığı görüşmedeki tutumu ve ifadeleri, pek çok çevrenin eleştirisine neden oldu. Takviminin çok sıkışık olduğunu belirten Trump, “Belki burayı hızlıca geçebiliriz” diyerek liderlerden kendilerini tanıtırken sadece isimlerini ve ülkelerini söylemelerini talep etti. Trump ayrıca, resmi dili İngilizce olan Liberya Devlet Başkanı Joseph Boakai’ye, “İngilizceniz ne kadar güzel. Bu kadar iyi konuşmayı nerede öğrendiniz? Bu masada sizin kadar iyi konuşamayan insanlar var” sözleriyle hitap etti.