Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Türkiye’de kayıt dışı ekonomiyle mücadele ve finansal şeffaflığı artırma amacıyla önemli bir adım attı. Yeni düzenlemeyle birlikte, 200 bin TL ve üzerindeki EFT ile havale işlemlerinde açıklama yazılması zorunlu hale getirildi. Bu uygulamanın temel amacı, kara para aklama, yasa dışı bahis gelirleri ve kayıt dışı kazançların finansal sistem üzerinden aklanmasını engellemektir.
Finansal Denetimde Yeni Dönem Başlıyor
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Dr. Zekeriya Şahin, bu tedbirin sadece bireysel işlemleri değil, aynı zamanda sistematik denetimi de güçlendireceğini ifade etti.
“MASAK zaten bu konuda teyakkuzda olan bir kurum. Ancak bu uygulama, para transferlerinin neden yapıldığının açıkça belirtilmesi açısından önemli bir açılımdır. Kara para aklamaya karşı daha etkili mücadele için bankalar transferleri izleyebilecek, gerekirse açıklamasız işlemlere bloke koyabilecek.”
Bankalar Transferlere Bloke Koyabilecek
Yeni düzenleme kapsamında, bankalar yüksek meblağlı ve açıklamasız işlemleri şüpheli olarak değerlendirip üzerine bloke koyma yetkisine sahip olacak. Banka, gerek duyması halinde işlem yapan kullanıcıdan transferin amacını ve karşı tarafla olan ticari veya kişisel ilişkisini belgelemesini talep edebilecek.
Dr. Şahin, bu sistemin özellikle yasa dışı bahis ve kaçak oyun siteleri üzerinden dolaşıma sokulan büyük paraların takibini kolaylaştıracağını belirtti:
“Kara para, izini kaybettirmek amacıyla farklı hesaplar arasında sürekli dolaştırılıyor. Genellikle havuz hesaplarda toplanıp daha sonra küçük parçalara bölünerek dağıtılıyor. Yeni sistem, bu karmaşık para izlerinin takip edilmesine büyük ölçüde yardımcı olacak.”
Vergi Kaçakçılığı da Mercek Altında
Uygulamanın bir diğer önemli hedefi ise yaygın vergi kaçağıyla mücadele etmektir. Dr. Zekeriya Şahin, Türkiye’deki gelir beyanları ile harcamalar arasındaki tutarsızlığa dikkat çekti.
“Bir kuyumcunun yıllık 42 bin TL, bir doktorun ise 61 bin TL gibi komik rakamlarda gelir beyan ettiğini görüyoruz. Oysa Türkiye genelinde 450 milyon kredi kartı kullanılıyor. Bu devasa harcama hacmiyle beyan edilen gelirler arasında büyük bir uçurum var. Bu tür denetimler, beyan edilen gelirle yapılan harcamalar arasında bir bağ kurarak vergi adaletini sağlamayı hedefliyor.”
Nakit Kullanımının Geleceği Tartışılıyor
Bu düzenleme, nakit kullanımının azalıp azalmayacağı tartışmalarını da beraberinde getirdi. Bazı ülkeler, nakit parayı tamamen ortadan kaldırmayı planlıyor. Örneğin, Arnavutluk’un 2030 yılına kadar nakit kullanımını sıfırlama hedefi bulunuyor. Ancak Dr. Şahin, bu durumun farklı psikolojik ve ekonomik etkileri olabileceğini vurguladı.
“Tüketiciler, fiziksel olarak ceplerindeki parayı harcamaktan kaçınırken, kartla daha rahat harcama yapma eğilimindedir. Bu durum, bireysel ve toplumsal borçlanmayı tehlikeli seviyelere çıkarıyor. Dünya genelinde borçlanma miktarı 250 trilyon doları aşmış durumda. Türkiye’de de tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarındaki artış endişe verici boyutlarda.”
Kartlı ödemelerin takibinin vergi şeffaflığı açısından olumlu olsa da, tüketici alışkanlıkları değişmeden ve vergi bilinci tam olarak yerleşmeden sistemin tam anlamıyla başarılı olamayacağı uzmanlar tarafından belirtiliyor.