Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) hakkında verilen güvensizlik önergesini aşarak görevini sürdürmeyi başardı. Oylama neticesinde, önerge yeterli çoğunluğa ulaşamayarak reddedildi. Ursula von der Leyen yönetimindeki AB Komisyonu, 360 parlamenterin lehte oyunu alırken, önergeyi destekleyenlerin sayısı 175’te kaldı. Oylamada ayrıca 18 parlamenter çekimser kalmayı tercih etti.
Parlamentonun sağ kanadından gelen bu teklif başarılı olsaydı, sadece von der Leyen’in değil, başkanlığındaki tüm AB Komisyonu üyelerinin istifa etmesi zorunlu hale gelecekti.
**COVID-19 AŞILARINDA YOLSUZLUK İDDİALARI**
Güvensizlik oylaması sürecinin temelinde, COVID-19 aşı alımlarıyla ilgili yolsuzluk şüpheleri bulunuyordu. Avrupa şüpheciliğiyle bilinen Rumen parlamenter Gheorghe Piperea’nın öncülüğünde ve 72 parlamenterin imzasıyla gündeme getirilen önergenin asıl nedeni, von der Leyen’in 2021 yılında Pfizer CEO’su Albert Bourla ile yaptığı iddia edilen özel mesajlaşmalardı. Başkan, milyarlarca euro değerindeki aşı alımları esnasında gerçekleşen bu yazışmaların içeriğini, parlamentonun ısrarlı taleplerine rağmen kamuoyuna açıklamamıştı. O dönemde Avrupa Komisyonu, söz konusu mesaj trafiğinin AB’nin şeffaflık yasalarını ihlal etmediğini savunmuştu.
Ancak bu duruma karşın, AB Genel Mahkemesi’nin mayıs ayında, skandalın üzerinden 4 yıl geçtikten sonra aldığı bir karar süreci farklı bir boyuta taşıdı. Mahkeme, AB Komisyonu’nu hatalı bularak Ursula von der Leyen aleyhine bir hüküm vermiş ve tartışmalı mesajların yayınlanması gerektiğine karar kılmıştı.
**’PFIZERGATE’ SKANDALINDA KENDİNİ SAVUNDU**
Mahkeme kararının ardından yükselen tepkiler ve sunulan güvensizlik önergesiyle yüzleşen von der Leyen, pazartesi günü AP’de yaptığı konuşmada “Pfizergate” olarak bilinen skandala ilişkin kendini savundu. Von der Leyen, “Bizi krizden çıkaracak aşıları üreten şirketlerin üst düzey temsilcileriyle temas halinde olduğum bir sır değil. Aynı şekilde dünyanın en iyi epidemiyologları ve virologlarından da tavsiye aldım” şeklinde konuştu.
Von der Leyen, savunmasına ek olarak, kendisine yönelik güvensizlik girişiminin arkasında Kremlin’in olduğunu öne sürdü. Bu önergenin, Rusya ve AB’nin diğer hasımları tarafından teşvik edildiğini iddia etti.
**ORBAN’DAN VON DER LEYEN’E ‘GİT’ ÇAĞRISI**
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e karşı oluşan siyasi cepheye, Brüksel yönetimine yönelik keskin eleştirileriyle tanınan Macaristan Başbakanı Viktor Orban da katıldı. Orban, bir gün önce sosyal medya üzerinden paylaştığı mesajda von der Leyen için ayrılık vaktinin geldiğini belirtti.
Macaristan Başbakanı Orban’ın Siyasi Direktörü Balázs Orbán da benzer bir mesajla sert eleştiriler yöneltti. Balázs Orbán’a göre, von der Leyen’in liderliğinde AB, ekonomik bir “kendi kendini sabote etme” sürecine girmiş, kurumlar yetkilerini aşmış ve jeopolitik bir duyarsızlığa sürüklenmiştir. Siyasi direktör, von der Leyen’in sicilinin ortada olduğunu vurgulayarak, “Ukrayna’yı AB vatandaşlarının önüne koydu. Diplomasi yerine savaşın tırmanmasını seçti. Hukukun üstünlüğünü siyasi bir silaha dönüştürdü. AB değerlerini abartılı liberalizmle eşitledi” ifadelerini kullandı.
**’ÇİFTÇİLERİ DIŞLADI’ İDDİASI**
Balázs Orbán eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Yeşil Mutabakat, yüksek fiyatlar, çöken tarım, sanayisizleşme ile çiftçileri dışladı, sanayileri boşalttı ve kıta genelinde enerji maliyetlerini artırdı. Egemenlik yerine göç kotasını savundu. Örtülü aşı anlaşmaları yaptı ve hatta, kocası biyoteknolojiden kazanç elde etti.” Jeopolitik alanda ise von der Leyen’in AB’yi yalnızlaştırdığını, Rusya’dan kopardığını, Çin ile bir ticaret savaşına kilitlediğini ve Washington’daki müttefikleriyle bile arasını açtığını belirtti. Balázs Orbán, sözlerini “Bu liderlik değil, Avrupa’nın gerçek ihtiyaçlarından kopuk, ideolojik bir kontroldür. Von der Leyen artık Avrupa’yı temsil etmiyor. Artık değişim zamanı. Artık gitme zamanı” diyerek tamamladı.