TBMM Başkanı Kurtulmuş Saraybosna’dan Seslendi: Gazze’deki Olaylar da Srebrenitsa Gibi Soykırım Olarak Tarihe Geçecek

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Bosna Hersek’te 1995 yılında Srebrenitsa’da yaşananların soykırım olarak tanınmasının, insanlık vicdanının uyanışının bir neticesi olduğunu belirtti. Kurtulmuş, aynı şekilde Gazze’de gerçekleştirilen eylemlerin de bir soykırım olarak dünya tarihine kaydedileceğini kuvvetle vurguladı.

Resmi bir ziyaret için Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da temaslarda bulunan Kurtulmuş, bu değerlendirmeleri Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’nde düzenlenen bir etkinlikte yaptı. Program, Bağlar Dergisi’nin 10. sayısı vesilesiyle gerçekleştirilen “Bağlar Saraybosna Yazarlık Akademisi Kapanış ve Bağlar 10. Sayı Tanıtım Programı” kapsamında düzenlendi.

## “TÜRKİYE YALNIZCA 86 MİLYONLUK BİR ÜLKE DEĞİLDİR”

Türkiye’nin artık geçmişteki gibi olmadığını dile getiren Kurtulmuş, “Türkiye, uzun bir zamandır devam eden içine kapanıklık durumunu son dönemde dikkate değer bir güçle aşarak, başta Balkan coğrafyası olmak üzere dünyanın her noktasındaki dostları, kardeşleri ve gönül coğrafyasındaki insanlarla yeniden bir araya gelmeyi başarıyor,” dedi.

Bu tür faaliyetler aracılığıyla Türkiye’nin sadece 86 milyonluk bir nüfustan ibaret olmadığının çok daha net anlaşıldığını ifade eden Kurtulmuş, Türkiye’nin YTB, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yunus Emre Enstitüsü (YEE) gibi kurumları aracılığıyla kültürel diplomasisini en verimli şekilde yürüttüğü bir süreçte olduğuna dikkat çekti.

## “SREBRENİTSA, UTANÇ VERİCİ BİR ANIDIR”

Ortak duyguları paylaşan insanların müşterek çözümler üzerine müzakere edebilmesinin pek çok şeyden daha kıymetli olduğunu belirten Kurtulmuş, medeniyet birikimine dayanan tarihsel köklere olan ihtiyacı öne çıkardı.

Srebrenitsa soykırımının, modern zamanların sunduğu utanç verici bir anı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Soykırım olgusu, yalnızca o suçu işleyen sınırlı sayıdaki caninin eylemlerinin bir neticesi değildir. Bu, belirli bir zihniyet dünyasının, dünyayı anlama biçiminin ve bir medeniyetin yol açtığı ihmallerin ya da göz yummaların maalesef bir sonucudur,” şeklinde konuştu.

## “AUSCHWİTZ, SREBRENİTSA VE GAZZE…”

Kurtulmuş, modern dönemde üç büyük soykırımın birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:

“Auschwitz, Srebrenitsa ve Gazze… Aslında bu üç olay da hem ortaya çıkış biçimleri hem de bu soykırımlara zemin hazırlayan koşullar bakımından birbirine oldukça benzemektedir. Bildiğiniz gibi hukuk, aynı zamanda hakikatle de ilişkilidir. Hukuk ile hakikat arasındaki bu denge yitirildiğinde, ne insan haklarından ne de insanlığın beşeri gelişiminden söz edebilirsiniz. Ne yazık ki Auschwitz’de maddi gücü elinde tutanlar, işledikleri o soykırımları ve insanlık suçlarını tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiler. Srebrenitsa’da da benzer şekilde, çok modern değerlere sahip olduğunu iddia eden dünya, 9 bini aşkın insanın alenen katledilmesine ya sustu ya da görmezden geldi.”

Yaklaşık iki senedir Gazze’de benzer bir senaryonun sahnelendiğine işaret eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Güçlü olanlar, bir kez daha zalim bir yönetime ve soykırımcı bir çeteye müsamaha göstermektedir. Uluslararası hukuku tamamen yok sayarak işlenen suçları ne yazık ki görmezden gelmektedirler. Bazıları bu büyük insanlık suçuna bahaneler üretirken, bazıları da bunu meşrulaştırmak amacıyla yeni gerekçeler öne sürmeye çabalamaktadır. Temel sorun, insanlığın adalet üzerine konuşmasına rağmen hakikatten uzaklaşmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple, büyük bir medeniyetin mirasçıları olarak, asırlar boyunca din, ırk veya mezhep ayrımı yapmaksızın hakkı, hukuku ve adaleti uygulayabilmiş bir milletin torunları olarak, uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukuk açısından üzerinde durmamız gereken esas konu, hukuk ile hakikat arasındaki ilişkidir.”

## “İNSANLAR ORADA GÖZ GÖRE GÖRE ŞEHİT EDİLDİ”

Uluslararası hukukun gerçeklikten koptuğuna dikkat çeken Kurtulmuş, gücü elinde bulunduranların hukuku dilediği gibi yorumladığını; yorumlamanın yetersiz kaldığı durumlarda ise Srebrenitsa örneğinde olduğu gibi bu hukukun uygulanmasını engellediğini belirtti.

Srebrenitsa’da 400’ü çocuk olmak üzere 8 bin 372 kişinin herkesin gözü önünde şehit edildiğini hatırlatan Kurtulmuş, “Buna soykırım demek için insanlık neden bu kadar bekledi? Nihayetinde, çok şükür, soykırım olarak tanımlandı. Gelecek nesillere ibret olması açısından bu kısmı değerli buluyoruz. Ancak bu tanımlamanın bu kadar gecikmesini de insanlığın bir yüz karası olarak gördüğümü belirtmek isterim,” ifadelerini kullandı.

## “GAZZE’DEKİ BÜYÜK SOYKIRIM EN KISA ZAMANDA BİTECEK”

“İnşallah Gazze’deki bu büyük soykırım ve insanlık suçları en kısa sürede sona erecektir,” diyen Kurtulmuş, “Bu suçu işleyenler, tıpkı Radovan Karadzic ve Ratko Mladic gibi, o soykırımın failleri gibi, (Binyamin) Netanyahu ve çetesi de uluslararası mahkemelerde yargılanacak ve bunun bedelini ödeyecektir,” dedi.

Kurtulmuş, insanlık vicdanında hakikat ışığının çok kuvvetli bir şekilde parlamaya başladığını belirterek, “Bunu, dünyanın dört bir yanında meydanları dolduran yüz binlerce insanın, hükümetlerinin politikalarının tam aksine görüşler ortaya koyarak Gazze’de uygulanan soykırıma karşı çıkmasından ve artık insani hakikatin izinde koştuklarını göstermesinden anlıyoruz,” diye ekledi.

İnsanlık vicdanından kimsenin kaçamayacağını ve bu vicdanın harekete geçtiğini söyleyen Kurtulmuş, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Srebrenitsa’nın bir soykırım olarak tanınması, şüphesiz hükümetlerin konfor alanlarından çıkarak aldıkları bir karardan ziyade, insanlık vicdanının harekete geçmesinin bir neticesi olarak gerçekleşmiştir. Aynı şekilde, bugün harekete geçen insanlık vicdanı, inşallah çok yakın bir gelecekte Gazze’de işlenen bu cürmü de bir soykırım olarak tanıyacak ve dünya tarihine bu şekilde kaydedecektir.”

Kurtulmuş, insanlık vicdanının bu dirilişi olmasaydı, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) Netanyahu ve Sırp soykırımcılar aleyhinde bu tür kararlar alamayacağını vurguladı.

Hakikatin dünyanın en büyük gerçeği olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Hiçbir gücün, ne kadar büyük olursa olsun, hakikati örtbas etmeye gücü yetmez,” dedi.

Kurtulmuş, Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı merhum Aliya İzetbegoviç’in büyük bir devlet adamı olduğunu anarak, onun mirasının Bosna Hersek’te yaşatılması temennisini dile getirdi.

Programa, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, Türkiye-Bosna Hersek Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya, CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, MHP Konya Milletvekili Konur Alp Koçak, Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Emin Akseki ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren de iştirak etti.