İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik bir operasyon neticesinde tutuklanarak Düzce Ceza ve İnfaz Kurumu’na konulan Medya A.Ş Genel Müdürü F. Pınar Türker, doğum gününde CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka’ya manidar bir mektup yolladı.
Türker, 13 Temmuz’da doğum gününü cezaevinde idrak edeceğini, yaklaşık dört aydır sevdiklerinden ve iki kız evladından ayrı olduğunu ifade etti. Mektubunda, “Elbet gerçekler ortaya çıkacak. Alnım ak, başım dik, özgürlüğüme kavuşacağım” sözleriyle masumiyetine olan inancını vurguladı.
Cezaevindeki tecrübelerini de aktaran Türker, çocuk yaşta evlendirilen, eğitim imkanına kavuşamayan ve hayatın ağır koşulları altında suça itilen kadınların yaşadığı dramlara dikkat çekti. Bu gözlemlerinden yola çıkarak Türker, doğum günü vesilesiyle kamuoyuna önemli bir çağrıda bulundu: “Beni seven herkes, hediye yerine kız çocuklarının eğitimine destek olan vakıf ve derneklere bağış yapsın.”
“BU MEKTUP BİNLERCE KADININ SESSİZ FERYADIDIR”
F. Pınar Türker’in mektubu hakkında yazılı bir beyanda bulunan Nazlıaka, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Pınar’ın mektubu kalbimize işledi. Onun kaleminden dökülen her ifade, cezaevlerindeki kadınların karşılaştığı yapısal adaletsizliklerin, eşitsizliğin ve ihmalkarlığın bir belgesi niteliğinde… Bu mektup sadece tek bir kadının değil, binlerce kadının sessiz feryadıdır.
Bugün doğum gününü parmaklıklar ardında geçiren bir anne, kendi özgürlüğü kadar kız çocuklarının eğitimi için de bir çağrı yapıyorsa, bu çağrıya kulak kesilmek hepimizin insani sorumluluğudur.”
Nazlıaka, ayrıca CHP olarak kız çocuklarının eğitime erişim hakkı için mücadelelerini sürdüreceklerini ve kadına yönelen eşitsizliklerle her mecrada hesaplaşmaya devam edeceklerini de sözlerine ekledi.
F. PINAR TÜRKER’İN MEKTUBU
Nazlıaka, F. Pınar Türker’in kamuoyuyla paylaştığı mektubu şu şekilde aktardı:
“13 Temmuz benim doğum günüm!
Şafak operasyonuyla gözaltına alınıp tutuklanmamızın üzerinden neredeyse dört ay geçti. Bu sürede pek çok özel günü sevdiklerimden, ailemden ve en önemlisi can parelerim iki kızımdan ayrı geçirdim. Doğum günümde de ayrı olacağız. Sağlık olsun, elbet gerçekler ortaya çıkacak ve hep söylediğim gibi alnım ak, başım dik özgürlüğüme kavuşacağım.
Bu dört ayda iki cezaevindeki farklı koğuşlarda 100’den fazla hükümlü/tutuklu kadınla tanıştım. Zaman zaman dertleştik; paylaşmak, anlatmak isteyenlerin hikayelerini dinledim, dinliyorum… Neredeyse tüm hikayelerin ortak paydası çocuk yaşta eğitimlerini bırakıp erkenden evlendirilmiş olmaları. Sonra geçim derdi, çocuk yaşta annelik, hayat mücadelesi, aile içi şiddet derken suça itilmiş, bulaşmışlar.
Nitekim Dünya Ekonomik Forumu 2025 Cinsiyet Uçurumu Raporu bu durumu doğrular niteliktedir. Raporun ana eksenlerinden bir tanesi eğitime erişim ile ilgilidir. Maalesef ülkemiz Avrupa ülkeler arasında cinsiyet eşitliği konusunda en son sırada yer alıyor.
Aile yılı olarak ilan edilen bu yılda, kadınlarımızın aile kurmadan önce, kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, bilinçli, sağlıklı nesiller yetiştirebilmeleri ve işgücüne katılarak ülkemizin refah seviyesinin yükselmesi için kız çocukların eğitime erişmelerinin önceliklendirildiği politikaların ivedilikle hayata geçirilmesini temenni ediyorum.
Bu nedenle, doğum günümde beni seven herkesten hediye yerine kız çocuklarının eğitimini destekleyen vakıf ve derneklere bağış yapmalarını rica ediyorum.
Özgür günlerde buluşmak üzere.
Doğum günüm kutlu olsun!”