Nevşehir’de Asırlık Sır Perdesi Aralandı: Kömürlükten 600 Yıllık Tarih Fışkırdı
Nevşehir’de bir evin kömürlük olarak kullanılan bölümünde, yaklaşık 600 yıllık olduğu tahmin edilen ve daha önce hiçbir bilimsel literatürde yer almayan tarihi bir yapı ortaya çıkarıldı. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) öğretim üyeleri tarafından yapılan incelemelere Rektör Prof. Dr. Semih Aktekin de katıldı.
Yapının sahibi olan 63 yaşındaki Mehmet Esen, ailesinin Taşkın Paşa’nın 6. kuşak torunu olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Babamın zamanında turistler buraya gelirdi ama eve girdirmezlerdi. Burada bir cami olduğunu söylerlerdi. Ama şimdi külliye olarak belirlendi.”
Akademisyenler Şaşkın: “Hiçbir Literatürde Geçmiyor”
NEVÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Maraşlı, yapının Taşkınpaşa Külliyesi‘ne bağlı bir mekan olduğunu düşündüklerini ifade etti. Yapının Selçuklular döneminden kalma olabileceğini ve daha önce kayıtlara geçmediğini vurgulayan Maraşlı, keşfin önemini şu sözlerle anlattı:
“Buradaki kandillikler, nişler, ocaklar buranın bir şeyhin yaşam alanı olduğunu gösteriyor. Yani misafirlerini ağırladığı, belki tekkede çorbanın kaynadığı, yemeğin yapıldığı, misafirlerin ağırlandığı, açların doyurulduğu bir yerdi. Çünkü tekkelerde böyle tasavvuf anlayışları var. Bu yapı daha önce hiçbir literatürde geçmiyor.”
6 Asırdır Gün Yüzüne Çıkmayı Bekleyen Miras
Doç. Dr. Maraşlı, yapının 1960’lardan beri sanat tarihçileri tarafından bilinmesine rağmen hiç açılmadığını belirtti. “Külliyenin camisi, türbesi, zaviyesinden bahsediliyor, fakat bu yapıya kimse değinmiyor. Aslında 600 yıllık bir yapı. İlk defa gün yüzüne çıkan, saklanmış ve belki de saklandığı için de bu şekilde korunmuş. Baktığımız zaman cephe anlayışı bizim Selçuklulardan beri aşina olduğumuz, beylikler döneminde de devam eden süslemeler, malzemeler ve teknik bir anlayışla yapılmış” dedi.
Yapının Eretna Beyliği Dönemine Ait Olduğu Düşünülüyor
NEVÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Altın ise yapıdaki süslemelerin ağırlıklı olarak geometrik ve bitkisel motiflerden oluştuğunu belirtti. Altın, yapının mimari özelliklerine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Eretna yapılarında klasik gördüğümüz cephe tasarımını burada da görüyoruz. Süsleme ağırlıklı olarak geometrik ve bitkisel süsleme üzerinden yürütülmüş. Bu süslemelerde bir stil kritiği yaptığımızda bunun bir Eretna yapısı olduğunu, benzer özelliklerinden dolayı da Emir Taşkın’ın yaptırmış olabileceğini belirtebiliriz.”
Kullanım Amacı ve Yeni Bulgular
Yapının tam olarak ne amaçla kullanıldığının henüz netleşmediğini ifade eden Doç. Dr. Altın, “Şu an buranın ne amaçla kullanıldığını tam olarak bilemiyoruz. Bizler de bunlarla ilgili araştırmalar yapıp, buranın işlevini tespit etmeye çalışacağız. Hemen arkamda gördüğünüz niş, muhtemelen mihrap nişi. Çünkü kıble yönü cami ile aynı yöne denk geliyor. Buranın içi bu kadar görülebilir değildi, temizlik çalışmasından sonra bu yapı açığa çıktı. Hatta sağımda kalan kitabeyi de dün gece fark edebildik. Yani aslında bakir bir yer. Burada yapacağımız çalışmalarla bu yapının işlevini ve süslemelerini daha da açığa çıkarmayı planlıyoruz” diye ekledi.