Dev Depremin Etkisi: Kamçatka Yarımadası 2 Metre Güneydoğuya Sürüklendi

Dev Deprem Sonrası Kamçatka’nın Coğrafyası Değişti

Rusya’nın Kamçatka Yarımadası, geçtiğimiz hafta yaşanan 8,8 büyüklüğündeki şiddetli depremle sarsıldı. Kayıtlara geçen en büyük altıncı sarsıntı olarak tarihe geçen bu olay, Şili ve ABD’nin batı kıyılarına kadar uzanan geniş bir alanda tsunami uyarılarına neden oldu.

Yarımada 2 Metre Yer Değiştirdi

Depremin ardından gerçekleştirilen sismik ölçümler, şaşırtıcı bir jeolojik değişimi gözler önüne serdi. Rusya Bilimler Akademisi uzmanları, yarımadanın güney kesimindeki kara kütlesinin güneydoğu yönünde yaklaşık 2 metre kaydığını belirledi. Bu durum, 2011 yılında Japonya’da meydana gelen ve tarihin en büyük beşinci sarsıntısı olan 9 büyüklüğündeki Tohoku depremindeki yer değişimiyle büyük benzerlikler taşıyor.

Rusya Bilimler Akademisi tarafından yapılan açıklamada, “Jeodinamik gözlemler sonucunda ön hesaplamalar yaptık. Görünen o ki hepimiz oldukça belirgin şekilde güneydoğuya kaydık. 30 Temmuz’daki depremin ardından gözlemlenen en büyük yer değişimleri, yarımadanın güney kesiminde gerçekleşti” ifadeleri kullanıldı.

Depremin Ardındaki Bilimsel Gerçek: ‘Elastik Geri Sekme’

Uzmanlara göre, tektonik plakalar normal şartlarda yılda sadece 1,5 santimetre gibi küçük bir oranda hareket eder. Ancak Kamçatka gibi fay hatlarının kilitlendiği bölgelerde bu hareket duraksar ve muazzam bir basınç birikir. Bu biriken enerji, büyük bir depremle aniden serbest kalır ve bilim insanlarının ‘elastik geri sekme’ olarak tanımladığı süreç yaşanır.

Deprem anında, kilitlenen plakalar birbirinin üzerinden kayarak saniyeler içinde metrelerce hareket eder. Bu sismik aktivite, depremin ardından günler, hatta haftalar boyunca devam edebilir. Kamçatka’daki 8,8’lik depremde de bu mekanizma çalışarak yarımadanın 2 metre kaymasına yol açtı.

Volkanları Tetikleyen ‘Ateş Çemberi’

Bilim insanları, deprem sonrası bölgedeki sismik hareketliliğin iki volkanik patlamayı da tetiklediğini belirtiyor. Kamçatka Yarımadası, Pasifik Okyanusu’nu çevreleyen ve 40 bin kilometrelik ‘Ateş Çemberi’ olarak bilinen hat üzerinde yer alıyor. Bu bölge, dünyadaki 425’ten fazla aktif volkandan 22’sine ev sahipliği yapmasıyla sismik açıdan gezegenimizin en hareketli alanlarından biri olarak kabul ediliyor.