PKK’nın Silah Bırakma Kararı: Tarihi Bir Adım ve Sonrası

Tarihin yazıldığı anlara tanıklık etmek çok farklı bir deneyimdir. Dağılma kararını açıklamasından yalnızca iki ay sonra PKK terör organizasyonunun silahsızlanma evresine geçmesi, şüphesiz tarihi bir dönüm noktasıdır. Organizasyonun, özellikle kendi tabanına ve destekçisi olan emperyalist güçlere “mağlup olmadık” mesajı vermek amacıyla düzenlediği tören, nihayetinde temel amaca hizmet etti: PKK silahlarını teslim etti! İmralı’da bulunan örgüt liderinin, “bağımsız devlet, federal yapı veya özerk yönetim” gibi taleplerden feragat edip “Türkiye ile entegrasyon” yönünde bir irade ortaya koyduğu göz önüne alındığında, ulaşılan bu nokta son derece kıymetlidir. Dahası, bu bir “ilk” olma özelliği taşıyor; örgüt tarihinde ilk defa silah bırakma eylemini gerçekleştirdi. Kuşkusuz bu sürecin, kesintiye uğramadan ve hızlı bir biçimde tamamlanması, örgütün Suriye-İran-Türkiye uzantılarının da silahlardan arındırılması ve bölgedeki 4 ülke için bir tehdit unsuru olan KCK yapısının tamamen ortadan kaldırılması elzemdir. MİT’in, başka bir ülkenin sınırları içinde bir terör örgütüne silah bıraktırmayı başararak önemli bir başarıya imza attığı da dikkat çekici bir gerçektir. Umulur ki sürecin devamı da aynı başarıyla ilerler.

***
Son dönemdeki gelişmelerle birlikte, artık “Kürt sorunu” yerine daha çok “PKK sorunu” kavramının konuşulmaya başlandığına dikkat çekmek gerekir. Özellikle geride kalan 20 yıllık süreçte hayata geçirilen girişimler sayesinde “ret, inkar ve asimilasyon” gibi politikalara son verilmiştir. Kimlik ve ana dil kullanımının önündeki manialar kaldırılırken, tüm zorluklara karşın siyasi diyalog yolları daima açık bırakılmıştır. Bu süreçte, Kürt kökenli yurttaşlar ile PKK terör örgütü arasında net bir ayrım yapılmıştır. Aralarında PKK’ya sempati duyanlar olsa dahi, Kürt kökenli vatandaşlara bir bütün olarak dostluk mesajı verilmiştir. Onları belirli bir coğrafyaya sınırlama ve homojen bir Kürt bölgesi oluşturma planlarına rağmen, bu vatandaşlarımız Türkiye’nin dört bir yanına yayılarak yaşamlarını kurmuş ve bu ülkenin temel bileşenlerinden biri olduklarını kanıtlamışlardır.

***
Bundan sonraki süreçte, hem silahsızlanma döneminin ilerleyişi hem de TBMM bünyesinde kurulacak komisyonun faaliyetleri yakından takip edilecektir. Bu komisyonun çalışmalarında, silah bırakan örgüt üyelerinin yeniden topluma kazandırılması meselesine odaklanması beklenmektedir. Mevcut durumda DEM’li siyasetçiler, kalan talepler sorulduğunda genellikle 4-5 başlık listeleyebilmektedir: Bunlar arasında Terörle Mücadele Yasası, İnfaz Yasası, kayyum uygulamaları, ana dilde eğitim, yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması ve “anayasal vatandaşlık” tanımı bulunmaktadır. Bu konuların tamamının, silah faktörü ortadan kalktıktan sonra, toplumsal kabul düzeyine bağlı olarak zamanı gelince değerlendirileceği öngörülmektedir. Şahsi kanaatim, komisyonun genel bir af veya cezasızlık gibi bir teklifi kamuoyuna sunmayacağı yönündedir. Bunun yerine, çalışmaların öncelikle hasta ve yaşlı mahkumların durumu, örgüt üyeliği suçunun tanımı ve infaz koşullarının iyileştirilmesi gibi konularla başlaması muhtemeldir.

***
Bu bağlamda, ülkenin bölünmez bütünlüğü için hayatını feda etmiş olan şehitlerimizin kutsal anıları önünde hürmetle eğiliyor ve her birine rahmet diliyorum. Dağlarda vatan savunması sırasında uzuvlarını kaybetmiş olan cesur gazilerimize ise sağlıklı ve uzun bir yaşam temenni ediyorum!