Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyünde, 2700 yıllık bir geçmişe sahip olan Parion Antik Kenti’nde yürütülen su altı çalışmaları, beklenmedik bir keşfe sahne oldu. Antik Troas bölgesinin en mühim limanlarından birinde, çok sayıda Osmanlı dönemi seramiği ile beraber bir Osmanlı Tersanesi’ne ait olduğu değerlendirilen kalıntılar gün yüzüne çıkarıldı.nnKazı faaliyetleri, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş’in liderliğinde sürdürülüyor. Bu seneki çalışmalar, aralarında Moskova High School Economy ve Paris Montaigne University’den gelen 18 yabancı uzmanın da yer aldığı toplam 36 kişilik bir ekip tarafından yürütülmektedir. Parion’daki su altı incelemeleri, Osmanlı seramiklerinin yanı sıra bir Osmanlı Tersanesi’ne ait olması muhtemel buluntuları ortaya çıkardı.nnKazı Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş, antik limanda Osmanlı Dönemi’ne ait pek çok seramiğin bulunduğunu belirtti. Prof. Dr. Keleş, “Antik kentte 20 senedir kazı faaliyetleri yürütmemize rağmen daha önce Osmanlı Dönemi’ne ait hiçbir objeye rastlamamıştık. Suların altında ise dikkate değer miktarda Osmanlı seramiği ortaya çıkardık” şeklinde konuştu. Keleş, Parion’un antik Kuzey Troas Bölgesi’nin en kritik liman kentlerinden biri olduğunu vurgulayarak, 2025 çalışmaları için destek veren kurumları sıraladı: “Faaliyetlerimiz, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ve finansal katkılarıyla, ayrıca Çanakkale Valiliği, ana sponsorumuz İÇDAŞ A.Ş., Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü, Biga Kaymakamlığı ve Biga Belediyesi’nin sağladığı iş gücüyle nisan ayından bu yana yürütülmektedir.”nnBu yılki öncelikli odak noktasının su altı araştırmaları olacağını belirten Prof. Dr. Keleş, “Zira geçen yıl Düzce Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Bilir ve ekibinin Parion’un güney limanında yaptığı kısa süreli su altı taramaları, bizleri hayrete düşüren sonuçlar ortaya koymuştu” dedi. 20 yıllık kazı geçmişlerinde ilk kez karşılaşılan bu Osmanlı bulgularının kendilerini literatür taramasına yönelttiğini ifade eden Keleş, sözlerine şöyle devam etti: “Yaptığımız araştırmalar, Kemer İskelesi’nin Osmanlı zamanında, 1574’ten 19. yüzyıla dek, yani 300 yılı aşan bir müddet boyunca, Osmanlı Donanması için kritik bir kereste temin merkezi olduğunu saptadık. Ayrıca, buranın zaman zaman İstanbul’un odun gereksinimini karşılayan başlıca sevkiyat merkezlerinden biri olarak da hizmet verdiğini öğrendik. Bu bulguyu, şehrin antik geçmişi kadar ulusal tarihimiz için de son derece heyecan verici bir gelişme olarak görüyoruz.”nnGüney limanındaki Bodrum Burnu’nun diğer adının “Tersane Burnu” olmasının bir tesadüf olmadığını fark ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Keleş, bölgenin stratejik önemine dikkat çekti. “Burası antik çağlardan günümüze dünyanın en önemli su yolları ve ticaret rotalarından biri olan Çanakkale Boğazı üzerinde yer alıyor. Bu sebeple, su altında bulduğumuz seramikler, literatür taramalarımızda edindiğimiz bilgileri kesinlikle teyit etmektedir. Bu seramikler üzerine yapacağımız analizler ve antik liman çevresinde sürdüreceğimiz su altı incelemeleri, muhtemelen antik dönem batıklarının yanı sıra Osmanlı Dönemi batıklarını da bulmamızı sağlayabilir” diye belirtti.nnBölgedeki denizcilik faaliyetlerinde tarihsel bir süreklilik olduğuna da değinen Keleş, “Su altından elde edilen veriler, literatür bilgileri ve bölgedeki güncel faaliyetler, denizcilik alanında tarihsel bir devamlılığın varlığını ispatlıyor. Nitekim resmi sponsorumuz İÇDAŞ A.Ş.’nin günümüzde bölgenin ve ülkemizin en önemli gemi inşa ve onarım merkezlerinden biri olması, geçmişten bugüne denizcilik endüstrisindeki bu tarihsel sürekliliği göstermesi bakımından manidar bir durumdur. Kemer Tersanesi ve iskelesi, aynı zamanda Osmanlı’nın, Mısır donanmasının gemilerinin de inşa edildiği bir yermiş. Bütün bu bilgiler, Parion’un güney limanında, antik limanın yanında çok ciddi bir Osmanlı tersanesinin ve müştemilatının su altında olabileceğine işaret ediyor” dedi.nnGeçen sene bu duruma dair izleri su altında keşfettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Keleş, gelecek planlarını şu sözlerle aktardı: “Bunu daha ileri tetkiklerle araştırmayı bu yıl ve gelecek sezonlarda devam ettirmeyi hedefliyoruz. Bu faaliyetlerin sağlıklı ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için yerel yöneticilerimizden ve bakanlığımızdan destek talebinde bulunacağız. Su altı çalışmalarından elde edilecek veriler artar ve batıklara da rastlanırsa, gelecekte bölgede Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi çatısı altında bir su altı araştırma enstitüsü kurulması dahi gündeme gelebilir.”
Tarihi Parion Limanı’nda Şaşırtan Buluntular: Su Altı Kazıları Osmanlı İzlerini Ortaya Çıkardı
